Ezgi Çelik Ankara
Ak Parti Milletvekilleri Salim Uslu, Mehmet Emin Ekmen, Faruk Koca Çözüm Süreci'ne sivil toplum desteği sağlamak ve toplumun dikkatini barışa odaklamak amacıyla başlatılan 'Her Şeyi Bırak Barışa Bak' kampanyasının süreçte önemli rol oynayacağını belirttiler. "Barışa Bak" kampanyası imzacılarından Markar Esayan, Cengiz Algan, Orhan Miroğlu kampanyanın Çözüm Süreci'nde toplumun bütün odaklanmasının barışa yöneltilmesi ve toplumun dikkatini barışa çekerek şiddet ortamında yitirmemek için başlatılan bir girişim olduğunu ifade ettiler.
Toplumun vicdanı, Meclisin iradesi barıştan yanadır
TBMM İdari Amiri Ak Parti Çorum Milletvekili Salim Usluşunları söyledi: "Kendi içinde iç barışı sağlayamamış toplumsal barışı gerçekleştirememiş bir ülke bölgede barışı talep etmesi en azından Türkiye'yi mecalsizleştirmektedir. O açıdan güçlü bir Türkiye kendi içinde barışı sağlamış olmak sisteme demokratik değerler üzerinden gerçeklemiş ittifaklarla Türkiye'nin geleceğine katkıda bulunmak amacına yönelik bir girişimdir. O açıdan ben böyle bir girişimi çok doğru ve yerinde buluyorum."
Sürece toplum sahip çıkmalı
Toplumun sürece tam anlamıyla sahip çıktığında bütün aktörlerin kendini çekmek zorunda kalacağını söyleyen Ak Parti Eski Batman Milletvekili Mehmet Emin Ekmen,"İçinde bulunduğumuz ortamda devlet şunu diyor. 'Kamu düzenini bozucu faaliyetlere son verilirse şu adımları atarım' Ancak örgüt kamu düzenini bozan faaliyetlerine son vermemekte ısrar ediyor. Dolayısıyla bu ve benzeri sivil inisiyatifler kamuoyunda belirli bir duyarlılık oluşturduğunda devlet elbette ki kendi güvenlik güçleriyle otoritesiyle bu düzeni tesis etme imkanına sahiptir" dedi.
Kırılmalar tamir edilerek barışa odaklanılmalıdır
Gazeteci-Yazar Markar Esayan ise "6-7 Ekim olaylarıyla çözüm sürecinde bir kırılma yaşandı. Bu kırılmanın aşılması gerekiyor. Bu kampanya çerçevesinde de mesuliyet alınmak üzere toplanıldı. Türkiye'de sivil toplumun çözüm sürecinde önemini yeteri kadar idrak edemediği ve öne çıkmadığı konusunda bir öngörüden hareket edildi. Bu süreç çok önemli ve bu kırılmanın tamir edilerek bütün odaklanmanın barışa yöneltilmesi gerekiyor. Sivil toplumun da bu anlamda üzerine düşen ciddi bir sorumluluk var. Diğer bütün sivil topluma da bir çağrı olarak düşünülüyor. Önemli olan barışın korunarak sürecin devam etmesi tarafların barışa yönelik baskı altına alınmasıdır. Bu pozitif yaklaşım sivil toplumdan gelmelidir" ifadelerini kullandı.
Sürece toplumdan ciddi bir destek var
İnsan hakları aktivisti Cengiz Algan, "6-8 Ekim olaylarına kadar Çözüm Süreci rayında ilerliyordu. Hala toplumdan ciddi bir destek almaya devam ediyor. Ancak sürecin bütün yükü hükümetin, bir avuç Kürt ve Türk siyasetçi ve aydının ve ilgili bazı bürokratların sırtına kalmış durumda. Oysa daha uzun yıllara yayılacak bu sürece toplumun her kesiminin sahip çıkması, katkı sunması gerek. Bir yandan çeşitli vesilelerle dikkatimiz barışın üzerinden uzaklaştırılıp başka yönlere çekiliyor. Gezi ile 17-25 Aralık hükümet devirme girişimleri sadece dikkatimizi dağıtmakla kalmadı örneğin sınır dışına çekilmelerin de durmasına yol açtı. Belki bir yıl önce ulaşabileceğimiz sonuçlara daha yeni ulaşabiliyoruz. Çözüm karşıtı ciddi bir propaganda yürüyor. Sadece ulusalcı, milliyetçi çevrelerden değil, AK Parti'nin geçmiş uygulamalarına destek veren liberal çevrelerden de yapılıyor. Çözüm sürecine 'ama'sız, 'fakat'sız 'evet' diyecek bütün insanlara da kapımız açık'' şeklinde konuştu.
Çözüme Destek
Gazeteci-yazar Orhan Miroğlu şunları söyledi: " Tarafların birçok konuda birbirlerine itirazlar yönelttikleri özellikle de Kürt siyaseti cephesinden gelen şiddet eylemleri gerçekleştirdikleri suikastlar süreçle ilgili bir muhasebe yapılması gerektiğini ortaya koyuyor. Kampanya bu amaçla oluşturuldu. Tekrardan toplumun dikkatini barışa çekerek barış ideallerimizi şiddet ortamında yitirmemek için çok değerli arkadaşlarımızın başlattığı bir girişimdir. Toplum içerisinde süreç başlarken çözüme destek oranının aynı seviyelere ulaşmasını sağlamak için bir takım çalışmalar yürüteceğiz.''