Türkiye artık AB'ye girme ısrarıdan vazgeçmeli

Hür Dava Partisi Genel Merkezi tarafından yapılan açıklamada Almanya ve Hollanda'nın, Türkiye'nin bakanlarına yönelik tavrına tepki göstererek, yaşanan gelişmelerin bir kez daha Avrupa'nın dost olmadığını ve olmayacağını ortaya koyduğunu bildirdi. HÜDA-PAR 'Türkiye AB'ye girme ısrarından vazgeçmeli, yüzünü Avrupa'ya değil İslam alemine çevirmelidir. Avrupa yerine İslam ülkeleri arasında bir birlik oluşturma çabasına girmelidir.' önerisinde

HÜDA PAR Genel Merkezi, yayımlandığı gündem değerlendirmesinde Avrupa ülkeleriyle yaşanan gerginlikler, Siyonist işgalcinin uygulamaları, Münbiç meselesi ve Ankara-Moskova görüşmesi gibi konulara ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Son günlerde Yunanistan, Avusturya, Almanya ve Hollanda ile yaşanan gerginliklerin, Avrupa'nın Türkiye'ye karşı ortak bir tavırda birleştiğinin vurgulandığı HÜDA PAR açıklamasında, Türkiye'de yaşanan son gelişmelerin AB'yi huzursuz ettiği belirtildi.

"TÜRKİYE, AB'YE GİRME ISRARINDAN VAZGEÇMELİ"

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve son olarak da Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya'nın programlarının Hollanda hükümeti tarafından engellendiğinin hatırlatıldığı açıklamada, şu ifadeler yer aldı:

"Almanya ve Hollanda'nın bu tavrı gerçek yüzlerini de ortaya koymuştur. Özellikle Hollanda'nın yaptığı diplomatik nezaketsizliğin çok ötesinde siyasi bir terbiyesizliktir. Irkçı Geert Wilders'in kendisi olmasa bile düşünceleri seçimlerden önce iktidara gelmiş görünmektedir. Haçlı zihniyetinin İslam ülkelerine ve Müslümanlara dost olmadığı ve asla da olmayacağı bilinmelidir. Ancak Türkiye yüzünü Avrupa'ya çevirmiş ve ısrarla onunla dostluk kurmaya çalışmaktadır. Son gelişmeler bir kez daha göster ki Avrupa dost değildir ve olmayacaktır. Bu nedenle Türkiye AB'ye girme ısrarından vazgeçmeli, yüzünü Avrupa'ya değil İslam alemine çevirmelidir. Avrupa yerine İslam ülkeleri arasında bir birlik oluşturma çabasına girmelidir."

SİYONİST TERÖR REJİMİNİN UYGULAMALARI

Siyonist işgal rejiminin uygulamalarına da değinilen açıklamada, bir taraftan Filistinli tutsaklara ağır işkencelerde bulunulurken, diğer yandan yeni yerleşim yerleri inşası adıyla Filistinlilerin evlerinin başlarına yıkıldığı ve arazileri gasp edildiği ifade edildi.

Açıklamada, "Son günlerde Siyonist işgal parlamentosunun işgal altındaki Kudüs'te ezanı yasaklaması ve israil'e ekonomik, kültürel veya akademik boykot çağrısı yapanların 'ülkeye girişini engelleyen' bir yasa tasarısına onay vermesi, Siyonist şeytani emelleri doğrultusunda adım adım ilerlediğini göstermektedir." denildi.

Terör rejiminin, bu uygulamaları karşısında her Müslümanın tepkisini dile getirmesi gerektiğine vurgu yapılan açıklamada, "Bu sistematik zulümler karşısında ırkı ve mezhebi ne olursa olsun yeryüzündeki her bir Müslüman, bu ırkçı kararlara karşı Gazze başta olmak üzere Filistin'den yükselen 'birlik olma' çağrılarına kulak vermeli ve mesaisinin önemli bir kısmını Müslümanların vahdeti için harcamalıdır." çağrısında bulunuldu.

"SURİYE'DE KALICI VE NİHAİ BİR ÇÖZÜM, İSLAM ÜLKELERİNİN KENDİ ARALARINDAKİ ANLAŞMALARLA MÜMKÜNDÜR"

Türkiye'nin Fırat Kalkanı harekatı ve El-Bab sonrası PYD'ye yönelik muhtemel bir askeri harekatını engellemek üzere hem ABD'nin hem de Rusya'nın Münbiç'te resmi olarak ortak hareket etme kararı almasına dikkat çekilen açıklamada, bu durumun İslam coğrafyası üzerindeki emperyalist işgal planının boyutlarını ortaya koyduğu ifade edildi.

Açıklamada, Suriye'de daha fazla tahribatın yaşanmaması için siyasin bir çözümde ısrar edilmesi gerektiğini vurgu yapılarak, "Daha fazla tahribatın yaşanmaması adına izlenmesi gereken siyaset, Astana süreci ile sağlanan ateşkes ile birlikte farklı inanç ve etnik kimliklerin dışlanmadığı, her hak sahibinin hakkının yasal olarak teminat altına alındığı adil bir anayasayla siyasi bir çözümde ısrar etmektir. Bu anlamda Ankara ve Moskova arasında yapılan son görüşmede Astana sürecinin devamından yana ortak bir yaklaşımın sergilenmiş olması olumludur; ancak meselenin kalıcı ve nihai bir çözüme kavuşması, İslam ülkelerinin kendi aralarında varacakları anlaşmalarla mümkün olacaktır." değerlendirmesinde bulunuldu.

İSLAMİ STK'LARA YÖNELİK POLİS BASKINLARI

Son günlerde bazı İslami STK'lara yönelik polis baskınlarından duyulan endişeye yer verilen HÜDA PAR açıklamasında, bu baskınların geçmiş dönemde yaşanmış son derece olumsuz uygulamaları hatırlattığı ifade edilerek hükümet yetkililerine şu çağrıda bulunuldu:

"Şiddet içermeyen, şiddet çağrısı yapmayan, kutsallara hakaret başta olmak üzere halkı kin ve düşmanlığa sevk etmeyen hiçbir etkinlik, hukuki takibatlara konu yapılmamalıdır. Hükümeti bu konuda daha dikkatli davranmaya, yeni mağduriyetler oluşturacak uygulamalardan özenle kaçınmaya ve şiddet içermeyen etkinliklere daha müsamahakar davranmaya davet ediyoruz."