Türk toplumunun AB'ye güveni azalıyor

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Demirtaş, 'Halkın yaklaşık yarısı üyeliği pozitif değerlendirse de ancak üçte biri gelecekte Türkiye'nin tam üyeliğinin gerçekleşebileceğine inanmaktadır.' dedi.

Uzmanlar, Türk toplumunun Avrupa Birliği'ne (AB) yönelik algısının değiştiğine işaret etti.

Siyaset uzmanları, Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri ve Türk toplumundaki değişen AB algısını ve bunun sebeplerini AA muhabirine değerlendirdi.

TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Birgül Demirtaş, Türkiye ve Avrupa Birliği arasındaki ilişkilerin yaşanan tüm siyasi krizlere rağmen hem çok boyutlu hem de çok aktörlü olarak devam ettiğini, kamuoyunun AB'ye yönelik algılamalarının da bu değişkenlikten etkilenerek dalgalı bir seyir izlediğini belirtti.

Türk kamuoyunun AB'ye yönelik algılamalarının Brüksel ile olan ilişkiler ve Türkiye'nin çevresindeki güvenlik sorunları ile diğer aktörlerle ilişkilerinin de bu algılamaları etkilediğine dikkati çeken Demirtaş, "Eurobarometer, İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) ve Kadir Has Üniversitesi Türkiye Sosyal-Siyasal Eğilimler Araştırması verilerine göre, 2000'lerin ortasında yüzde 70'i aşan AB'ye destek oranı 2010'da yüzde 42'ye düştü, 2015'te tekrar yüzde 65'e çıktı, 2016'da ise tekrar düşme eğilimine girerek yüzde 46'ya indi." diye konuştu.

AB'ye tam üyeliğe inananların oranı yüzde 27

Kamuoyunda üyeliğe verilen destekle üyeliğin gerçekleşeceğine olan inanç arasında büyük fark bir olduğunun altını çizen Demirtaş, "Örneğin İKV'nin 2015'te yaptırdığı ankete göre, AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 62'ye çıksa da Türkiye'nin tam üye olacağına inananların oranı yüzde 30'dur. Kadir Has Üniversitesi'nin anketine göre ise 2015'te AB üyeliğini destekleyenlerin oranı yüzde 65 iken 2016'da bu oran yüzde 46'ya düşmüş, tam üyeliğe inananların oranı ise yüzde 27'ye inmiştir." ifadelerini kullandı.

Birgül Demirtaş, şöyle devam etti:

"Halkın yaklaşık yarısı üyeliği pozitif değerlendirse de, ancak üçte biri gelecekte Türkiye'nin tam üyeliğinin gerçekleşebileceğine inanmaktadır. Bu demektir ki halkın yarısı AB sürecini olumlu olarak algılasa da AB'nin Ankara'yı tam üyeliğe kabul edebileceğine büyük çoğunluk inanmamaktadır."

Prof. Dr. Demirtaş, tam üyelik olsa da olmasa da iki taraf arasındaki "karşılıklı karmaşık bağımlılık" ilişkisinin devam edeceği değerlendirmesinde bulunarak, AB ülkelerindeki en büyük yabancı topluluklardan birini oluşturan Türk kökenli insanların da ulus ötesi bağlarını her daim canlı tutacaklarını sözlerine ekledi.

"AB bir fırsat kapısı olarak görülüyordu"

İktisadi Kalkınma Vakfı (İKV) Genel Sekreteri Doç. Dr. Çiğdem Nas, Türkiye toplumunun AB'ye bakışını etkileyen unsurların başında AB'nin refah ve hayat standardı açısından sunacağı fayda ile AB'de yaşama, çalışma, eğitim görme gibi olanaklar geldiğini belirterek, AB'nin bir fırsat kapısı olarak görüldüğünü söyledi.

"Tarih boyunca Avrupalı devletlerle yaşanan savaşlar, Osmanlı'nın Avrupa karşısında gerileyişi, Birinci Dünya Savaşı öncesinde Avrupalı devletlerin işgali, Kurtuluş savaşımız, bunun yanında kültürel ve dini farklılıklar Avrupa nosyonumuzun önemli bir parçasını oluşturuyor." diye konuşan Nas, bu kültürel karşıtlıklarının ötesinde, Osmanlı'ya kadar geri giden ve Cumhuriyet devrimleri ile hız kazanan bir Avrupalılaşma sürecinin de mevcut olduğunun altını çizdi.

"Türk halkı AB üyeliğinin gerçekleşmeyeceğini düşünüyor"

Nas, "Türkiye'nin AB üyesi olmasını ister misiniz?" diye sorulduğunda, halkın çoğunluğu bunu desteklediğini ancak üyeliğin gerçekleşeceğine olan inanç ve beklenti düzeyinde büyük ölçüde aşınma gözlemlendiğini vurgulayarak, "Türk halkı AB üyeliğini desteklese de bunun gerçekleşmeyeceğini düşünüyor." dedi.

Bunun sebepleri arasında Türkiye'yi AB standartlarının gerisinde olarak görmelerinin yanında AB'nin Türkiye'ye samimi davranmadığı algısının da yattığına işaret eden Nas, "AB'nin Türkiye'yi içine almak istemediği, oyaladığı ve üyelik hedefinde samimi destek vermediği düşünülüyor. Bu da vatandaşı AB üyelik hedefinden uzaklaştırıyor." diye konuştu.

"AB'nin 15 Temmuz'a kayıtsız kalması algıyı kötüleştirdi"

Nas, AB ülkeleri ile Türkiye arasında dönem dönem sıkıntılara bağlı olarak olumsuz bir AB algısının oluştuğuna vurgu yaparak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"AB'nin 15 Temmuz sonrasında Türkiye'nin yaşadığı sorunlara duyarsız kalması, bu algıyı kötüleştirdi. Burada özellikle siyasetçilerin konuyu gündeme taşımaları ve son derece sert bir söylem kullanmaları da kamuoyunun yaklaşımını olumsuz yönde etkiliyor."

Bazı AB üyesi devletlerin PKK gibi terör örgütlerine yaklaşımının Türk toplumu tarafından eleştirildiğini hatırlatan Nas, "Türk kamuoyunda AB'nin teröre destek verdiği yönünde bir görüşün olduğunu da kabul etmeliyiz. Bu durum da elbette AB'nin demokrasi ve insan hakları ile özdeşleştirilen imajını yıpratıyor ve tutarlılığını zedeliyor." dedi.