Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Cemil Ertem Türkiye'de de 17/25 Aralık operasyonu ve 15 Temmuz darbesini yapmaya kalkan FETÖ'nün doğrudan işi olduğunu ve ana senaryo İran ambargosunu delmek üzerine oturtulduğunu söyledi. Ertem "Şimdi de bu operasyonda kullanılan sahte FETÖ belgeleri üzerinden Türkiye ekonomisine ve Türk banka sistemine yönelik, ABD kaynaklı yeni bir operasyon yapılıyor" dedi.
AMAÇLARINA ULAŞAMAYACAKLAR
Yani başka bir deyişle, 17/25 Aralık ve 15 Temmuz süreçleri devam ettiriliyor. Her hafta sözde iddianameden sızdırılmış spekülatif metinlere dayalı yeni bir "haberle" karşılaşıyoruz. Somut hiçbir belgeye dayanmayan, tamamen yoruma dayalı bu haberlerle piyasalarda tedirginlik ve öngörülemezlik oluşturmaya çalışılıyor. Siyasi olarak Mısır'da yaptıklarını Türkiye'de Erdoğan'a yapamayanlar, hiç şüpheniz olmasın, ekonomide de amaçlarına ulaşamayacaklar.
SUNİ OYNAKLIK ÇABASINDALAR
Derinliği olmayan döviz piyasasında suni oynaklık oluşturmaya çalışılmasının beyhude bir çaba olduğunu görüyoruz. Burada iki önemli husus unutulmasın; birincisi, Türkiye 2001 krizindeki Türkiye değil, dalgalı kur rejimi uyguluyoruz ve Merkez Bankası, düne göre, elindeki araçları bugün çok daha etkin kullanma ve yeni araçlar geliştirme gücüne, bağımsızlığına sahip. İkincisi, zaten Türkiye gibi dışa tam açık bir ekonomide nihai olarak döviz kuru, dış ticaret dinamiklerine, sermaye giriş ve çıkışlarına bağlı olarak şekillenir.
TÜRKİYE'DE SPEKÜLATİF KUR ATAKLARINA BAKARAK KİMSE ENDİŞEYE KAPILMASIN
Dış ticaretin orta vadedeki seyrini ise iç ve dış fiyat dengesi tayin eder. Bu dengenin en önemli yapıcısı ise TL'nin rezerv paralar karşısındaki fiyatıdır. Dalgalı kur rejiminde bu fiyat, dış ticaretin ve sermaye girişlerinin/çıkışlarının doğrudan fonksiyonu olarak, gün sonunda, ortaya çıkar. Dolayısıyla, geçici kur yükselmeleri ve inişlerinde Merkez Bankası, kur hedeflemek amacıyla müdahalede bulunmaz. Ancak spekülasyonu ve gereksiz döviz talebini önleyecek araçları kullanır. Bugün Türkiye'de spekülatif kur ataklarına bakarak kimse endişeye kapılmasın. Makul bir süre sonra, dış ticaret dinamiklerine ve genel makro verilere, dengeye uygun bir kur seviyesine -zaten- ulaştığımızı görürsünüz.
ÇAĞDIŞI EKONOMİK POLİTİKALAR TARİHE KARIŞIYOR
Tam burada şu önemli notu da eklemek istiyorum; Türkiye'nin etrafında bütün bu olan bitenlere, bütün bu saldırılara rağmen, 2017 yılında kapsayıcı yüksek ve sürdürülebilir bir büyüme temposunu yakaladığını ve 2018'de bunu, yeni üretim yanlısı reformlarla ve kurumlarla sürdüreceğini söyleyelim. Türkiye bölgesinde yeni sanayi devrimini yakalayan tek istikrarlı ve yatırım yapılabilir ülke olacaktır. Ayrıca şunu da ilave edelim ki bu ekonomi tetikçilerinin oyunları karşısında paniğe kapılan, onlara boyun eğmekten başka çaresi olmadığını sanan kurumlarımız ve o kurumlardaki çağdışı ekonomi-politikası anlayışı da artık tarihe karışıyor.