Turizmde alternatif pazarlar

Gazetelerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Kültür ve Turizm Bakanı Mahir Ünal, gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Bayram ZilanAnkara

"BÜYÜK BİR ANADOLU KÜLTÜR KÜLLİYESİ DÜŞÜNÜYORUZ"

Kültür ve sanat ile ilgili konuların bir gerilim alanı haline getirilmesine karşıyım. AKM üzerinden oluşan, TUSAK üzerinden oluşan belli gerilim hatları var ve ben bu gerilim hatlarına takılıp kalmayı düşünmüyorum. Bizim AKM için düşündüğümüz sadece bir müze yapmak değil. Başkent Ankara'ya yakışır kültür ve sanat mekanlarının bulunduğu, geniş bir planlama gerçekleştirmek. Ankara'nın kalbinde, içerisinde milli kütüphanenin, müzenin, sanat galerilerinin, geleneksel sanatlara yönelik sanat atölyelerinin, tiyatro salonlarının ve kongre merkezlerinin olduğu, bütün Anadolu'nun bugüne kadarki hikayesini barındıran büyük bir Anadolu Kültür Külliyesi düşünüyoruz.

"TARİHİ DOKUYU KORUYARAK ŞEHİRLERİ YENİDEN ELE ALIYORUZ"

Şehrin kimliğini, hafızasını ve kültürünü bizim inşa etmemiz gerekiyor. Çünkü şehrin hafızasını ve kimliğini inşa etmediğiniz zaman şehir kültür üretmiyor. Bundan dolayı, şehirlerimizde; İstanbul sur içi, Ankara sur içi, Diyarbakır Suriçi gibi kentsel ve tarihi sit alanlarının yoğun olduğu bölgeleri özel bir düzenlemeyle, yeni bir anlayışla ele almalıyız. Böylece şehrin kültür sanat etkinliklerini ve şehrin kimliğini inşa eden, şehrin hafızasını oluşturan mimari dokunun buralarda muhafaza edilmesini sağlayarak cazibe merkezlerine dönüştürebiliriz. Şehirlerimizde tarihi dokuya uygun kimlikli mekanlar yapmak için, şehirlerimizi yeniden ele alıyoruz.

"TERÖRÜN TURİZME ETKİSİ TÜRKİYE İLE SINIRLANDIRILAMAZ"

Terör sorunu, önümüzde küresel bir sorun olarak duruyor.Bu sorunu Türkiye ile sınırlamak doğru değil. Geçtiğimiz günlerde Çanakkale'de Fransız Büyükelçisi ile bir aradaydım, ona sordum 'Paris ne durumda?' diye. O da ciddi anlamda Paris'in terör saldırılarından turizm açısından etkilendiğini ifade etti. Şu anda Terör sorununu sadece Türkiye'ye has bir sorun olarak görmek Türkiye'ye haksızlık olur. Terör saldırılarının olduğu ülkeler bundan ne kadar etkilendiyse biz de o kadar etkilendik. Ama şu anda bunun şu ya da bu diye net bir tespitini yapmamız mümkün değil. Sezon daha yeni başladı. Şubat-Mart aylarındaki rezervasyonlardaki artışlara ya da azalışlara bakarak bunu söyleyemeyiz.

"TURİZM KONUSUNDA YENİ ADIMLAR"

Turizm konusunda yaptığımız iki şey var: Bir ürün çeşitlendirmek, iki pazar çeşitlendirmek. Buna göre tanıtım stratejimizi yeniden oluşturmak. Şu anda da bu alanda ciddi bir mesafe kat etmiş durumdayız. Biz önleyici, telafi edici ve yapısal tedbirler alarak 2-3 yıl sonrasına dönük çok ciddi hazırlıklar yapıyoruz. Yani bu sıkıntılar geçecek ama bu sıkıntılar geçtiğinde biz pazar, ürün çeşitliğini sağlamış, tanıtım stratejisini çok ciddi anlamda yeni duruma göre planlamış bir ülke olarak, bu bağımlılıktan da kurtulmuş olacağız.

"AÇIKLAMALARI TURİZMİ ETKİLEDİ"

Bize turizmde en büyük zararı, Hollande 'Türkiye-Rusya arasında savaş çıkabilir' diye bir açıklama yaptı. Bu bize turizmimize çok fazla zarar verdi. Tam turistler rezervasyon dönemindeyken bir devlet başkanı "Türkiye-Rusya savaşı çıkabilir" diye açıklama yapıyor. Siz böyle bir durumda olsanız, önünüzdeki 6 aya dönük o ülkeye rezervasyon yaptırır mısınız, yaptırmazsınız. Dolayısıyla Hollande'ın bu açıklamasıyla birlikte bizim rezervasyonlarımızda keskin bir düşüş yaşandı.

"O SİYASETÇİLER İYİ NİYETLİ DEĞİLLER"

Türkiye'nin güvenlik açısından riskli ülke algısını birileri pekiştirmeye çalışırken, içerden ısrarla bazı siyasetçiler ve basın-yayın organları Türkiye'nin güvenli ülke olmadığını söylüyorlarsa bu iyi niyetli olarak algılanamaz. Belçika'da bir bomba patladıktan sonra bir Belçikalı yetkilinin kalkıp 'Belçika güvenli bir ülke değildir' ya da Paris'te bomba patladığında 'Fransa güvenli bir ülke değildir' demesini herhalde bekleyemezsiniz. Berlin'de fuarda bu konu gündeme geldiğinde bir tur operatörü dedi ki: 'Şu anda bulunduğumuz yer ne kadar güvenliyse İstanbul'da o kadar güvenli, terör saldırılarının nerede olacağını bilemezsiniz'.

"KÜLTÜRÜMÜZÜ ÇOCUKLARIMIZA AŞILAMALIYIZ"

Milli Eğitim Bakanlığı ile bir protokol imzalayacağız. Ortaoğretime şehir dersleri koyacağız. Mesela Ankara'da okuyan öğrencilerin Ankara'yı tanıması için Ankara'nın tarihi, kültürel dokusu, şehre ait kültür mekanları, sanat mekanları ve müzelere dair şehir dersi okuyacak ve bu mekanlarda öğrencilerimiz uygulamalar yaparak kendi şehrini, kültür ve sanat hayatını tanıyacak. Biz yeni kültür merkezi konseptimizde, toplumun tüm kesimlerinin ihtiyaçlarının karşılayacak kültür ve sanat merkezleri yapacağız.Kütüphanelerimizi şehrin en önemli buluşma noktaları haline getireceğiz. Yeni tasarlayacağımız kütüphanelerde kitap kafeler, cep sinemalar, yani gençlerin sosyalleşebileceği alanlar oluşturuyoruz.Bu coğrafya bizim kaderimiz, içine doğduğumuz kültür bizim kaderimiz, birbirimizle kavga edebiliriz, sorunlar yaşayabiliriz ama biz bu coğrafyanın, ortak coğrafyanın çocuklarıyız ve şu anda bizim temel bir sorunumuz var. Çocuklarımızın yaşadığı bu yabancılaşmayla öncelikli olarak mücadele etmemiz gerekiyor. Bizim çocuklarımızı fiziki mekanlarda daha çok sosyalleştirmemiz gerekiyor. Mesela şehirlere şimdi yaşayan müzeler dediğimiz yeni bir konsept yapıyoruz. Çocuk, şehir müzesine girdiğinde bir tarih koridoruna girecek ve kendi şehrinin tarihi, o şehirde yaşamış tarihi şahsiyetler, şehrin etnografyası, arkeolojisini tanıyacak. Yani önce çocukta bir şehir aidiyeti, aile aidiyeti, mekan aidiyeti sağlayacağız. Ancak ondan sonra bir kültür, kimlik ve ülke aidiyeti sağlayabiliriz.