BM oturumunda düzenlenen oylamanın ardından Tunus’un niçin çekimser oy kullandığını açıklayan Adab, "Gazze’deki kuşatmadan dolayı milyonlarca Filistinli her türlü yaşam kaynağından yoksunken devam eden İsrail'in Filistin halkına yönelik vahşi saldırıları, daha güçlü bir duruş sergilememizi gerektiriyor. Karar taslağı, her ne kadar insani yardım girişini kolaylaştırmayı ve göçü önlemeyi hedeflese de, işgalci güçlerin işlediği savaş ve soykırım suçları açık ve güçlü bir şekilde kınanmıyor." ifadelerini kullandı.
Adab, "Saldırgan taraf ile saldırıya uğrayan tarafın eşit görülmesine ilkesel olarak karşı çıkan Tunus, oylamada çekimser oy kullandı. İşgal güçlerinin Filistinlilere yönelik saldırıları açık ve net bir şekilde kınanmadığı müddetçe, bu konudaki ilkesel tutumumuz değişmeyecektir." dedi.
Adab, sözlerine şu şekilde devam etti:
"Çocukların, kadınların ve masum sivillerin öldürülmesi, ibadethanelerin ve yerleşim yerlerinin bombalanması, meşru müdafaa değil savaş suçudur. Meşru müdafaa hakkını kullanma, işgale direnme ve ırksal ayrımcılık politikalarının reddi ise terörizm olarak görülüyor. BM’nin, sorumluluklarını üstlenmesine ve yarım yamalak tedbirlere son vermesini istiyoruz. Sayısı bini geçen BM kararına saygı gösterilmesini ve uygulanmasını umuyoruz.”
Ürdün tarafından ortaya koyulan ve Türkiye de dahil 50'ye yakın ülkenin eş sunucusu olduğu karar tasarısı, 193 üyeli BM Genel Kurulunun Özel Acil Filistin oturumunda oylanmıştı.
Karar, 45 "çekimser" ve 14 "hayır" oyuna karşı 120 oyla kabul edilmişti.
Gazze'de son durumİsrail'in abluka altındaki Gazze Şeridi'nde yoğun saldırıları nedeniyle bölgedeki sabit hat, cep telefonu ve internet iletişim hizmetleri tamamen kesildi.
İsrail ordusu, hava saldırılarını artırdığını ve kara operasyonlarını genişleteceğini duyurdu.
Gazze'de binlerce yaralı ile sivilin bulunduğu en büyük sağlık tesisi olan Şifa Hastanesi de İsrail ordusu tarafından hedef gösterildi.
İsrail'in Gazze'ye saldırılarıHamas'ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, 7 Ekim sabahı İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlattı.
İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi'ne saldırıya başladı.
Gazze'den düzenlenen saldırılarda 310'u asker 1400 İsraillinin öldüğü, 5 bin 132 İsraillinin yaralandığı aktarıldı.
Gazze'deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail'in Gazze'ye saldırılarında öldürülenlerin sayısının 3 bin 38'i çocuk, 1726'sı kadın ve 414'ü yaşlı olmak üzere 7 bin 326'ya çıktığını, 18 bin 967 kişinin de yaralandığını duyurdu.
İşgal altındaki Batı Şeria'da İsrail güçlerinin ve Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 110 Filistinlinin öldüğü, 1900'den fazla kişinin de yaralandığı belirtildi.
Çatışma bölgelerinde, çoğu İsrail bombardımanında 25 gazeteci yaşamını yitirdi.
İsrail-Lübnan sınırında 8 Ekim'den bu yana İsrail ordusu ile Hizbullah arasında yaşanan çatışmalarda ise 46 Hizbullah üyesinin yanı sıra İslami Cihad Hareketi'nden 6, Hamas'tan 3, Hizbullah destekli Sünni Direniş Tugayı mensuplarından da 2 kişi öldü, biri gazeteci 4 sivil hayatını kaybetti.
Lübnan tarafından düzenlenen saldırılarda da 3 İsrail askeri ve bir İsrailli sivil yaşamını yitirdi.