Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı olan Prof. Dr. Muzaffer Şeker, dünya genelinde su kullanımında dengesizliklerin gözlemlendiğini vurgulayarak, "Bazı bölgelerde su sıkıntısı çekilirken, diğer bölgelerde suyun israf edildiğine şahit oluyoruz. Bu soruna karşı hızlı önlemler almak zorundayız. Bu durum ise tüm toplumun birlikte mücadelesini gerektiriyor." şeklinde konuştu.
Şeker, yazılı açıklamasında, toplumun tüm kesimlerinin suyun değerini anlaması ve anlatması yönünde farkındalık çalışmasına ihtiyaç olduğunu bildirdi.
Dünyada su tüketiminde dengesizlikler yaşandığına işaret eden Şeker, "Bazı yerlerde hiç su yokken bazı yerlerde israf ediliyor, hızlı tedbir almak zorundayız. Bu da topyekun bir mücadeleyi gerektiriyor. Su yoksa hiçbir şey yok. İklim değişikliği ve küresel ısınmanın maliyetini gelecek nesillerin daha fazla yaşamaması için özenli davranmalıyız, bize emanet edilen doğal kaynakları verimli ve yerinde kullanmalı, gereksiz israftan sakınmalıyız." değerlendirmesinde bulundu.
'Su kayıpları önlenmeli'TÜBA'dan konuya ilişkin yapılan açıklamada da Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubunun değerlendirmesine yer verildi.
Bu kapsamda Birleşmiş Milletler verilerine işaret edilerek, son 20 yılda yaklaşık 750 milyon insanın ciddi su kıtlığı, 2,3 milyar insanın su stresi yaşanan bölgelerde yaşamını sürdürdüğü belirtildi.
Yüzeysel sular ve yeraltı suları miktar olarak azalırken insan faaliyetleri sebebiyle kirlendiğine dikkat çekilerek, oluşan atık sular uygun teknolojilerle arıtılmadığı için kirlenen su kaynakları nedeniyle her yıl 1,4 milyon kişinin hayatını kaybettiği bildirildi.
Bu kapsamda su ihtiyacının büyük bir kısmını oluşturan tarımsal sulamada su kayıplarının önlenmesi ve su verimliliğini artıracak şekilde damlama ve yağmurlama sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasının önem taşıdığı vurgulandı.
Su tasarrufu neden önemli?Dünyanın %70'i su ile kaplı olmasına rağmen, toplam suyun %2,5'i kullanılabilir nitelikteki tatlı sulardır. Bunların da sadece yüzey ve atmosferde bulunanları kullanabiliyoruz. Artan dünya nüfusu, suyun önemini daha da artırıyor. Günümüzde 2 milyar kişi temiz suya erişemiyor. Gelecek 30 yıl içinde su sıkıntısı yaşayan ülkelerin sayısının 6 kat artması bekleniyor. Yaşam için vazgeçilmez olan suyun temini için 120 ülkede 11 bin tesis tuzlu sudan içilebilir tatlı suya dönüşüm yapıyor. Ancak tuzlu sudan tatlı su elde etmek maliyet ve yeni sorunlar açısından düşünüldüğünde, mevcut suyun tasarrufu daha önemli hale geliyor.
Ülkelerin su zenginliği veya fakirliği, geleneksel yöntemle kişi başına düşen su miktarına bakılarak ölçülüyor. Yılda 10 bin m³'ten fazlasına sahip olan ülkeler "su zengini", 3 bin ile 10 bin m³ arasındakiler "yeterli suya sahip", bin ile 3 bin m³ arasındakiler "su sıkıntısı yaşayan", bin m³'ün altındakiler ise "su fakiri" olarak kabul ediliyor. Ancak 3. Dünya Su Forumu'nda geleneksel yöntemin doğruluğu tartışıldı ve alternatif olarak "Su Fakirliği İndisi" yöntemi önerildi. Bu yeni yöntem, suyun kullanılabilirliği gibi birçok faktöre dayalı ve günümüzde daha geniş kabul gören bir yöntemdir. Buna göre suyun varlığı kadar kullanımı ve mevcut suyun tasarrufu da ülkelerin su zenginliği durumu üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Tabloya dikkatli bakıldığında, su kaynakları açısından oldukça zengin görünen Kongo Cumhuriyeti'nin, Almanya'ya kıyasla daha az su kaynağına sahip olmasına rağmen su açısından daha fakir durumda olduğu görülüyor. Benzer şekilde, su kaynakları bakımından benzer değerlere sahip İngiltere ile Türkiye karşılaştırıldığında, İngiltere'nin diğer etmenler nedeniyle Türkiye'ye göre daha su zengini olduğu görülüyor. Tüm bunların yanı sıra dünya nüfusundaki artış düşünüldüğünde, mevcut kaynakların önemi daha da artacaktır.