ABD'nin saygın dergilerinde Newsweek çarpıcı bir iddiayı gündeme getirdi.
1) SEÇİCİLER CAYARSA
ABD'de halk başkanı doğrudan seçmiyor. Seçmen oyunu bir başkan adayına veriyor, ancak bu başkan adayına oy vereceğini taahhüt eden bir "seçici kurul" üyesini seçmiş oluyor. Bir eyalette birinci olan aday, o eyaletin tüm seçici kurul üyelerini alıyor.
Seçimden aylar önce hangi adaya oy vereceğini taahhüt edip kendisi de seçici kurula aday olan isimler 8 Kasım'da belirlenmiş oldu. Şimdi bu seçici kurul, gelecek ay toplanıp başkanlık oylaması yapacak. Her şey geleneklere uygun işlerse, başkan seçilmek için gereken seçici kurul üyesi sayısını (270) aşan Donald Trump başkan olacak.
Ancak daha önce Donald Trump'a oy verme taahhüdünde bulunan seçici kurul üyelerinin bu sözlerinden cayıp Hillary Clinton'a oy vermesi de mümkün. ABD tarihinde bu durum 157 kez yaşandı, hatta 1836'da Virginia eyaletinin 23 seçici kurul üyesi birden sözlerini bozup, seçimi kazanan aday aleyhine oy verdi. Fakat genelde adaylar arasında fark büyük olduğu için bu "sadakatsiz seçiciler" nedeniyle sonuç etkilenmedi.
Resmi olmayan sonuçlara göre Trump 290, Clinton 228 seçici kurul üyesi kazanmıştı. Bu durumda Trump'a oy vaadiyle seçilen 32 seçici kurul üyesinin gelecek ay sözlerini bozup Clinton'a vermesi durumunda başkan Clinton olabilir.
2) RESMİ SONUÇLAR DEĞİŞİRSE
ABD seçimlerinde resmi sonuçlar henüz açıklanmadı. Tüm medya Associated Press haber ajansının verilerine güvenerek Trump'ın 270 sandalyeyi geçip başkan seçildiğini açıkladı. Oysa birçok eyalette iki aday arasında fark o kadar az ki, resmi sonuçlarda başka bir sayı çıkar yahut adaylar itiraz edip yeniden sayım yaptırırsa, 290-228'lik sonuç değişebilir. Örneğin Michigan gibi 16 seçici kurul üyesi gönderen ve Trump'ın sadece 11 bin oy farkla kazandığı bir eyalette sonuç değişirse seçim matematiği ciddi biçimde etkilenecek.
2000 yılında kılpayı farkla biten ve başkanın kim olacağını belirleyen Florida seçimlerinde mahkeme yeniden seçime izin vermemiş ve bu sayede Cumhuriyetçi aday George Bush başkan olmuştu. O seçimde olduğu gibi bu kez de Demokrat bir aday (Clinton) ülke çapında daha fazla oy aldı ama farkın çok az olduğu eyaletlerde tüm seçici kurul sandalyelerini Cumhuriyetçi (Trump) aday kazandığı için başkan da o oldu.
3) GÖREVDEN ALINABİLİR
Utah Üniversitesi hukuk profesörü Christopher Lewis Peterson, Trump'ın başkan seçilmesi durumunda, derhal başkanlıktan uzaklaştırılması için yeterli delilin elde olduğunu savunuyor.
Trump'ın kendi adını taşıyan üniversitesinin öğrencilerden asılsız vaatlerle 40 milyon dolar topladığı iddia ediliyordu. Dolandırıcılık, tehditle para alma ve yanıltıcı reklam suçlamalarıyla bu konuda üç dava açılmıştı. Peterson'a göre bu davadaki deliller, Trump ocakta başkanlık koltuğuna oturduktan hemen sonra onu görevden almak için yeterli olabilir.
Ancak Independent'ın haberine göre bu küçük bir ihtimal, çünkü Kongre kararı gerekiyor. Kongre ise Trump'ın partisi Cumhuriyetçilerin kontrolünde.
Ayrıca bu ihtimallerden herhangi birinin gerçekleşmesi, yani seçilmiş başkanın görevini yapamayıp bir başkasının Beyaz Saray'ın yeni sakini olması durumunda büyük bir kutuplaşmanın yaşandığı ABD'nin iyice karışacağı ortada.