İsmail ZELVİ
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, oluşturmak istedikleri terör koridoruna sekte vuran Türkiye'yi ikna için Ankara'ya geliyor. Tillerson'un Ortadoğu ziyaretinden önce, Amerika'nın en büyük gemilerinden H.W. Bush Uçak Gemisi Girit açıklarında demirledi.
Uçak gemisinin Türkiye'ye bir gözdağı amacıyla geldiğini savunan uzmanlar, Yunanistan'ın Kardak'ta yaptığı provakasyon ile, Kıbrıs Rumları'nın Kuzey Kıbrıs Türklerinin haklarını gasp eden girişimlerinin H.W. Bush'un Yunan karasularında olduğu döneme denk gelmesinin tesadüf olmadığı söylediler.
Tillerson'un Türkiye ziyareti öncesinde ABD'nin Akdenize gönderdiği H.W. Bush uçak gemisi bir kasabayı andırıyor. 6 bin personelin çalıştığı gemide 80 savaş uçağı bulunuyor. Her türlü modern silahın bulunduğu gemide 2 tane nükleer reaktörü ile 25 yıl enerjisini üretebiliyor, 2 bin evin ihtiyacını karşılayacak şekilde su damıtabiliyor.
Tillerson'un ziyaretinden önce Pentegon 3 gün önce aralarında Rusların da bulunduğu 100 rejim yanlısının PKK teröristlerine saldırmak istemeleri üzerine öldürüldüklerini duyurdu. Pentagon, çatışmanın 3 saat sürdüğünü F-15 Es, Reaper uçakları, B-52 bombardıman uçakları, AC-130 silahları ve Apache helikopterlerinin çatışmada kullanıldığın duyurdu. Çatışma hakkında detay veren Mattis, 'Bizi ve müttefikimiz PKK'yı tehdit ederlerse, onlara çok kabus dolu uzun bir gün yaşatırız" tehdidini savurdu.
Mısır ve Ürdün'de görüşmeler yapan Tillerson Türkiye'ye mesaj göndermeyi unutmadı. Mısır'ın darbeci Cumhurbaşkanı Sisi, Tillerson karşısında süklüm püklüm oturdu. Tillerson Ürdün'ün başkenti Amman'da mevkidaşı Eymen es-Safi ile görüştü.
Tillerson, görüşmenin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında yaptığı açıklamada, İran ile İsrail arasında Suriye'de yaşanan son gelişmeler nedeniyle endişe duyduklarını belirterek, "İran'dan Suriye'deki güçlerini geri çekmesini istiyoruz." dedi.
İran'ın ayrıca Lübnan'daki Hizbullah'ı da etkilediğine işaret eden Tillerson, askeri güçlerin hükümetin idaresi altında olduğu özgür ve bağımsız bir devletin inşasını desteklediklerini ifade etti.
Tillerson, yarın gerçekleştirmeyi planladığı Beyrut ziyaretinde "Lübnanlı liderlerle, demokrasi süreci ve ülkenin geleceğine ilişkin konuların" ele alınacağını aktardı.
Safedi ve Tillerson ayrıca, iki ülke arasındaki stratejik ortaklık çerçevesinde; ABD'nin Ürdün'e 5 yıl boyunca senelik 1,275 milyar dolar yardım yapmasını öngören bir mutabakat zaptı imzaladı.
Ürdün'de bulunan Tillerson, ABD ile müttefiklerinin desteklediği Suriyeli muhaliflerle de görüştü.
ABD, Irak ve Suriye'de işgale devam edecek
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, İran'ın Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan'dan güçlerini çekmesini isteyerek, bu bölgelerdeki varlığının istikrarsızlığa yol açtığını söyledi.
Tillerson, Arapça yayın yapan Hurra televizyon kanalına verdiği röportajda, Irak ve Suriye başta olmak üzere bölgedeki gelişmeleri değerlendirdi.
Irak'taki ABD askeri varlığına değinen Tillerson, bu konuyu Irak Başbakanı Haydar el-İbadi hükümetiyle değerlendireceklerini ifade ederek, "Biliyoruz ki ve bunu Başbakan İbadi'de söylüyor, DEAŞ'ın bazı militanları Irak'a karşı halen tehdit oluşturuyor. Bu tehditlerden tamamen kurtulduğumuzdan emin oluncaya kadar orada (Irak'ta) kalmaya devam edeceğiz." dedi.
Bakan Tillerson, Suriye'deki askeri varlıklarının amacının DEAŞ'ın tamamen yenilmesi olduğunu öne sürerek, bunun ayrıca Suriye'de istikrarı da hedeflediğini anlattı.
ABD'nin İran'ın Suriye, Irak, Yemen ve Lübnan'daki varlığına karşı bakışının uluslararası toplumun bakış açısıyla örtüştüğünü savunan Tillerson, "Bu varlık ne istikrar getirecek ne de vatandaşlar için güvenlik sağlayacak. Tahran'dan, güçlerini İran'a geri çekmesini yeniden talep ettik." açıklamasını yaptı.
Lübnan ve Suriye'de Hizbullah'ın İsrail'e yönelik tehditlerini ciddiye aldıklarını belirten Tillerson, Suriye'nin sadece İsrail değil, Türkiye ve Ürdün için de istikrasız bir ortam oluşturduğunu ve bundan endişe duyduklarını aktardı. Tillerson, "Bundan dolayı DEAŞ tamamen bitinceye kadar Suriye'de kalmaya devam edeceğiz." diye konuştu.
Irak'ın yeniden imarına değinen Tillerson, ABD şirketlerinin egemenlik ve hukukun olduğu ülkelerde çalışacağını dile getirerek, bunun da Irak'ın uzun vadeli egemenliğini güçlendireceğini sözlerine ekledi.