ÖZLEM DOĞAN
Atatürk Havalimanı Dış Hatlar Terminali'nde dış hatla gidiş, dış hatlar geliş ve havalimanının otoparkı olmak üzere üç ayrı noktada meydana gelen terör saldırısı sonucu 41 kişi hayatını kaybetti, 239 kişi yaralandı. İlk belirlemelere göre terör örgütü DAEŞ tarafından gerçekleştirildiği ifade eden saldırının bir benzeri Mart ayında Belçika'nın başkenti Brüksel'de yaşanmış ve DAEŞ'in üstlendiği saldırılarda en az 31 kişi hayatını kaybetmişti. İlk iki patlama, Brüksel'in merkezinin yaklaşık 11 kilometre kuzeydoğusundaki Zaventem Havaalanı'nda gerçekleşirken üçüncü patlama ise AB binasına yakın Maalbeek Metro İstasyonu'nda meydana gelmişti. Birkaç kişinin münferit paylaşımları dışında Belçika-Brüksel medyasında tek kare parçalanmış ceset fotoğrafı ya da kanlı görüntülere şahit olmadık. Aynı hassasiyeti ise Türkiye'deki bazı basın yayın kuruluşlarında görmek maalesef imkansız.
Amaçları ne?
Fransa ve Belçika saldırılarının ardından bu ülkelerin vatandaşlarının 'hükümet istifa' ya da 'katil hükümet' diye bağırdıklarına, sosyal medyadan paylaşım yaptıklarına şahit olmadık. Üstelik muhalefetleri de iktidarla birlikte teröre karşı bir duruş sergilerken bizdeki muhalefet terör örgütü yerine hükümeti ve Cumhurbaşkanını eleştirme politikasına devam etti her fırsatta. Gündemi değiştirmek için saldırıları hükümetin ve cumhurbaşkanının planladığını, göz yumduğunu iddia edecek kadar pervasız ve gözü dönmüş hezeyanlarla saldıranları görünce, insan 'terörü lanetlemeyi bırakıp devleti suçlayan bu ithamların ardında nasıl bir amaç yatıyor' diye sormadan edemiyor.
Terörü lanetlerken propagandasını yapmak
Ankara saldırısında yanarak ve parçalanarak ölen vatandaşlarımızın fotoğrafını manşete taşıyan Cumhuriyet, Atatürk Havalimanı'nda yaşanan terör saldırısından bir kareyi de yine manşetine taşıdı. Fakat Posta Gazetesi fotoğrafa hiçbir sansür uygulamadan, saldırı anından beş dakika sonra çekilen görüntüyü manşetten vererek gazetecilik etiğini ve insani değerleri ayaklar altına aldı.
Saldırıdan sonra yaşanan can pazarını manşetine taşıyan bir diğer gazete ise Sözcü oldu. Terörün oluşturmak istediği kaos ortamını, korku ve panik havasını yansıtan kanlı fotoğrafları, vatandaşların cansız bedenlerini, parçalanmış vaziyette yardım isteyen çaresiz görüntülerini hangi mantık ve vicdana sığdırıp yayıncılık ilkesi olarak yayınlıyorlar? Bir yandan teröre lanet okurken diğer yandan terörün propagandasını yapmak gazeteciliğin hangi kuralıyla bağdaşıyor? Türkiye'nin gözbebeği Atatürk Havalimanı'nı dünyaya bu şekilde servis etmenin altında hangi planlar yatıyor? Bence bu soruların cevapları da en az terör örgütünün amacını bilmek kadar önemli.