ABD’Yİ ANCAK TÜRKİYE KURTARIR
ABD’nin YPG ile girdiği ortaklıktan pişman olduğunu ve bundan vazgeçmek istediğini belirten Aslan, “ABD, YPG ile çıktığı bu maceradan geriye dönmek istiyor ancak nasıl döneceğini bilmiyor. İşte burada ABD, Türkiye ile iş birliği içerisinde Özgür Suriye Ordusu’nu esas alarak yeni bir yapılanmaya girerse özellikle Suriye Demokratik Güçlerinin içerisindeki Arap oluşumları da dâhil ederek o takdirde ABD bu bataklıktan kurtulmuş olur” şeklinde konuştu.
ABD SAVAŞMAYI BİLMİYOR
ABD’nin Irak ve Afganistan’da yaşadığı tabloyu Suriye’de tekrar yaşayacağını dile getiren Aslan, ABD için tek kurtuluşun Türkiye ile ortak hareket etmek olduğunun altını çizerek, “ABD bu bataklıkta gömülüp gidecek. Çünkü Irak’ta, Afganistan’da yaşamış olduğu tecrübe ABD’nin artık gayrinizamî boyutu olan mücadelelerde çok başarılı olamadığını gösteriyor. Devam ederse Suriye’de bunun uzantısı olur” ifadelerini kullandı.
NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
PKK’nın uyuşturucu ve kaçakçılıktan sağladığı gelir kapılarına yönelik gerçekleştirilen başarılı operasyonlar sonrası etkisi iyice kırılan ve çözülme sürecine giren terör örgütü PKK’nın Türkiye’de yaşam alan yok oldu. Türkiye sınırındaki devletlerde PYD/YPG isimleri ile faaliyetlerini sürdüren PKK’nın ABD ve Suudi Arabistan’dan aldığı desteğin de kesilmesi ile sonun geleceğini söyleyen SETA Güvenlik Uzmanı Murat Aslan, Trump’ın Suriye’den çekileceği ve PYD iş birliğini sonlandıracağını açıklamalarına temkinli yaklaşılması gerektiğin altını çizdi. Aslan, Türkiye’nin her ne şart altında olursa olsun terör örgütlerini temizleyeceğini kaydederek, “Türkiye güvenlik çıkarları için her türlü adımı atmaktan geri durmaz. Çünkü onların başarısı ileride bizim için çok büyük sorunlar yaratacak. Türkiye o nedenle bir terör devletinin kurulmasına izin vermeyecektir. Suriye’nin bölünmesine ve bir terör devletin yaratılmasına Türkiye izin vermeyecektir” diye konuştu.
“PKK büyük bir ricat içerisinde”
PKK/PYD’nin hem teröristleri hem de lojistik faaliyetlerinin kurutulması gerektiğini dile getiren Aslan, bunu sağlamaya çalışırken sadece Suriye ve Irak’taki yapıyla değil aynı zamanda Avrupa’daki yapıyla da hatta ABD’deki yapıyla da mücadele etmek gerektiğinin altını çizdi. Aslan, Türkiye’nin topyekûn mücadele içerisine girmesinin bayağı bir aşama kaydetmesine neden olduğunu belirterek şunları söyledi: “Bir yanda terör örgütünün en önemli maddi kaynağı uyuşturucuya yönelik başarılı operasyonlarla maddi kaynakları kurutulmaya çalışılırken diğer yanda ise PKK’nın, ABD’den Suriye’yi bahanesi ile almış oldukları silah, malzeme, teçhizat yardımı ve Suudi Arabistan’ın ABD aracılığıyla aktarmış olduğu milyonlarca doları var. Dolayısıyla Türkiye’nin sadece PKK ile değil PKK’ya yardım eden tüm oluşumlarla mücadele etmesi gerekiyor. PKK’nın yurt içerisindeki unsurlarının hem lojistik altyapısı hem de sahadaki elemanları büyük bir ricat içerisinde. Suriye’deki ve Irak’taki unsurları ise ABD’nin sağladığı sunî teneffüs ile ancak faaliyet yürütebiliyor. Eğer Türkiye terör örgütünü bu devletlerden ve bulunduğu ortamdaki diğer kaynaklardan izole ederse PKK’nın çöküş süreci mutlaka başlayacaktır. Ancak çöküş sürecindeki en önemli dönüm noktası, sahada görmüş olduğu desteğin kesilmesidir. Şu an PKK şu an Türkiye’de desteğe ulaşamıyor ancak Suriye ve Irak’ta yerel unsurlardan değil ancak dış güçlerden aldığı destek ile ayakta duruyor. Bu destek de eğer kesilirse bu ricat hızlanacaktır.”
“ABD, Irak ve Afganistan’da kaybetti, Suriye’de de kaybedecek”
Trump’ın daha önce de Suriye’den çekilme yönünde bir söylemi olduğunu ancak Amerikan Devleti’nin iç dinamiklerindeki anlaşmazlıklar, çelişkilerin tutarsızlıkları beraberinde getirdiğini ifade etti. Aslan, Trump’ın bu söylemine rağmen ABD Savunma Bakanlığı’nın uygulamaları şu ana kadar aynı şekilde devam ettiğini belirterek Türkiye’nin içinde bulunduğu durumu şöyle açıkladı: “Türkiye’nin Trump’ın söylemini değil ABD’nin sahadaki pratiğini görmesi gerekiyor. Trump’ın söyleminde her ne kadar umut varsa da ABD’nin eylemlerinde kısa vadede çok büyük bir değişiklik beklenmemeli. ABD zamanında çıkmış olduğu bu macerada aslında büyük pişmanlıklar duyuyor çünkü geriye dönmek istiyor ancak nasıl döneceğini bilmiyor. İşte burada ABD, Türkiye ile iş birliği içerisinde Özgür Suriye Ordusu’nu esas alarak yeni bir yapılanmaya girerse özellikle Suriye Demokratik Güçlerinin içerisindeki Arap oluşumları da dâhil ederek o takdirde ABD bu bataklıktan kurtulmuş olur. Eğer aynı şekilde yola devam etmek isterse o bataklığa batmıştır. Ya botları bırakacak ya birisi elini tutacak dışarı çıkaracak. Dışarı çıkaracak olan da Türkiye’dir, ya da ABD bu bataklıkta gömülüp gidecek. Çünkü Irak’ta, Afganistan’da yaşamış olduğu tecrübe ABD’nin artık gayrinizamî boyutu olan mücadelelerde çok başarılı olamadığını gösteriyor. Devam ederse Suriye’de bunun uzantısı olur.”
PKK/PYD’ye Arap desteği
Aslan, Suriye’de Suudi Arabistan’ın sağlamış olduğu parasal desteğin doğrudan terör oluşumlarına gittiğini söyleyerek Suudi Arabistan’ın ve Birleşik Arap Emirliklerinin sahada askeri olduğunu ayrıntısını paylaşarak şunları söyledi: “Şu an Suriye’de Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri asker konuşlandırdılar ve bunu herkesten gizlemeye çalışıyorlar. Suudi Arabistan Suriye’ye neden müdahale eder? Aynı anda İsrail ile el sıkışmaya hazırlandığını da dikkate alırsanız Suudi Arabistan’ın ve BAE’nin aslında Ortadoğu’ya ihanetini ortaya çıkarırsınız. Suriye’de Arap kimliğine ihanetin bir devamı var. Bu iki ülke Suriye’nin refahına veya Suriye’deki demokratik gelişmelere değil, merkezinde PKK olan bir oluşuma destek sağlayarak aslında İsrail politikalarını desteklemiş oluyorlar. Mısır ile ilişkilerini ve Yemen’e yönelik müdahalesini de dikkate alırsanız tamamen yayılmacı, bölgedeki demokratik normların gerçekleşmesinden ve gelişmesinden ziyade baskılayıcı bir siyaset izledikleri görünüyor. Dolayısıyla Suudi Arabistan ve BAE bölgedeki istikrarsızlığa katkı sağlamak dışında bir faaliyet yürüttüğünü söylemek zor.”