İsrail’in Kanal13 televizyonuna göre, İsrail Savunma Bakanı Bennett’in planını onayladığı mahalle, El-Halil kentinin merkezinde, 1994’teki El-Halil katliamı sonrası İsrail tarafından kapatılan El-Cümle (El-Hisbe) çarşısına kurulacak.
Haberde, projenin hayata geçirilmesi için Filistinlilere ait El-Hisbe’deki yaklaşık 50 binanın yıkılacağı ve Filistinli mülk sahiplerinin haklarının ''korunarak'' yerlerine yeni binaların inşa edileceğine dikkati çekilerek, bu mahallenin kurulmasıyla El-Halil’deki Harem-i İbrahim’in çevresindeki Yahudi yerleşim birimlerinin coğrafik bütünlüğünün sağlanacağı kaydedildi.
Harem-i İbrahim’in de içinde bulunduğu El-Halil kentinin Eski Şehir bölgesinde yaşayan Filistinliler, İsrail askerlerinin kısıtlamaları ve radikal Yahudi yerleşimcilerin saldırıları nedeniyle ağır şartlar altında yaşamaya çalışıyor.
Yaklaşık 100 kontrol noktası bulunan kentte, Harem-i İbrahim’in çevresindeki yerleşim biriminde 400'e yakın Yahudi yerleşimci oturuyor. İsrail askerleri Filistinlilere baskı ve yıldırma politikaları uygularken, yerleşimciler de sık sık bölge halkını taciz ediyor.
Tel Aviv yönetimi, Donald Trump'ın ABD Başkanı olarak göreve başladığı 2017'den bu yana işgal altındaki Batı Şeria ile Doğu Kudüs'teki yasa dışı Yahudi yerleşim birimlerinin genişletilmesine hız verdi.
İsrail'in 1967'de işgal ettiği Batı Şeria'da 252, işgal altındaki Doğu Kudüs'te de 13 yasa dışı Yahudi yerleşim birimi bulunuyor. Bu yerlerde 600 binden fazla Yahudi yerleşimci ikamet ediyor.
Uluslararası hukuka göre, işgal altındaki topraklarda bulunan tüm Yahudi yerleşim birimleri yasa dışı kabul ediliyor.
İsrail ile Filistin arasındaki barış görüşmeleri, İsrail'in ''1967 sınırlarını, zorunlu göçe maruz bırakılan Filistinlilerin geri dönüş hakkını ve yasa Yahudi yerleşim birimleri inşasına son vermeyi kabul etmemesi'' nedeniyle Nisan 2014'te durmuş ve bütün çabalara rağmen yeniden başlatılamamıştı.
Mescid-i Aksa'dan sonraki en kutsal dördüncü cami
İşgal altındaki Kudüs kentinde bulunan Mescid-i Aksa'nın çevresi olarak kabul edilen El-Halil kentindeki Harem-i İbrahim, Mekke'deki Mescid-i Haram ile Medine'deki Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa'dan sonraki en kutsal dördüncü cami sayılıyor.
Caminin altında yer alan Hazreti İbrahim ve eşi Hazreti Sare’nin kabirlerinin yanı sıra Hazreti İshak, Hazreti Yakup, Hazreti Yusuf ve hanımlarının mezarlarının bulunduğuna inanılan mağara, İsrail tarafından ''Ata Babalar (Machpelah)'' olarak isimlendiriliyor. Harem-i İbrahim Camisi, bu nedenle sık sık fanatik Yahudilerin baskınlarına uğruyor.
Hazreti İshak ve hanımının bulunduğu kabirler Müslümanlara ayrılan kısımda kalırken, diğerleri ise Yahudilere ayrılan ve sinagoga çevrilen bölümlerde bırakılmış durumda.
Tarihi yaklaşık 4 bin yıl önce Hazreti İbrahim’in dönemine uzanan Harem-i İbrahim’in üzerine, Roma İmparatorluğu’nun “Yahudiye’ye” atadığı Yahudi Kralı Hirodes tarafından milattan önce 20 yılında inşa edildiği belirtilen surlar hala varlığını koruyor.
Yapı itibarıyla Mescid-i Aksa’ya benzeyen Harem-i İbrahim, Roma ve Bizans dönemlerinde kilise olarak kullanılırken, 634 yılında İslam ordularının hükmüyle camiye çevrildi. Buna rağmen, Haçlı seferleriyle birlikte 90 yıl boyunca bir kez daha kilise olarak kullanılmaya başlanan Harem-i İbrahim en son Selahaddin-i Eyyubi döneminde yeniden camiye dönüştürüldü.
Harem-i İbrahim, Yahudi inancına göre Mescid-i Aksa’da olduğuna inanılan “Süleyman Mabedi”nden sonra yeryüzündeki en kutsal mabet olarak kabul ediliyor.
UNESCO'ya bağlı Dünya Miras Komitesi, 2017 yılında Harem-i İbrahim Camisi ve caminin içinde bulunduğu Eski Şehir bölgesinin "Filistin'e ait tehlike altındaki dünya mirası" olarak Dünya Miras Listesi'ne eklenmesine karar vermişti.
İsrail'in 1967 yılından beri işgal altında tuttuğu Batı Şeria'nın El Halil kentinde bulunan cami, 25 Şubat 1994'te sabah namazını kılan Müslümanların üzerine ateş açan Baruch Goldstein adlı Yahudi fanatiğin eyleminden sonra kapatılmış ve yeniden açıldığında ise yarısından fazlası Yahudilere tahsis edilmiş şekilde ikiye bölünmüştü.
Tarihe "El Halil Camii (Harem-i İbrahim) Katliamı" olarak geçen saldırıda 29 Filistinli şehit olmuş, 150'den fazla kişi yaralanmıştı.