Tekirdağ, Uçmakdere, Şarköy ve Marmaraereğlisi gibi turistik yerlerinin yanı sıra yüzyıllar önce inşa edilen camileriyle de yerli ve yabancı turistlerin ziyaret ettiği yerler arasında yer alıyor.
Kanuni Sultan Süleyman'ın damadı Rüstem Paşa tarafından denize hakim bir tepede 1547-1553 yıllarında Mimar Sinan'a yaptırılan Rüstem Paşa Camisi, tek şerefeli minaresi, 5 sütunlu şadırvanı, geometrik motiflerle bezenmiş kapı ve pencereleriyle dikkati çekiyor.
Saray ilçesinde Sadrazam Ayas Mehmet Paşa tarafından 1539'da yaptırılan Ayaspaşa Camisi ise Osmanlı'yı yansıtan mimarisi, tarihi ve taş kaide üzerinde yükselen minaresiyle ön plana çıkıyor.
523 yıllık Mirliva Hüseyin Paşa Camisi ve 14. yüzyıl yapısı Güzelköy Camisi de ziyaretçilerini geçmişe götürüyor.
En çok ilgiyi Rüstem Paşa Camisi görüyorİl Kültür ve Turizm Müdürü Ahmet Hacıoğlu, AA muhabirine, Tekirdağ'ın, Osmanlı'nın fethettiği ilk yerlerden olduğunu söyledi.
Doğa ve tarih turizmi için her yıl çok sayıda ziyaretçinin kente geldiğini anlatan Hacıoğlu, "Tekirdağ'ın fethinden bugüne kadar geçen sürede Osmanlı'nın ilk dönem ve son dönem eserleri ile Cumhuriyet dönemine kadar birçok camimiz mevcut. Adımınızı attığınız yerde 1400'lü yıllara ait camiler, yükselme dönemi camileri görülüyor. Bunların yanı sıra Hayrabolu ve Çorlu ilçelerinde 2 selatin camisi var." dedi.
Hacıoğlu, 1357 yılında Süleymanpaşa tarafından fethedilen Tekirdağ'ın her noktasında Osmanlı'nın damgasını, mührünü vurduğu camiler olduğunu dile getirdi.
Kentte en çok ilgi çeken caminin Mimar Sinan'ın ustalık eserleri arasında yer alan Rüstem Paşa Camisi olduğunu aktaran Hacıoğlu, şunları kaydetti:
"Cami kapısından kubbesine, hatta bahçesindeki şadırvanına kadar çok ilgi çekiyor. İstanbul'dan insanlar günü birlik buraya gelerek gündüz tarihi camileri gezip akşam da iftarını yapıp dönüyor. Bu ziyaretler aslında biraz da gastronomi üzerine oluyor. Buraya gelenler yöresel lezzetlerin tadına bakabiliyor."