MİLAT / ANKARA
Geçici Suriye Hükümeti eski Başbakanı, Suriye iş forumu başkanı Gassan Hito, Yazarımız Mehmet Alkış ile bir araya geldi. Yazarımız Alkış'a önemli değerlendirmelerde bulunan Gassan Hito, Suriye'de yaşanan katliam karşısında tek ilkeli duran ülkenin Türkiye olduğunu açıkladı.
"Suriye'deki durumla ilgili 3 seçenekten bahsedebiliriz" diyen Hito, " Birincisi ABD'nin Esed'e güçlü bir darbe vurmasını en zayıf ihtimal olarak görüyoruz. Bizim için en iyi seçenek budur ama pek mümkün gözükmüyor. İkinci seçenek ise önleyici bir müdahaledir. Bu yöntemle Esed'in elindeki kimyasal silahlar etkisiz hale getirilebilir. Ayrıca Esed rejimi bu suçtan cezalandırılabilir. Elbette ki Esed'in tek suçu bu değil. Geçmişte konvansiyonel silahlarla işlediği cinayetleri ve katliamları da unutmamak gerekiyor. 2011'den bu tarafa yüzbinlerce insanı katletti ve maalesef uluslararası toplum bütün bu cinayetlere sessiz kaldı. Üçüncü bir ihtimal Esed'in vurulmama ihtimalidir. İngiltere'nin müdahaleden vazgeçmesi, Fransa'nın tereddütlü pozisyonu ve Almanların bekle-gör politikaları ABD'nin politikasını bu seçeneğe yakınlaştırıyor" dedi.
Net tavır Türkiye'den
Uluslararası koalisyonun kararlı bir durumda olmadığını belirten Hito, "Bu konuda ilkeli ve net tavır takınan tek ülke Türkiye'dir. Biz uluslararası toplumun Türkiye gibi kararlı ve net bir tavır göstererek Esed'in işlediği cinayetleri önlemesini istiyoruz. Daha fazla çocuk ve masum insanın ölmemesi için Esed'in devrilmesi ve cezalandırılması gerekiyor. Esed rejimini devirmeyi amaçlamayan hafif bir müdahaleyle meseleyi çözmeye çalışmak, Suriye'de verilen mücadeleyi ve mücadele verenleri küçümsemek anlamına gelir. Suriye muhalefeti olarak kimyasal silahların yok edilmesi için değil; özgürlük, eşitlik, adalet ve evrensel haklarımız için mücadele ediyoruz. Suriye'de yaşanan katliamları ve insan hakkı ihlallerini görmezden gelerek yalnızca kimyasal silahları yok etmeye dönük her girişim, Suriye muhalefetini küçümsemek demektir" diye konuştu.
Ağır silah lazım
"Muhalifler karada Esed'ten daha güçlüdür. Esed, uçak ve füze avantajıyla yıkılmasını geciktiriyor" diyen Gassan Hito, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Uçak ve füze saldırısında çok sayıda sivil masum halk ölüyor. Bunun yanında Esed güçleri İran ve Rusya tarafından sağlanan füze sistemleriyle sürekli destekleniyor. İran ve Rusya sürekli asker, mal ve silah yardımı yapıyorlar. Esed'in hava gücü vurulsa da İran ve Rusya destek vermeye devam ettikçe muhalifler zorlanacaktır. Bizden İran, Rusya ve Hizbullah destekli Esed rejiminin bu şekilde devrilmesi isteniyorsa, bu zor. Muhalifler de ağır silah ve füzelerle desteklenirse ancak sonuç alınabilir. Silah desteği sağlanırsa Suriye içinde rejimle savaşacak çok sayıda insan var."
Birlikte hareket etmeliyiz
PYD'nin bölgede bütün Kürtleri temsil etmediğini vurgulayan Gassan Hito, "Kürt bölgesini anlamak kolay değil. PYD'nin düzenli askeri gücü var. PYD Esed rejiminin yanında ya da karşısında değil. Kendi bölgelerinde egemen olmak istiyorlar. Ayrıca PYD Suriye'deki bütün Kürtleri temsil etmiyor. Bu anlamda küçük bir gruptur. Kürt meselesi çok karmaşık bir mesele. Esed rejimi Kürtlere karşı çok haksızlık yaptı. Kimliklerini tanımadı ve birçok haklarını gasp etti. Barış hakların iadesi ile mümkün olur. Biz Suriye içindeki bütün grupların eşit haklara sahip olmasını istiyoruz ve bütün grupların da diktaya karşı olması gerekiyor. Böyle bir yol izlenirse rejim sonrası dönemde otonom yapılara gerek kalmaz. Bunun dışındaki talepler Suriye halkının vereceği kararla olur. Her gün onlarca çocuk ve masum sivil ölüyor. Cinayetleri durdurmanın ve rejimi devirmenin yolu, bütün grupların birlikte hareket etmesinden geçiyor" şeklinde konuştu.
Batının gereksiz kaygısı
Gassam Hito sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Batı ülkeleri ve ABD İslam'ı şiddetle özdeşleştiriyorlar ve bu nedenle ürküyorlar. Bütün muhalif grupların bir arada yaşama isteğini ve arzusunu Batı'ya güvence olarak verebilirsek işimiz kolaylaşır düşüncesindeyim. Birlikte hareket edemediğimiz durumda ABD Suriye yönetiminin radikal grupların eline geçmesi korkusuyla politika belirliyor ve buna göre adımlar atıyor. Hepimizin yaşayabileceği bir düzenden yana olmalıyız. Farklılıklarımızı değil, ortak değerlerimizi ön plana çıkarmalıyız."