Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, "Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir." açıklaması yapıldı.
PPK özetinde şöyle denildi:
"Küresel enflasyon yakın dönemde gerileme gösterirken, halen uzun dönem ortalamalarının ve merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmektedir. Ağustos ayında tüketici enflasyonu, enerji fiyatları kaynaklı olarak birçok ekonomide sınırlı artış kaydederken, çekirdek enflasyon Çin ve Rusya gibi istisnalar dışında gerilemeye devam etmiştir. Bir önceki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı dönemine göre tüketici enflasyonu gelişmiş ülkelerde yüzde 4,08 düzeyinden yüzde 4,27 seviyesine, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 5,84 düzeyinden yüzde 6,48 düzeyine yükselmiştir. Son 10 yıllık dönemde ise ortalama enflasyon gelişmiş ekonomilerde yüzde 2,2 ve gelişmekte olan ekonomilerde yüzde 5,6 seviyesinde gerçekleşmiştir. Enflasyon, gelişmiş ülkelerde yüzde 2; gelişmekte olan ülkelerde ise ortalama yüzde 3,5 olan hedef oranların üzerinde seyretmeye devam etmektedir. 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyonun gelişmiş ekonomilerde yüzde 3,2, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,5 seviyesinde gerçekleşmesi beklenmektedir. Bir önceki PPK dönemine göre çekirdek enflasyon gelişmiş ülkelerde yüzde 4,74’ten yüzde 4,57’ye gerilerken, gelişmekte olan ülkelerde ise yüzde 6,03’ten yüzde 6,57’e yükselmiştir. ABD ve Euro Bölgesinde 2023 yılı son çeyrek ortalama yıllık enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,1 ve yüzde 3,3 iken; çekirdek enflasyon beklentisi sırasıyla yüzde 3,5 ve yüzde 4,3 seviyesindedir.
Emtia fiyatları son dönemde başta petrol fiyatları olmak üzere enerji emtia fiyatları kaynaklı yükselmeye devam etmektedir. Emtia Fiyat Endeksinin mevcut seviyesi son on yılın ortalamasının yüzde 31,8 üzerindedir. Endeks geçen yıl ulaştığı en yüksek seviyeye göre yüzde 25,5 gerilemiştir. Benzer şekilde geçen yıl ulaştığı tepe noktasına göre yüzde 12,3 gerileme kaydeden Tarımsal Emtia Fiyat Endeksi son on yılın ortalamasının yüzde 14,8 üzerindedir. Bu durum, gıdanın tüketici sepeti içerisindeki yüksek payı nedeniyle enflasyon üzerinde halen etkili olmaktadır.
Çekirdek enflasyonun ve enflasyon beklentilerinin yüksek seviyeleri küresel enflasyonun bir süre daha merkez bankalarının hedeflerinin üzerinde seyretmeye devam edeceğini ima etmektedir. Bu nedenle, dünyanın birçok ülkesinde merkez bankalarının politika faizlerini parasal duruşun sıkılığını koruyacak düzeylerde tutmayı sürdürmeleri beklenmektedir.
Küresel büyüme görünümündeki yatay seyre rağmen, görece güçlü talep ve işgücü piyasalarındaki sıkılık devam etmektedir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksi bir önceki PPK toplantısı dönemine kıyasla yatay seyretmiştir. Endeksin 2023 yılı için tahmin edilen büyüme oranı ocak ayındaki dip seviyenin yaklaşık 0,4 puan üzerinde yüzde 1,7 düzeyindedir. Bununla birlikte, söz konusu endeksin 2022 yılındaki yüzde 3,5 olan büyüme oranı göz önüne alındığında, Türkiye’nin dış talep görünümünde yıllık bazda kayda değer bir yavaşlama gözlenmektedir. Küresel Satınalma Yöneticileri Endeksi (Purchasing Managers' Index- PMI) verilerinde haziran ve temmuz ayında yaşanan düşüş eğilimi ağustos ayında da devam etmiştir. Ağustos ayında küresel imalat sanayi PMI verisi bir önceki aya göre 0,4 puan yükselerek 49 puan olurken, küresel hizmetler PMI verisi 1,6 puan azalmış ve 51,1 seviyesinde gerçeklemiştir. Böylece, küresel bileşik PMI göstergesi ağustos ayında bir önceki aya kıyasla 1 puan gerilemiş ve 50,6 olmuştur. Gelişmiş ülkelerin PMI verilerindeki bozulma Japonya hariç ağustos ayında da devam etmiştir. Türkiye’nin önemli ticaret ortaklarından Euro Bölgesine ait bileşik PMI göstergesi ağustos ayında 1,9 puan azalarak 46,7 olmuştur. İmalat sektörü PMI göstergesi ağustos ayında 0,8 puan yükselmesine rağmen 43,5 olan düzeyi ile 2020 yılının haziran ayından beri en düşük seviyelerinden birine ulaşmıştır. Özellikle hizmetler PMI göstergesi ağustos ayında da gerilemeye devam etmiş ve 2,9 puan azalarak 47,9 düzeyi ile eşik değerinin altına inmiştir. Bu durum Euro Bölgesinde iktisadi faaliyette gözlenen yavaşlamanın yılın ikinci yarısında da devam edeceğine işaret etmektedir. Gelişmekte olan ülkelerin imalat sanayi PMI verisi ağustos ayında bir önceki aya göre 1,2 puan artarak 51,4 olurken hizmetler PMI verisi 1,5 puan gerilemiş ve 53,1 düzeyinde gerçekleşmiştir. Çin ekonomisinde bileşik PMI göstergesi ağustos ayında da gerileme eğilimini sürdürerek 0,2 puan düşmüş ve 51,7 olmuştur. İmalat sektörü PMI verisi 1,8 puan artarak 51 düzeyi ile eşik değerinin üstüne çıkarken hizmetler PMI verisi 2,4 puan azalmış ve 51,8 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmeler yılın ilk yarısında küresel iktisadi faaliyetin önemli bir itici gücü olan hizmetler sektörünün son aylarda güç kaybettiğini göstermektedir.
Gelişmekte olan ülkelere yönelen portföy akımları haziran ve temmuz aylarında iyileşen risk algısına bağlı olarak devam etmiştir. 2023 yılı ilk 7 ayında hisse senedi piyasalarına yaklaşık 63,2 milyar dolar, borç senetleri piyasalarına yaklaşık 1,1 milyar dolar fon girişi olmuştur. Ağustos ayında ise (31 Temmuz-1 Eylül 2023) küresel risk iştahındaki dalgalanma ile birlikte özellikle Çin, Tayvan, Güney Afrika ve Endonezya ağırlıklı olarak 20,5 milyar doları hisse senedi piyasalarından olmak üzere toplam 22,1 milyar dolar fon çıkışı olmuştur.
Enflasyon gelişmeleriEnflasyon temmuz ve ağustos aylarında öngörülenin üzerinde gerçekleşmiştir. Yurt içi talepteki güçlü seyir ve hizmet fiyatlarındaki katılık devam ederken, petrol fiyatlarındaki artış ve enflasyon beklentilerinde süregelen bozulma enflasyonda ilave yukarı yönlü baskı oluşturmaktadır. Tüketici fiyatları ağustos ayında yüzde 9,09 oranında yükselmiş, yıllık enflasyon 11,11 puan artarak yüzde 58,94 seviyesinde gerçekleşmiştir. Bu gelişmede, vergi ve yönetilen-yönlendirilen fiyatlardaki ayarlamaların temmuz ayından sarkan etkilerinin yanında, Türk lirasındaki değer kaybı ve ücret artışlarının gecikmeli etkileri ile küresel enerji fiyatlarındaki yükseliş ve hizmet fiyatlarındaki katılık etkili olmuştur. Akaryakıt fiyatlarında sık fiyat güncellemeleri sonucunda ulaşılan yüksek seviyeler doğrudan ve dolaylı kanallarla enflasyondaki yükselişe ilave etki yapmış ve fiyat artışlarının genele yayılmasına katkıda bulunmuştur.
Alt grupların yıllık enflasyona katkıları, hizmet grubunda 17,85 puandan 20,86’ya (3,00 puan artış); gıda ve alkolsüz içecekler grubunda 15,27 puandan 18,13’e (2,86 puan artış); temel mal grubunda 12,95 puandan 15,54’e (2,60 puan artış); enerji grubunda -0,39 puandan 2,11’e (2,51 puan artış); alkol, tütün ve altın grupları toplamında 2,16 puandan 2,30’a (0,14 puan artış) yükselmiştir.
Gıda ve alkolsüz içecekler grubu fiyatları ağustos ayında yüzde 8,48 oranında artmış, yıllık enflasyon 12,14 puan yükselerek yüzde 72,86 olmuştur. Mevsimsellikten arındırılmış veriler taze meyve sebze fiyatlarının bu dönemde meyve fiyatları öncülüğünde belirgin artış gösterdiğine işaret etmiştir. Diğer işlenmemiş gıdada yumurta ve kuruyemiş fiyatlarındaki yükselişler öne çıkmıştır. İşlenmiş gıda fiyatları aylık bazda yüzde 11,17 artış ile geçen aya kıyasla güçlenmiştir. Başta ekmek olmak üzere ekmek-tahıllar, süt ile süt ürünleri, katı-sıvı yağlar ve alkolsüz içecek kalemleri fiyat artışları ile dikkat çekmiştir.
Enerji fiyatları ağustos ayında yüzde 14,23 oranında artmış, grup yıllık enflasyonu 16,89 puan yükselerek yüzde 14,03 olmuştur. Enerji grubu aylık enflasyonunda bir önceki ay ortasında gerçekleşen vergi artışının sarkan etkisi yanında, uluslararası enerji fiyatlarındaki yükseliş belirleyici olmuştur. Akaryakıt ve tüp gaz kalemleri sırasıyla aylık bazda yüzde 26,11 ve 23,93 oranlarında artış kaydetmiştir. Uluslararası ham petrol fiyatları ve döviz kuru gelişmeleriyle birlikte ÖTV düzenlemesi akaryakıt fiyatlarında güçlü artışı beraberinde getirmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki artış doğrudan etkisinin yanı sıra taşımacılık maliyetleri üzerinden dolaylı olarak da tüketici enflasyonunu olumsuz etkilemektedir. Ağustos ayında, şebeke suyu fiyatları da yüksek bir oranda (yüzde 7,43) artmıştır.
Hizmet fiyatları artışı ağustos ayında yüzde 9,19 ile güçlü seyretmeye devam etmiş, grup yıllık enflasyonu 9,92 puan yükselerek yüzde 79,57 olmuştur. Bu dönemde fiyat artışları alt gruplar geneline yayılırken, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Akaryakıt fiyatlarındaki sert artışa bağlı olarak ulaştırma hizmetleri fiyatlarında aylık bazda yüzde 27,62 oranı ile 2003 bazlı endeksteki en yüksek artış kaydedilmiştir. Ulaştırma hizmetlerindeki yüksek artışların bir miktar ivme kaybetmekle birlikte eylül ayında da sürdüğü gözlenmektedir. Gıda fiyatlarında süregelen olumsuz görünümün yanı sıra güçlü turizm talebi ile ücret artışlarının gecikmeli etkileri sonucu lokanta-otel alt grubunda süregelen belirgin fiyat artışları ağustos ayında devam etmiş, fiyatlar yüzde 7,09 oranında yükselmiştir. Kira alt grubunda aylık artış bir miktar daha güçlenerek yüzde 7,90 olarak ölçülmüştür. Diğer hizmetler alt grubunda fiyatlar yüzde 7,19 oranında artış kaydederken bu gelişmede kişisel ulaştırma araçlarının bakım-onarımı, sağlık hizmetleri ile eğlence-kültür hizmetleri öne çıkan kalemler olmuştur. Haberleşme hizmetlerinde fiyat artışı yüzde 5,14 ile geçmiş aylara kıyasla daha yüksek seyretmiştir.
Temel mal fiyatları ağustos ayında yüzde 8,57 oranında yükselmiş, grup yıllık enflasyonu 7,72 puan artışla yüzde 51,97 olmuştur. Döviz kuru geçişkenliğinin yüksek olduğu temel mallarda alt gruplar genelinde yüksek fiyat artışları kaydedilmiş, yıllık enflasyon tüm alt gruplarda yükselmiştir. Dayanıklı mal (altın hariç) alt grubunda aylık fiyat artışı yüzde 7,82 ile güçlü seyrederken, ağustos ayında otomobil, beyaz eşya ve mobilya fiyatlarında belirgin artışlar izlenmiştir. Diğer temel mallar alt grubunda ilaç referans euro kurundaki güncelleme ve vergi ayarlamasının sarkan etkileri hissedilmiş, fiyatlarda yüzde 9,92 oranı ile genele yayılan bir artış kaydedilmiştir. Giyim ve ayakkabı grubunda fiyatlar mevsim eğiliminin aksine (yüzde 8,25 oranında) artış göstermiştir.
Alkollü içecekler ve tütün ürünleri grubunda fiyatlar yüzde 3,77 oranında yükselmiş, bu grupta yıllık enflasyon 5,40 puan artışla yüzde 51,98 olarak gerçekleşmiştir. Bu gelişmede geçen ay yapılan vergi düzenlemesi kaynaklı fiyat artışlarının endekse gün ağırlıklı yansıtılması nedeniyle ağustos ayına sarkan etkileri belirleyici olmuştur. Tütün ürünlerindeki fiyat artışı üretici firmaların fiyat ayarlamaları kaynaklı olarak eylül ayında da devam edecektir.
Enflasyonun ana eğilimi ağustos ayında yüksek seyrini sürdürmüştür. Mevsimsellikten arındırılmış aylık artışlar B göstergesinde bir miktar yükselirken C göstergesinde yatay seyretmiştir. Bu görünüm alternatif çekirdek enflasyon göstergelerinde gözlenen yüksek seyir ile teyit edilmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış B ve C endekslerinin üç aylık ortalama artışları 2022 yılının şubat ayında sırasıyla yüzde 8,8 ve yüzde 8,5 ile en yüksek noktasına çıkarken, 2023 yılı ağustos ayı itibarıyla yüzde 7,0 ve yüzde 7,2 seviyelerinde gerçekleşmiştir. Ağustos ayında B ve C endeksinin mevsimsellikten arındırılmış artış oranları sırasıyla yüzde 9,8 ve yüzde 9,2 olarak ölçülmüştür.
Öncü göstergeler, son iki ayda gözlenen yüksek fiyat artışlarının yavaşlayacağına işaret etmektedir. Öncü verilere göre, gıda fiyatlarındaki artış önceki aylara kıyasla hız kesmekte, ücret, döviz kuru ve vergilerin enflasyon üzerindeki gecikmeli etkileri belirgin zayıflama göstermektedir. Diğer taraftan, hizmet fiyatlarında okulların açılmasına bağlı dönemsel unsurların da etkisiyle yüksek seyir korunmakta, petrol fiyatlarındaki artışın enerji kalemlerine yansıması sürmektedir.
Hizmet enflasyonunda katılıkHizmet sektöründeki fiyat artışları temmuz ayından itibaren güçlenmiştir. Mallara kıyasla atalet sergileyen hizmet sektöründe aylık artışlar 2022’ye kıyasla yüksek seyretmektedir. Temel mal ve hizmet gruplarını içeren C endeksinde yıllık enflasyon yaklaşık yüzde 65 seviyesindeyken hizmet sektöründe yıllık enflasyonun yüzde 80 civarında olduğu gözlenmektedir. Hizmet sektörüne ait yayılım endeksi de tarihsel ortalamasının yaklaşık yüzde 60’ı kadar üzerinde seyrederek artışların sektör geneline yayıldığını göstermektedir.
Gıda, ücret ve turizm kaynaklı gelişmelerden önemli ölçüde etkilenen lokanta ve otel alt grubunda aylık artışlar süreklilik gösteren bir görünüm arz etmektedir. Asgari ücretin gecikmeli etkilerindeki zayıflama ve gıda fiyat artışlarında yakın dönemde gözlenen yavaşlama dikkate alındığında, sektörde gözlenen fiyat artış eğiliminin önümüzdeki aylarda bir miktar hız kesmesi beklenmektedir.
Akaryakıt fiyatları başta ulaştırma hizmetleri olmak üzere tüketici fiyatları üzerinde gerek üretim girdisi gerekse taşımacılık maliyetleri kanalıyla önemli bir etki oluşturma potansiyeline sahiptir. Nitekim, akaryakıt fiyatlarında yakın dönemde döviz kuru, ham petrol fiyatları ve vergi artışı kaynaklı olarak kaydedilen belirgin artışlar ulaştırma hizmetleri fiyatlarına hızlı şekilde yansımıştır. Uluslararası petrol fiyatlarındaki görünümün akaryakıt fiyatları kanalıyla ulaştırma hizmetleri fiyatları üzerinde önümüzdeki dönemde baskı oluşturmaya devam edebileceği tahmin edilmektedir.
Yükselen konut fiyatları ve geçmiş enflasyona endeksleme davranışına ek olarak gayrimenkul piyasasındaki arz-talep uyumsuzlukları kira artışlarını yukarıya çekerek tüketici enflasyonunu olumsuz yönde etkilemektedir.
Kira, eğitim, sağlık, eğlence-kültür başta olmak üzere belirli hizmet kalemleri geçmiş tüketici enflasyonuna dönük fiyatlama davranışı sergileyerek, enflasyonist etkilerin uzun bir zamana yayılmasına neden olmaktadır. Tüketici enflasyonunda yakın dönemde beklenen görünümle birlikte, geçmiş enflasyona endeksleme eğilimi belirgin olan kalemlerde enflasyonun bir süre daha yüksek seyretme riski bulunmaktadır.
Hizmet fiyatları üzerinde eylül ayında okulların açılmasına bağlı dönemsel etkiler belirgin olacaktır. Üniversite harcı, yurt ücreti, okul servis ücreti gibi hizmet kalemlerinde yılın belli döneminde fiyatlama yapılması (zamana bağlı fiyatlama) nedeniyle bu dönemde yüksek fiyat artışları izlenmektedir.
Vergi düzenlemesiSon dönemdeki vergi ayarlamalarının tüketici enflasyonu üzerindeki kısa vadeli etkileri gün hesabı dolayısıyla oluşan sarkan etkiler ile beraber temmuz ve ağustos aylarında gözlenmiştir.
Vergi artışlarının doğrudan etkileri büyük ölçüde tamamlanmıştır. Önümüzdeki aylarda vergi artışlarının dolaylı etkilerinin firmaların fiyat değiştirme sıklığına bağlı olarak zayıflayarak da olsa devam edeceği değerlendirilmektedir.
Enflasyon beklentileriEnflasyon beklentilerindeki mevcut seyir ve fiyatlama davranışlarındaki bozulma, enflasyon görünümüne dair yukarı yönlü riskleri canlı tutmaktadır. Tüketici enflasyonu yayılım endeksi ağustos ayında da artmaya devam ederek tarihsel ortalamasının üç standart sapması üzerinde değer almayı sürdürmüştür.
Eylül ayı Piyasa Katılımcıları Anketi sonuçlarına göre on iki ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 42,01’den 2,93 puan artışla yüzde 44,94; gelecek yirmi dört ay sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi yüzde 22,54’den 1,33 puan yükselerek yüzde 23,87; beş yıl sonrasına ilişkin enflasyon beklentisi ise yüzde 10,42’den 0,39 puan aşağı güncellenerek yüzde 10,03 olmuştur.
Bu unsurlar enflasyonun yıl sonunda Enflasyon Raporu’ndaki (Rapor) tahmin aralığının üst sınırına yakın seyredeceğine işaret etmektedir. Son dönemde etkili olan ücret ve kur kaynaklı maliyet yönlü baskılar ile vergi düzenlemelerinin ise enflasyona önemli ölçüde yansıdığı ve aylık enflasyonun ana eğiliminde düşüşün başlayacağı değerlendirilmiştir. Kurul, parasal sıkılaştırma adımlarının etkisiyle, dezenflasyonu 2024 yılında Rapor’daki patika ile uyumlu şekilde tesis etmekte kararlıdır.
Haziran ayından itibaren sadeleşme süreci kapsamında bankacılık sisteminin sağlıklı işleyişini de temin etmek amacıyla alınan önlemlerle öncelikle Türk lirası ticari kredilerinin akışı tesis edilmiştir. Haziran ayında sektör genelinde yüzde 0,3 artış kaydeden Türk lirası ticari krediler temmuz ayında yüzde 2,4, ağustos ayında yüzde 2 oranında büyümüştür. Bu süreçte
Doğrudan yabancı yatırımlar, dış finansman koşullarındaki iyileşme, rezervlerde süregelen artış, turizm gelirlerinin cari işlemler hesabına desteği ve Türk lirası varlıklara yurt içi ve yurt dışı talebin artmaya başlaması fiyat istikrarına güçlü katkıda bulunacaktır.
Son dönemde yapılan anlaşmalar ile teknoloji yatırımlarını ve üretim kapasitesini geliştirecek alanlara yoğunlaşacak doğrudan yabancı yatırımlar önümüzdeki dönemde dış finansmanı destekleyecektir.
Yurt içi belirsizliklerin etkisiyle 22 Mayıs 2023 tarihinde 703 baz puan seviyesiyle bu yılın zirve noktasına ulaşan Türkiye’nin 5 yıllık CDS primi, önceki PPK döneminde 412 baz puan, 20 Eylül 2023 itibarıyla ise 385 baz puan seviyesine gerilemiştir. Benzer şekilde, aynı dönemde belirgin düzeyde gerileyen Türk lirasının 1 ay ve 12 ay vadeli kur oynaklıkları bu PPK döneminde sırasıyla 15,7 ve 28,9 puan seviyelerinde yatay seyretmiştir. Risk primi ve kur oynaklıklarındaki düşüşlere haziran ayından itibaren 0,81 milyar ABD doları devlet iç borçlanma senetleri (DİBS) piyasasına ve 1,66 milyar ABD doları hisse senedi piyasasına olmak üzere toplam 2,47 milyar ABD doları net portföy girişi eşlik etmiştir.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) uluslararası rezervleri haziran ayında girdiği güçlü artış eğilimini sürdürmektedir. 2022 yılı sonu itibarıyla 128,8 milyar ABD doları seviyesinden mayıs sonunda 98,5 milyar ABD doları seviyesine gerileyen TCMB brüt uluslararası rezervleri 8 Eylül 2023 itibarıyla 120,6 milyar ABD doları seviyesine yükselmiştir.
Para politikasıEnflasyonun ana eğilimini geriletecek ve enflasyonu orta vadede yüzde 5 hedefine ulaştıracak parasal ve finansal koşulları sağlayacak şekilde belirlenecektir. Enflasyon görünümü ve yukarı yönlü riskler göz önüne alındığında Kurul, para politikası çerçevesinin yüzde 5 enflasyon hedefini gerçekleştirme kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği değerlendirmesinde bulunmuştur. Fiyat istikrarındaki bozulmanın makroekonomik istikrar ve özellikle finansal istikrar üzerinde oluşturabileceği risklere de dikkat çekilmiştir. Enflasyon görünümünde belirgin iyileşme sağlanana kadar parasal sıkılaştırma gerektiği zamanda ve gerektiği ölçüde kademeli olarak güçlendirilecektir.
Kurul, mevcut mikro- ve makroihtiyati çerçeveyi, piyasa mekanizmalarının işlevselliğini artıracak ve makro finansal istikrarı güçlendirecek şekilde sadeleştirmektedir. Sadeleşme adımları kademeli olarak sürdürülecek, bu süreçte dönüşümün hızı ve sıralaması etki analizleri ile belirlenmeye devam edecektir. TCMB tarafından yapılan düzenlemelere ilişkin etki analizleri söz konusu çerçevenin tüm bileşenleri için enflasyon, döviz kurları, rezervler, beklentiler, menkul kıymetler ve finansal istikrar üzerindeki yansımalarıyla birlikte bütüncül bir bakış açısıyla değerlendirilerek yapılmaktadır.
Bireysel kredilerdeki ivmelenmeyle birlikte iç talebin hem doğrudan hem de cari denge üzerinden fiyat istikrarını bozduğu değerlendirilmiştir. Seçici kredi sıkılaştırması kararları sonucunda yurt içi talepte dengelenme sürecinin destekleneceği öngörülmektedir. Kurul, kredi sıkılaştırması kararlarıyla yurt içi talepte dengelenme ile beraber finansman kaynaklarının dağılımında iyileşmenin faktör verimliliğini olumlu etkileyeceğini değerlendirmektedir.
Döviz kuru gelişmelerinin etkisiyle kur korumalı mevduat hesaplarının kur farkı ödemeleri nedeniyle finansal sisteme girişi gerçekleşen Türk lirası likidite yakından izlenmektedir. Mevcut piyasa koşulları ve önümüzdeki döneme ilişkin likidite projeksiyonları dikkate alınarak yapılan etki analizleri çerçevesinde gerekli adımlar atılmaktadır.
Enflasyon ve enflasyonun ana eğilimine ilişkin göstergeler yakından takip edilecek ve Kurul, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir.
Kurul, kararlarını öngörülebilir, veri odaklı ve şeffaf bir çerçevede almaya devam edecektir."