TBMM Genel Kurulunda, gündem dışı konuşmalardan sonra grup başkanvekilleri söz alarak Rusya ile Ukrayna arasındaki krize ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, mevcut tablonun, Rusya'nın başlattığı askeri harekatın yalnızca Donbas bölgesiyle sınırlı kalmayacağını ortaya koyduğunu belirterek Rusya'nın Belarus sınırından Kiev'e, güneyden de Ukrayna'nın Karadeniz'e çıkışını kesecek şekilde Odessa'ya yönelik bir çevreleme harekatı gerçekleştirebileceğini söyledi. Topyekun bir savaşla karşı karşıya kalma ihtimalinin söz konusu olduğunu ifade eden Dervişoğlu, "Atılacak her adımda önceliğimiz, Türkiye'nin stratejik ve jeopolitik çıkarları olmalıdır. Doğrudan Türkiye'ye bir saldırı olmadığı müddetçe geleneksel Türk dış politikasının 'aktif tarafsızlık' ilkesinin muhafaza edilmesi, bu noktada ülkemizin yüksek çıkarları açısından fevkalade önemlidir." dedi.
Rusya'nın önemli gelir kaynağı olan ve Karadeniz'de bulunan TürkAkım ve Mavi Akım doğal gaz boru hatlarının saldırıya uğraması ihtimali üzerinde de hassasiyetle durulması gerektiğini dile getiren Dervişoğlu, böyle bir durumda Türkiye'nin ciddi bir doğal gaz tedariki sorunuyla karşı karşıya kalabileceğini, iktidarın ivedilikle bu hususlarda gerekli tedbirleri alması gerektiğini söyledi.
"Ukrayna, hiçbir küresel güç mücadelesinin piyonu yapılamaz"MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, başta ABD olmak üzere Avrupa Birliği ülkeleri, AGİT ve Birleşmiş Milletler'in üzerine düşeni yapmadığını, krizin çözümü noktasında tahrikçi tutum aldığını, sorunları çözmekten ziyade krizi daha da derinleştirdiğini ifade etti. Batılı ülkelerin medya organları aracılığıyla "savaş borsası" yarattığını, uluslararası medya baronlarının savaş çığırtkanlığı yaptığını dile getiren Akçay, Batılı ülkelerin Ukrayna'yı pazarlık konusu haline getirdiğini belirtti. Ukrayna'nın, hiçbir küresel güç mücadelesinin piyonu yapılamayacağının altını çizen Akçay, "Söz konusu ülkeler Ukrayna'yı satranç tahtası olarak görmekten vazgeçmeli, krizin çözümü için yapıcı ve somut adımlar atmalıdır." diye konuştu.
Akçay, Türkiye'nin milli birlik ve bütünlük içinde kendi gündemine hakim olduğunu vurgulayarak "Türkiye uluslararası düzlemde meselenin çözümü noktasında çok olumlu bir tutum almaktadır. Türkiye 'Yurtta barış dünyada barış' parolasıyla barışın ve istikrarın tesis edilmesi için gereken bütün adımları başarılı ve kararlı bir şekilde atacaktır." yorumunu yaptı.
"Meclis kapanmamalı; yarın da çalışmalı"HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun TBMM'de süreçle ilgili bir bilgilendirme yapmasını istediklerini, aradan üç gün geçmesine rağmen bir bilgilendirme olmadığını söyledi. TBMM'ye karşı bu tutumun kabul edilemez olduğunu ifade eden Beştaş, "Bu meselenin Kazakistan'da dolaşan ve hala Türkiye'ye dönmeyen bir Dışişleri Bakanı'na teslim edilemeyeceğini önemle söylüyoruz. Meclis kapanmamalı; yarın da çalışmalı, gerekirse hafta sonu da çalışmalı. Bu savaşın bize etkilerini, sonuçlarını ve bu savaşın bitmesi için üzerimize düşen rolü nasıl yerine getirebileceğimizi konuşmamız ve tutum almamız gerekiyor." dedi.
Ukrayna Hükümeti'ni, iki blok arasında gerilimi artıracak tutumdan vazgeçmeye davet eden Beştaş, "AKP Hükümeti'ni de Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden doğan tüm yetki ve sorumluluklarını hiçbir biçimde esnetmeden yerine getirmeye çağırıyoruz. Sivillerin korunması ve insani trajedilerin önlenmesi için başta Birleşmiş Milletler ve AGİT olmak üzere uluslararası kurumları inisiyatif almaya çağırıyoruz." ifadelerini kullandı.
"İşin asıl sahibi TBMM"CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesini şiddetle kınadıklarını belirterek "Türkiye'nin bu süreçle ilgili tavrı, tutumu, tedbiri özenle ama mutlaka TBMM onayı ile belirlenmelidir. Bu süreçle ilgili tavır, tutum, eylemler noktasında TBMM'nin işin asıl sahibi olduğunu yürütme organına hatırlatmayı bir görev sayıyorum." diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında güvenlik zirvesinin toplandığını anımsatan Altay, "Sayın Cumhurbaşkanı'nın bizatihi kendisini bu gece olmadı, yarın TBMM'yi bir kapalı oturumla bilgilendirmeye ve istişareye davet ediyorum." dedi.
Ukrayna'da çoğunluğu öğrenci olmak üzere 20 bini aşkın Türk vatandaşı olduğuna işaret eden Altay, Dışişleri Bakanlığının günler öncesinden vatandaşları uyarması gerektiğini söyledi. Montrö Sözleşmesi'nin ne kadar önem taşıdığının görüldüğünün altını çizen Altay, "Hükümetin Montrö konusunda yüksek hassasiyetini ve işin gereğini yapma noktasında, sözleşmeye harfiyen uyması noktasında yürütme organını sıkı bir takip ve denetim içinde tutacağımızı da yüce Meclisin bilgilerine sunuyorum." diye konuştu.
"5 bine yakın vatandaş Türkiye'ye döndü"AK Parti Grup Başkanvekili Muhammet Emin Akbaşoğlu, Karadeniz'in güvenliğinin Türkiye için önemine işaret ederek Rusya ve Ukrayna'ya Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın itidal çağrısında bulunduğunu hatırlattı. Ukrayna'daki 15 binin üzerindeki Türk vatandaşının Dışişleri Bakanlığı tarafından bizzat telefonla aranarak veya SMS gönderilerek güvenliklerinin sağlanması, tahliyeyle ilgili hususlara ilişkin açıklamalar yapıldığını anlatan Akbaşoğlu, Dışişleri Bakanlığının 12 Şubat, 22 Şubat ve 24 Şubat tarihlerinde açık bir şekilde vatandaşlara gerekli açıklamaları yaptığını kaydetti. Akbaşoğlu, 5 bine yakın vatandaşın Ukrayna'dan Türkiye'ye döndüğünü açıkladı.
Rusya'nın Ukrayna'ya askeri müdahalesinin kabul edilemez olduğunu belirten Akbaşoğlu, "Bu saldırı, Minsk Mutabakatlarını ortadan kaldırmanın ötesinde, uluslararası hukukun ağır bir ihlalidir; bölgemizin ve dünyanın güvenliğine ciddi bir tehdit teşkil etmektedir. Ülkelerin toprak bütünlükleri ve egemenliklerine saygı duyulması gerektiğine inanan Türkiye, sınırların silah yoluyla değiştirilmesine karşıdır." değerlendirmesini yaptı.
Rusya Federasyonu'nu bu haksız ve hukuksuz eylemini bir an önce durdurmaya çağırdıklarını söyleyen Akbaşoğlu, "Ukrayna'nın siyasi birliği, egemenliği ve toprak bütünlüğünü bugüne kadar desteklediğimiz gibi bundan sonra da desteklemeye devam edeceğiz." dedi.
Birleşmiş Milletler teşkilatının da fonksiyonel anlamda insanlığın geleceğine, barışına, huzuruna, güvenliğine, refahına katkı sağlayacak şekilde fonksiyon üstlenmesi gerektiğini kaydeden Akbaşoğlu, "Bir an evvel barışa dönülmelidir. İnsanlığın selameti, bölgemizin selameti, Ukrayna ve Rusya'nın da selameti açısından bu zorunlu neticeyi bir an evvel almanın inşallah hep beraber şahidi olalım." ifadelerini kullandı.