TBMM Genel Kurulunda grup başkanvekilleri, yerlerinden söz alarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, Genel Kurulda, Can Atalay hakkında Yargıtayın verdiği karara ilişkin Cumhurbaşkanlığı tezkeresinin okunacağını anımsatarak "Biz, bunu iktidar partisinin grup başkanvekillerinin canlı yayında, 'bu kararı bu hafta okutmayı planlıyoruz' sözlerinden öğreniyoruz. Paralel bir Meclis yapısı var da bizim mi haberimiz yok?" ifadelerini kullandı.
Kaya, Atalay hakkındaki gerekçeli kararın o anda okutulmaması gerektiğini savunarak "Bu konudaki ilk talebimiz, bunu Genel Kurulda okutmayın, partilere müzakere hakkı tanıyın. Tüm partilere eşit ve aynı mesafede olduğunuzu ortaya koyun. Aksi takdirde siz de Meclisin Başkanvekili değil, iktidar partisi adına bu Meclisi yönetme durumuna düşmüş olacaksınız." diye konuştu.
Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş'un daha önce Atalay hakkındaki kararı bekleterek okutmadığını belirten Kaya, şöyle devam etti:
"Sayın Meclis Başkanı'mız 6 aydır bu kararın Meclis'te niye okunmadığını kamuoyuna izah etmek zorundadır. Eğer Anayasa Mahkemesinden bu karar gelene kadar 'Bunu okutmayayım' diyorsa Anayasa Mahkemesinden iki kez olumlu karar geldi. Sayın Meclis Başkanı'mız daha önce Enis Berberoğlu, Ömer Faruk Gergerlioğlu kararında, hatta sizin demokrat olduğunuz dönemde birçok milletvekilinin kesin hükmünü yıllarca okutmayarak dönem sonuna bıraktığınız dönemdeki davranışlarınızdaki çifte standardı kamuoyuyla paylaşmak zorundasınız."
- "İYİ Parti olarak Can Atalay'ın tarafında değiliz, biz hukuktan ve Anayasa'dan yana tarafız"İYİ Parti Grup Başkanvekili Erhan Usta, Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının Genel Kurulda okutulması kararını Genel Kurul toplantısı başlamadan kısa bir süre önce öğrendiklerini ifade ederek "Yargıtay'ın, Anayasa tanımaz hukuk skandalına, öyle anlaşılıyor ki TBMM Başkanlığı da eşlik edecek." dedi.
"Biz İYİ Parti olarak Can Atalay'ın tarafında değiliz, biz hukuktan ve Anayasa'dan yana tarafız, adaletten yanayız" ifadesini kullanan Usta, "Eğer Türkiye hukuk, adaletli bir şekilde işletilmeyen, Anayasası istendiği zaman askıya alınan bir ülke olarak konumlandırılmak isteniyorsa bilinmelidir ki toplumda bunun sonucu olarak türlü zorbalıklar açığa çıkacaktır. Adalet, hukukun gereğine göre değil, siyasi saiklere göre verilirse o ülkede yaşayanların can ve mal güvenliği tehlikeye girecektir." değerlendirmesinde bulundu.
MHP Grup Başkanvekili Erkan Akçay, Kurtuluş Savaşı'nın manifestosu, Cumhuriyet'in siyasi ve hukuki dayanağı olan Misak-ı Milli'nin kabul edilişinin 104'üncü yıl dönümünü kutladı.
DEM Parti Grup Başkanvekili Gülüstan Kılıç Koçyiğit de Can Atalay hakkındaki Yargıtay kararının bir yargı darbesi olduğunu öne sürerek "Az sonra bu Meclis, tarihi bir utanca tanıklık edecek." diye konuştu.
Kararın okutulmaması gerektiğini savunan Koçyiğit, "Bugün siz Meclis Başkanvekili olarak bu kararı okuyarak Anayasayı ilga etmiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Yargıtay 3. Ceza Dairesinin Meclis'e, halkın iradesine parmak sallamasına 'evet' demiş olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak Hatay halkının seçme ve seçilme hakkını yok saymış olacaksınız. Siz bu kararı okuyarak arkanızda yazan 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir.' sözünü yerle yeksan etmiş olacaksınız." ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın da "Biz 14 Mayıs 2023 tarihinde seçilmiş ve TBMM'de bulunması gereken bir milletvekilinin, bugün milletvekilliğinin düşürülmesine ilişkin bir tezkereyi okumak ve oylamakla kalmayacağız, Türkiye'de anayasal düzenin kalıp kalmadığını oylayacağız. Mesele bu kadar açıktır, mesele bir milletvekili meselesinin çok üzerinde bir meseledir." değerlendirmesini yaptı.
TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş'un yurt dışında olduğunu anımsatan Günaydın, şunları kaydetti:
"Bugün bu kararı okumamakta direnen ve doğru bir iş yapan Meclis Başkanı, Birleşik Arap Emirlikleri'nde. TBMM'nin başkanına sesleniyorum; Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak Türkiye'deki hukuksuzluktan kaçamazsın. Bugün, Meclisin Genel Kurulunda, Meclisin bir milletvekili düşürülüyor. Sen bu kararı okumamakta direnmişsin, Yargıtay 3. Ceza Dairesinin hâkimleri bu kararı okumadığın için seni açıkça eleştirmişler yani sana ayar vermişler ve sen bugün Birleşik Arap Emirlikleri'nde saklanarak bu meseleden kurtulabileceğini sanıyorsun. Bu, bir skandaldır, Sayın Numan Kurtulmuş'un kendi müktesebatı için de Türkiye Büyük Millet Meclisi için de bir skandaldır."
Günaydın, Meclis Başkanvekili Bozdağ ve Başkanlık Divanını üyelerinin bu suça ortak olmamasını isteyerek "Burada hepimiz biliyoruz ki açıkça bir hukuk ihlali değil, Anayasa'nın ihlali vardır. Mesele Yargıtay üzerinden Anayasa Mahkemesine, yasama organına sopa sallanmasıdır." dedi.
- "İki mahkemenin yargı yetkisini kullanmasıyla alakalı bir tartışmanın parçası olmamız doğru değildir"AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin ise Meclis Başkanı'nın hangi şartlarda, hangi dönemlerde Genel Kurulu yöneteceğinin bir teamülü olduğunun altını çizerek "Kimse bir yere kaçmıyor, herkes bulunduğu yerde. Sadece Sayın Meclis Başkanı'mız, daha evvelden planlandığı gibi bir grup milletvekili arkadaşımızla beraber iki ülkeyi ziyarete gitti." diye konuştu.
TBMM'ye gelen kesinleşmiş bir yargı kararı olduğunu anlatan Zengin, şu ifadeleri kullandı:
"Bu kesin yargı kararı milletvekili seçilmesine engel oluşturan bir karar niteliğini taşıyor ve Anayasa'nın 84'üncü maddesinin ikinci fıkrası gereği ne yapmamız gerekiyorsa şu anda onu yapmaya çalışıyoruz. Bu konuda hangi mahkeme daha haklıdır, hangi mahkemenin kararı tutarlıdır, tutarsızdır; bu tartışmayı yapmak değildir, elimizde var olan bu kararı 84'üncü maddenin ikinci fıkrası gereğince icra etmektir. Kaldı ki Anayasa'nın 138'inci maddesi çok sarih bir şekilde şunu ifade ediyor, görülmekte olan bir dava hakkında yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili olarak Meclis'e soru sorulması, görüşme yapılması veya herhangi bir beyanda bulunulması dahi yasaklanıyor. Bu sebeple, bizim de her 2 mahkemenin yargı yetkisini kullanmasıyla alakalı bir tartışmanın parçası olmamız kesinlikle doğru değildir."
Genel Kurulda, CHP'nin kapalı oturumda konunun değerlendirilmesi yönündeki önergesi, yine kapalı oturumda oylanarak reddedildi.