Kurtulmuş, Avusturya Şansölyesi Karl Nehammer ile Meclis'te bir araya geldi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, Birinci Dünya Savaşı'nda aynı cephede yer almış müttefik iki ülke olan Türkiye ile Avusturya'nın, o günden beri artarak devam eden son derece müspet ikili ilişkilere sahip olduğunu dile getirdi.
Parlamentolar arasındaki ilişkilerin olumlu ilerlediğini ifade eden Kurtulmuş, gelecek dönemde parlamenter diplomasinin bütün imkanlarını kullanmayı ümit ettiklerini vurguladı.
Kurtulmuş, Avusturya'nın, Türkiye'nin Avrupa Birliği perspektifine destek vermesini her zaman takdirle karşıladıklarına işaret ederek şunları kaydetti:
"Türkiye ve Avusturya'nın özellikle demokrasi, hak ve özgürlükler konusunda ortak bir alanda mücadele etmesi akla uygun olandır. Avrupa'da son yıllarda artan yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve özellikle kutsal değerlere yapılan hakaretler maalesef Türk toplumunu derinden rahatsız etmektedir. İslam'ın kutsal değerlerine yapılan hakaretler ve saldırılar, Kur'an'ın yakılması gibi bazı olayların Türk halkını derinden rahatsız ettiğini biliyoruz.
Bütün dinlerin kutsallarına karşı saldırılarla da ortak mücadele etmek konusunda Avusturya ile yakın çalışma içerisinde olmayı arzu ediyoruz. Bu sadece İslam'ın kutsallarına yapılan bir hakaret değil. Yabancı düşmanlığı, ırkçılık ve İslam düşmanlığının artması, Avrupa'nın makul ve mutedil ana akım siyasetlerine zarar veriyor. Bu, Avrupa'nın esas değerlerini ortadan kaldıran bir tehdit olarak duruyor. Türkiye olarak bu insanlık suçlarına karşı başta Avusturya ve bütün Avrupa ülkeleriyle işbirliği içerisinde olmayı ümit ederiz."
Filistin-İsrail çatışmasıTürkiye'nin rotasının, insana değer veren, hak ve özgürlükleri esas alan, demokrasi etrafında bütünleşen çizgide olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şöyle devam etti:
"Özellikle son günlerde yaşadığımız ve öyle görünüyor ki giderek tansiyonu artacak olan İsrail ile Filistin arasındaki çatışmada da Türkiye'nin tavrı bellidir. Biz, bir an evvel gerilimin sona erdirilmesi ve Orta Doğu'da tansiyonun düşürülerek barışı sağlayacak bir müzakere zemininin ortaya konulmasını talep ediyoruz. Bu konuda da Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ifade ettiği gibi Türkiye her türlü arabuluculuğa hazırdır. İnsanlık tarihi bize bir şey öğretiyor; dünya barışının kapısı Orta Doğu barışıdır, bu kapının kilidi de Filistinlilerin haklarının, hukuklarının sağlandığı bir barış ortamının tesisidir."