Tayvan, Çin ile gerilimin gölgesinde lider seçimine hazırlanıyor

Çin ile egemenlik ihtilafı içindeki Tayvan, lider ve milletvekili seçimleri için yarın sandık başına gidecek.

İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Çin'de yaşanan iç savaştan bu yana ana karadan ayrı bir yönetime sahip Ada'da seçimler gelecek 5 yılın liderini ve Yasama Meclisinin üyelerini belirleyecek.Çin ile son yıllarda artan siyasi ve askeri gerilimlerin gölgesinde düzenlenecek seçim, Tayvan Boğazı'nın iki yakası arasındaki durum kadar Çin ile ABD arasındaki ilişkilerin yakın geleceğini de şekillendirecek.

Nüfusu 24 milyona yakın Tayvan'da 19,5 milyon kayıtlı seçmenin oy kullanacağı seçimlerde, iktidardaki Demokratik İlerici Parti (DPP), ana muhalefetteki Milliyetçi Parti (Koumintang/KMT) ve Tayvan Halk Partisi (TPP) yarışacak.

Lider seçiminde, DPP'den Genel Başkan ve Tayvan lider vekili Lai Ching-te, KMT'den Yeni Taipei Belediye Başkanı Hou Yu-ih ve TPP'den Genel Başkan Ko Wen-je aday oldu.

DPP iktidarında 2016'dan bu yana, iki dönemdir Ada'nın lideri olan Tsai Ing-wen, görev süresinin dolacağı 20 Mayıs 2024'te koltuğunu bırakacağından, bu seçimde aday değil.

Çin-Tayvan ayrılığı

Çin'de İkinci Dünya Savaşı'nın ve Japon işgalinin sona ermesinin ardından, o dönemde Çin hükümetini temsil eden Çan Kay-şek liderliğindeki Çin Milliyetçi Partisi (Kuomintag) ile Mao Zıdong liderliğindeki Çin Komünist Partisi (ÇKP) arasında dört yıl süren iç savaş yaşanmıştı.

İç savaşı kazanan komünistlerin 1949'da Çin ana karasında iktidarı ele geçirerek Çin Halk Cumhuriyeti'nin (ÇHC) kuruluşunu ilan etmesi üzerine Çan Kay-şek ve Kuomintag üyeleri, Tayvan Adası'na çekilerek 1912'de kurulan Çin Cumhuriyeti (ÇC) iktidarının Ada'da devam ettiği iddiasıyla Taipei'de geçici hükümet kurmuştu.

Tayvan'daki hükümet, o tarihten sonra da Çin'i temsil etme iddiasını sürdürürken Ada'nın fiili bağımsızlığı bugüne dek devam etti.

Tek parti iktidarıyla yönetilen Çin'in aksine 1986'dan sonra çok partili rejime geçen Tayvan'da, birden çok parti iktidar için yarışıyor.

"Mavi parti": Koumintag

Ana karada hükümet olan ÇKP "kırmızı" renkle özdeşleştiğinden, Tayvan'daki partiler halk arasında farklı renklerle anılıyor.

1949'dan itibaren Tayvan'ı önce tek parti iktidarıyla, çok partili rejime geçildikten sonra da uzun süre meclisteki çoğunluğuyla bilfiil yöneten Koumintag, "mavi parti" olarak anılıyor.

Koumintang kadrolarının büyük bölümü iç savaştan sonra Çin ana karasından Ada'ya göç eden partizanlardan ve eski Çin Cumhuriyeti bürokrasisinden oluşuyor.

Kurucu parti hüviyetinde olan Koumintang, ÇKP ile savaşa öncülük etse de yıllar içinde Çin ile iyi ilişkiler kurmayı savunan bir noktaya geldi.

Koumintang adayı Hou Yu-ih seçim kampanyasında "1992 Uzlaşması" olarak adlandırılan, Tayvan Boğazı'nın iki yakasındaki tarafların, "tek Çin ilkesini" kabul ederek egemenlik sorununu belirsiz bırakma konusunda vardıkları mutabakatı desteklediğini bildirdi.

Hou, Çin-Tayvan ilişkilerini pratik ve işlevsel düzeyde geliştirebilmek için Pekin ile diyalog kurulmasını savunuyor.

"Yeşil Parti": DPP

Tayvan'da çok partili döneme geçilmesinden sonra kurulan Demokratik İleri Parti (DPP) ise "yeşil parti" olarak anılıyor.

Ada'da 2016'dan bu yana iktidarda bulanan DPP, Tayvan'ın fiili bağımsızlığının korunmasını savunan bir siyasi çizgiyi temsil ediyor.

DPP'nin oy tabanı, iç savaş sürgünlerinden çok Ada'ya Çin ana karasından 17. yüzyıldan itibaren göçlerle gelen Han Çinlilerinin oluşturduğu "yerlilere" dayanıyor.

Ada'nın geleceğinin hangi hükümetin Çin'in meşru temsilcisi olduğuna dair tartışmasıyla tanımlanmasına karşı çıkan DPP'li siyasetçiler, "Tayvan'ın bağımsızlığı" fikrine yakın duruyor.

DPP adayı, lider vekili Lai Ching-te, seçim kampanyasında Pekin yönetimi ile diyaloğa açık olmakla birlikte Tayvan'ın egemenliğinden kesinlikle ödün vermeyeceğini vurguladı.

DPP'nin son 8 yıldaki iktidarı, egemenlik konusundaki bu farklılık nedeniyle Çin gerilimin dozunun giderek arttığı bir döneme tanıklık etti.

"Beyaz parti": TPP

Ada siyasetinde yeni bir oluşum olarak 2019'da kurulan, Koumintag ve DPP'ye alternatif olma iddiasıyla ortaya çıkan Tayvan Halk Partisi (TPP) ise "beyaz parti" olarak anılıyor.

2014-2022 yıllarında başkent Taipei'de iki dönem bağımsız belediye başkanlığı yapan Ko Wen-je tarafından kurulan parti, Çin ile egemenlik ihtilafı konusunda iki partinin pozisyonları arasında belirsiz bir tutum takınıyor.

Ko, seçim kampanyasında 1992 uzlaşmasını reddetse de Pekin ile diyalog kurulmasından yana olduğunu, Tayvan'ın bağımsızlığını desteklediğini fakat özerkliğin korunmasından yana olduğunu dile getirdi.

Ko ve partisi, seçim kampanyasını egemenlik konusundaki tutumdan çok, eleştirdikleri ekonomik durum, mevcut iktidar ve eski iktidarın icraatlarındaki başarısızlıkların üzerine kurdu.

Tayvan'da ekonomik büyümenin yavaşladığı, jeopolitik riskler ve dış talepteki zayıflık nedeniyle Ada'nın dünyanın en büyük üreticisi olduğu yarı iletkenler ve çip sektörü başta olmak üzere ileri sanayi üretimindeki belirsizliklerin olduğu bir dönemde Ko ve TPP'nin özellikle eğitimli genç nüfustan destek aldığı gözleniyor.

Yerel seçim yenilgisine rağmen Lai ve DPP seçimin favorisi

Tayvan'da seçmenler en son 26 Kasım 2022 düzenlenen yerel seçimler için sandık başına gitmişti.

İktidardaki DPP, yerel seçimlerde 22 belediyenin yalnızca 5'ini kazanabilmiş, ana muhalefetteki Koumintag ise 14 belediyeyi kazanarak rakibine büyük üstünlük sağlamıştı.

Yerel seçimde bağımsızlar 2, TPP ise 1 belediye kazanmıştı.

Ancak yerel seçim yenilgisine rağmen Lai ve DPP, liderlik ve milletvekili seçimlerinin favorisi görülüyor.

Tayvan'da genel seçimlerde partilerin Çin ile egemenlik ihtilafındaki tutumu seçmen davranışı açısından belirleyici rol oynuyor.

Ana kara ile Tayvan arasında son yıllarda artan gerilimler, seçmenleri Pekin ile iyi ilişkiler kurmayı savunan Koumintang ve bu konudaki tutumu belirsiz olan TPP'den çok, egemenlikten taviz verilmemesini ve Ada'nın fiili bağımsızlığının korunmasını savunan DPP'ye yakınlaştırıyor.

Çin ile gerilimler

Son yıllarda Tayvan üzerindeki askeri baskıyı artıran Pekin yönetimi, Ada'nın ana kara ile yeniden birleşmesi için gerekirse güç kullanımını dışlamayacağını vurguluyor.

Seçimleri DPP'nin kazanması halinde ise Çin ile gerilimli ilişkilerin süreceği öngörülüyor.

Çin-Tayvan ilişkileri, DPP'nin 2016'da iktidara gelmesinin ardından kötüleşmişti.

DPP lideri Tsai Ing-wen, Çin Devlet Başkanı Şi'nin 2019'da yaptığı, Tayvan'ın, Çin'in Hong Kong Özel İdari Bölgesi'ndekine benzer "tek ülke, iki sistem" anlayışı çerçevesinde ana kara ile bütünleşmesi önerisini reddetti ve 1992 uzlaşmasını tanımadığını açıklamıştı.

Tsai ayrıca Hong Kong'da suçluların Çin'e iadesi yasa tasarısına karşı başlatılan ve 6 ay süren hükümet karşıtı protestolar sırasında protestoculara destek vermesi ve sığınma hakkı vadetmesi ile de Pekin'in tepkisini çekmişti.

Bu dönemde Çin savaş uçaklarının, Tayvan'daki hükümetin Hava Savunma Tanımlama Sahası (ADIZ) ilan ettiği bölgeye 2020'den itibaren girmeye başlaması, askeri gerilimin artmasına yol açtı.

ABD ve Çin ilişkilerinde kriz unsuru

Öte yandan ABD ile Çin arasında artan jeopolitik ve ekonomik rekabet de Tayvan'ı doğrudan etkiliyor.

ABD'nin önceki Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi'nin Ağustos 2022'de Tayvan'a yaptığı ziyaret Washington ile Pekin arasında krize sebep olmuştu.

Çin ordusu, ziyaretin ardından Ada çevresinde fiili abluka oluşturan askeri tatbikatlar düzenlemiş, bu olaydan sonra Çin, Tayvan çevresindeki uçak ve gemi devriyelerini artırarak Tayvan Boğazı'nı ayıran itibari "orta çizgi"yi geçtiği uçuşları düzenli hale getirmişti.

ABD, Çin ile diplomatik ilişki kurduğu 1979'dan bu yana "tek Çin" politikasını benimseyerek Pekin yönetimini tüm Çin'in meşru hükümeti olarak tanıyor.

Washington yönetimi, 1979 tarihli Tayvan İlişkileri Yasası'nda Ada'nın öz savunmasını sağlayacak askeri kapasiteye sahip olması için destek vereceği ve bölgedeki statükoyu tek taraflı değiştirmeye yönelik eylemlere karşı çıkacağı taahhüdünde bulunmuştu.

DPP iktidarının devamı halinde, Tayvan'ın, iki büyük gücün küresel rekabetinde kriz unsuru, olası çatışmaları tetikleyebilecek bir sıcak temas noktası olmayı sürdüreceği tahmin ediliyor.