Cumhurbaşkanı Tatar, Rum Yönetimi lideri Anastasiadis'in dün Kıbrıs meselesine ilişkin yaptığı açıklamaya yazılı yanıt verdi.
Tatar, "Rum Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu II. Hrisostomos'un 'Anastasiadis iki devletli çözüm istedi' açıklamasından sonra Rum kesiminde konuyla ilgili tartışmalar devam ederken, Anastasiadis 2021'de yaptığı ilk açıklamada 'Federasyondan başka bir çözüm şeklini görüşmem, Crans Montana'da savunduklarıma bağlıyım' derken iki devletli çözüm şeklini BM Genel Sekreteri'nin eski Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Barth Eide'nin kurguladığını ileri sürerek, sorumluluğu ona yüklemeye çalışmıştır." ifadesini kullandı.
Anastasiadis'in iki devletli çözümün gerçekçi bir çözüm olduğuna inandığının bilindiğini belirten Tatar, Rum liderin Türkiye Dışişleri Bakanı Sayın Mevlüt Çavuşoğlu ile görüşmesinde de bunu dile getirdiğinin bizzat Çavuşoğlu tarafından da açıklandığını hatırlattı.
Tatar, şöyle devam etti:
"Ama ne var ki Rum Ortodoks Kilisesi, AKEL, ELAM ve diğer unsurların büyük baskısı altında kalan Sn. Anastasiadis, eski politikalara geri dönmek zorunda kalıyor. Bunların yanı sıra, Anastasiadis söz konusu açıklamasında, 22 Eylül 2017 tarihinde BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e gönderdiği mektubunda ileri sürdüğü iddiaları tekrarlarken 'Türkiye'nin Kıbrıs'ı ilhak etmek için girişimlerde bulunduğu' iddiasını da yeniden gündeme getirmiştir. 'Zürih-Londra Antlaşmaları Türkiye için bir ara istasyondan başka bir şey değildi, Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasasının uygulanmasını her alanda engelledi' iddiasında da bulunurken, yine gerçekleri gizlemeye çalıştı."
Kıbrıs Türk halkı ile Rum halkının eşit kurucu ortaklığında kurulan Kıbrıs Cumhuriyeti'nin "Enosis'e (Ada'nın Yunanistan'a bağlanması) sıçrama tahtası" ve "ara hedef" olarak niteleyen Başpiskopos Makarios ile Rum-Yunan liderliği olduğunu hatırlatan Tatar, bu hedefe yönelik olarak Akritas Planı hazırlanırken, Rum gizli örgütlenmesi ve silahlanmasının da sürdüğünü ifade etti.
- "Kıbrıs Türk halkına sağlanan haklar da yok edilmek isteniyordu"
Tatar, "Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası da Rum liderliği tarafından ayaklar altında çiğnenirken, Anayasada Kıbrıs Türk halkına sağlanan haklar da yok edilmek isteniyordu." açıklamasında bulundu.
Enosis hedefli olarak başlatılan Kanlı Noel saldırılarında neler yaşandığını da çok iyi hatırladıklarını kaydeden Tatar, halkın direnişi ve Türkiye'nin müdahalesi olmasaydı, Kıbrıs'ta ikinci Girit faciasının yaşanmış olacağını vurguladı.
Yunan Cuntası tarafından 1974'te organize edilen 15 Temmuz darbesinin de hedefinin Kıbrıs'ı Yunanistan'a ilhak etmek olduğunu hatırlatan Tatar, "Türkiye 20 Temmuz Barış Harekatı'nı gerçekleştirmeseydi, Kıbrıs Türk halkı soykırımdan geçirilip, katliam çukurlarına gömülecekti. Bu arada Yunanistan eski Başbakanı Kostas Simitis'in de Güney Kıbrıs'ın tek yanlı ve haksız bir şekilde AB üyesi yapılmasından sonra yaptığı açıklamayı da hatırlatmak gerekir. Simitis aynen şöyle demişti; 'Kıbrıs'ın AB üyeliğiyle Enosis gerçekleşti.'" ifadelerini kullandı.
- "Temenim 2021 yılında egemen iki devletli çözüm şekline ulaşmamızdır"
Tatar, özellikle 2017'de Crans Montana'daki Kıbrıs Konferansı'nda federasyona dayalı çözüm şeklinin çöktüğünü ve Rum tarafının adil bir anlaşma istemediğinin bir kez daha ortaya çıktığının altını çizdi.
Cumhurbaşkanı Tatar, şunları kaydetti:
"Tüm bu nedenlerle, Türkiye'nin desteğiyle de egemen iki devlete dayalı çözüm şeklini gündeme getirdik. Devletimizin varlığı, halkımızın egemenliği, özgürlüğü ve güvende yaşaması için egemen iki devletli çözüm diyoruz. Bu yolda da yürümeye devam edeceğiz. Rum Yönetimi Başkanı Anastasiadis'e çağrım, gerçekleşmeyecek hayaller peşinde koşmaması ve diyalog çağrılarımıza olumlu yanıt vermesidir. Dileğim ve temennim 2021 yılında egemen iki devletli çözüm şekline ulaşmamızdır."