Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
Hak-İş Genel Başkan Yardımcısı ve Öz Taşıma İş Genel Başkanı Mustafa Toruntay, "Öz Taşıma İş olarak kuruluşumuzun üzerinden 5 yıl gibi kısa bir süre geçmesine rağmen 20 binin üzerinde üyeye ulaştık" dedi. Toruntay, daha sonra şöyle devam etti: "Biz sosyal sendikacılık ilkesini hedef edindik. Üyelerimizin mutlu ve sıkıntılı günlerinde yanlarında olarak imkanlarımız ölçüsünde destek olmaya çalışıyoruz. Çocukları sünnet olan üyelerimize gram altın, düğün yapanlara ise çeyrek altın hediye ediyoruz. Üyelerimizin aileleri ile katılabileceği piknikler organize ediyoruz. Cenazesi olan üyelerimize otobüs temini yapıyoruz. Önceliğimiz sosyal sendikacılık. Toplu sözleşme yapmak sendikanın zaten asli görevi. 2021 yılına kadar 50 bin üyeye ulaşma hedefimiz var. Bazı sendikaları rakiplerimiz olmasına rağmen kardeşlerimiz olarak görüyoruz. Sendikacılıkta bazı kurallar var. Toplu sözleşme aşamasındaki bir iş yerine gidip 'Biz, sizi bizim sendikamıza üye yapacağız' demek, çok çirkin bir davranış. Sendikasız alanlarda çalışan yaklaşık 700 bin insanımız var, biz bunların üzerine yoğunlaşıyoruz. Bunlardan ne kadarını sendikamıza üye yapabiliriz, bunun amacı içerisindeyiz."
Aracılar Problem Oluyor
"Hak-İş Konfederasyonu'nun 600 bin dolayında üyesi var" hatırlatmasını yapan Toruntay, "Bunun 300 bin kadarı taşeron çalışan. Konfederasyon olarak bu taşeron meselesinin çözümü konusunda öncü olduk. Aynı zamanda da işin takipçisiyiz. Hükümete çok öneriler götürdük. Bugün bu konudaki en büyük sıkıntı; ihale maliyet hesaplarında işçilere ücret olarak 2 bin lira verilmesi gerekirken asgari ücret üzerinden ödeme yapılıyor olmasıdır. 14 milyonun üzerinde işçi olarak çalışan var. Yaklaşık 2 milyon civarı sendikalı var. Taşeron çalışanlarda ise 1 milyon üzerinde çalışan var. Yani dolaylı yoldan en az 4 milyon insanımızı ilgilendiriyor, bu taşeron meselesi. Bu meselenin çözümü için hükümet daha önce özel sözleşmeli personel statüsünde bir çalışma yaptı. Biz bunu kabul etmedik. Konfederasyon olarak bizim önerimiz tüm taşeronların hepsinin kadrolu olarak devlette çalışmasıdır. Sayın Bakanımız, yılsonuna kadar mümkün olduğu ölçüde çalışan herkesin değerlendirileceği bir yapı üzerinde kafa yoracağız, dedi. Taslak Kasım ayının ortasına kadar önümüze gelir, diye düşünüyoruz."
Üç Yıllık Sözleşme Geliyor
Toruntay, taşeron sorununun çözümünün basit olduğu belirterek sendika olarak çalışanlarının beklentilerini dile getirdi: "İhale işlerindeki aracıları kaldıralım. İnsanlar devlet bünyesine geçince de çalışmaya devam edeceklerdir. Aksilik olursa kurumlardaki insanları verimli bir şekilde çalıştırmak bürokrasinin görevidir. Şu an gelen bazı bilgilere göre taslakta 3'er yıllık sözleşme var. Verimliliği sağlamak için bunu getirmek istediklerini düşünüyoruz. Bir personelde verimlilik düşüklüğü varsa onun için gereken yapılır zaten, bu durum genele mal edilemez. Devlet kadroları yan gelip yatma yeri değil. Böyle bir durumda oradaki yetkililerin denetlemesi gerekir. Verimli değilse niye çalıştırılıyor. Kaldıralım bu taşeron firmalarını aradan, personele gitmesi gereken 300 tl'ye yakın para devletin kasasına kalsın. Bu aradakiler neden bu kadar para kazansın. Geçmişte bu durum daha sıkıntılıydı. İhale yapılıyordu. Sigorta primlerinin ödenmediği oluyordu. Kıdem tazminatı yine devlete kalıyordu. Bu işin bir anlamı yok. Düzenli, sistemli bir çalışma ortamı olsun. Hedefimiz daha iyi bir Türkiye ve çalışanlarımızın refahının artmasıdır. Çalışan tüm arkadaşlar ister bizim üyemiz olsun ister olmasın herkesin hakkını savunmak bize düşer. Böyle inanıyoruz. Böyle bakıyoruz"
"Daha Adaletli Bir Vergi Sistemi Olmalı"
Orta Vadeli Plan ile yapılması planlanan vergi artışları hakkında da konuşan Toruntay şunları söyledi: "Devlet gereken tasarrufları da yapmalı ve aynı zamanda da yaşayan herkesten adil bir şekilde de vergi almalı. Devletten hizmet alıyorsak, vergi de ödemeliyiz; ama bu adaletli olmalı. Motorlu taşıtlar vergisinden işçi, esnaf, memur herkes etkileniyor. Zaten gelir vergisi dilimi yüksek. Yıllardır bu konuda uyarılar yapıyoruz. Burada oturmuş bir sistem var, kimse itiraz etmiyor. Ama bizim buna itirazımız var, bunu kabul etmiyoruz. Adaletli olmak lazım, bu ülkede israf var, kayıt dışı var. Kayıt dışının önüne geçelim, israfı önleyelim. En kolay olan şekilde çözmeye çalışıyoruz, bordrosu olanlardan keseriz, MTV'yi de nasıl olsa en kötü arabayı satarken ödeyecek... Böyle yapmamalıyız. Bizim insanlarımızın huzuru ve refahı için daha adaletli bir vergi sistemi olmalı. Torba kanun çıkıyor, bazı kuruluşların holdinglerin borçları siliniyor. Neden böyle yapılıyor. Bir gerekçe var: Kamu borcu. Bu bordro mahkumlarının çeşitli nedenlerden dolayı kamu borcu yok mu, bunlar neden silinmiyor. Bir de böyle bakalım. Kayıt dışının önüne geçilmesi gerekiyor. Tedbirlerinin alınması gerekiyor."
"Herkes Fedakarlık Yapmalı"
Sayın Cumhurbaşkanımız burada çok doğru bir hamle yaptı değerlendirmesinde bulunan Toruntay sözlerini şöyle sürdürdü: "Çalışana bu kadar yük çok fazla. Ülke yönetmek zor. Bütçe açıklarımız var. Hedeflerimiz var. Daha ileriye gitmemiz lazım. Sınırda büyük mücadeleler veriliyor. Bugüne kadar hiç düşmanımız eksik olmadı. İçimizden bizim besleğimiz ihanet eden adamlar çıktı. Devlette, orduda saklandılar. Başımıza çorap ördüler. Güçlenmemizi gelişmemizi istemiyorlar. İnsanlarımız nasıl ki tankın önüne çıktıysa, bombanın önüne atıldıysa, ülkesinin birliği ve beraberliği için düşmanlarına karşı mücadele ettiyse gerektiği zaman fedakarlığını da yapar. Ama fedakarlığı sürekli belirli bir kesimden isterseniz, belirli kesimdeki insanlara da ayrıcalık yaparsanız; o zaman inandırıcı olamayız. Bu ülkede hükümetin güzel yaptığı işler var. Ama bütçe açığını kapatmanın yolu araç sahiplerine ve bordro mahkumlarına yapılan vergi artışları olmamalı. Elbette artırma olmalı ama 40 değil 10 yapalım. Gelir vergisi dilimi zaten yüksek. Bunu düşürelim. Kayıt dışı ve israfı önlemeden insanlara sürekli vergi yükü yüklemeyle bu sorunlar çözülmez. Hükümet birçok alanda çok güzel hizmetler gerçekleştiriyor, bu hizmetlerin devamını bekliyoruz ama bu taraftan baktığınızda da yüksek vergi artışları insanlarımızın tepkisini çekiyor. Bu tepkinin neticesinde bizde çalışanlarımızın sesi olarak bu sorunları dile getirmeye çalışıyoruz."