Taşeronluk sisteminin yanlışlığı, özellikle işçi açısından büyük haksızlıklar yarattığı ve kaldırılması gerektiği ortadaydı diyen Sağlam, "Taşeron düzenlemesi büyük sorunlar yaratacak" başlıklı yazısında hükümetin taşeron düzenlemesi ile ilgili hamlesini mercek tuttu.
Sağlam, "hükümetin açıkladığı düzenleme iyi düşünülmemiş, ileride mali disiplin dahil çok sorun yaratacaktır." tezini savundu.
İşte Sağlam'a göre taşeron düzenlemesinin sıkıntılı noktaları:
Şu kadarını söyleyeyim; Bakanlar Kurulu toplantısı sonrası Başbakanın açıkladığı "tüm taşeronlar kadroya alınacak" sözü, ilgili tüm bürokratlar için de sürpriz oldu. Çünkü hazırlanan taslakta 150 bin civarında asıl işte çalışan taşeron işçinin kadroya alınması öngörülüyordu. Ama belli ki bazı bakanların evvelden beri süren ısrarı devam etmiş ve Başbakan da bu sıkıntılı siyasi süreçte kendisine prim yaptıracağı için bunu kabul etmiş. Bürokratlar Maliye Bakanı Ağbal'ın da bu karar üzerine, sistemi iyice karmaşıklaştıran ama kamuya yükünü azaltma amacı taşıyan "özel sözleşmeli personel" formülünü bulduğunu tahmin ediyor.
Bir kere açıklanan sistem taşeron işçileri tatmin etmiş değil. Yapılacak sınav, 3 yıllığına sözleşme yapılması, işçi mi memur mu olacaklarının belli olmaması gibi unsurlar nedeniyle"adına taşeronluk denmeyen taşeron işçilik" diyorlar.
Bürokratlarla konuştuğumuzda, Maliye Bakanı Ağbal "720 bin kişi civarında" diye açıklasa da kamunun taşeron işçinin tam sayısını bilmediğini, yani 1 milyon kişi çıkarsa kimsenin şaşırmaması gerektiğini söylüyorlar. Ağbal'ın bu düzenlemenin bütçeye yükünü mümkün olduğunca azaltmaya çalışacağını çünkü mali disiplin açısından önemli olduğunu, birkaç popülist bakan dışında, herkesin gördüğü, bu nedenle kadroya alınacak taşeron sayısının sınavlar, emeklilik yaşı gibi bahanelerle aşağıya indirilmeye çalışılacağı, bunun da başka sorunlar yaratacağı belirtiliyor.
Bu arada yapılacak sınav için de büyük endişe var. AKP'ye yakın isimler bile, "sınavın sözlü olması ya da kuruma bırakılması halinde, partinin istemediği kişilerin, bölgede etnik kökenine diğer yerlerde mezhepsel durumlarına bakılarak elenmesi ihtimali bulunduğunu" kabul ediyorlar. Şimdiye kadarki uygulamaların böyle bir şüphe yaratmasını doğal karşılıyorlar.
KPSS'YE BOŞ YERE GİRİLMİŞ
Taşeron çalıştıran işverenlere kamunun tazminat ödeyeceği belirtilirken, bunun neye göre yapılacağı belli değil. Bir bürokrat "özel sektör doğru ya da yanlış; gerekirse akrabalarını alıp günde 8 yerine 12 saat işçi çalıştırıyor, hafta sonu işe getiriyordu. Şimdi aynı işi yapmak için kamu çok daha fazla işçi çalıştırmak zorunda kalabilir" diyor.
Bürokratlar herkesin kabul edeceği gibi; ilk seçim öncesi hepsinin normal kadroya alınmasını beklediklerini, ayrıca ücret düşük diye zamlar yapılacağını, özel sektördeki ücretlerin bundan etkileneceğini, yani bu düzenlemenin sonunda ekonomiyi bütünüyle tehlikeye atacak popülist bir karar potansiyeli taşıdığını söylüyorlar.
Bu arada sendikacıların da şüphesi var; AKP'ye yakın işci ve memur sendikalarının, taşeronların kendilerine gelişini temin edecek düzenlemeler yapılması için çalışmalara başladıklarını, bununla büyük kaynak ve etkinlik yaratacaklarını söylüyorlar.
Bu arada taşeron işçiler belki kızacak ama, işin bir de adalet yönü var. KPSS'ye girip yeterli puan alamadığınız için, belki 80 puanla bile, yıllardır kamuya alınmayan bir vatandaş olsanız, eğitimine bile bakılmadan bu kadar taşeron işçinin, sözde bin sınavla kamu kadrosuna alındığını duyunca, ne hissedersiniz?