Neşat GÜNDOĞDU/ANKARA
BU SAVAŞIN KAZANANI OLMAZ
Libya’daki iç savaşa dikkat çeken Bakan Çavuşoğlu, BAE ve Mısır’ı sağladığı uçaklarla Hafter güçlerinin hava güçlü olduğunu kaydederek, sahadaki durumun daha farklı olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, “Bu savaşın kazananı olmaz. Eğer durdurmazsak uzun süre devam edebilir” dedi.
MÜLTECİLER YIĞILDI
Rejim Güçleri’nin operasyonları nedeniyle İdlib’den 300 bin mültecinin sınıra doğru hareketlendiğini belirten Çavuşoğlu, gerekli hazırlıkların yapıldığını ifade etti. Bakan Çavuşoğlu, mültecilerin diğer devletler tarafından bir politika aracı olarak kullanıldığını kaydetti.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu gazetelerin ve televizyonların Ankara temsilcilerine 2019 yılına ilişkin dış politikadaki gelişmeleri değerlendirdi. ABD ve AB ile ilişkilerden Asya açılımına, Türkiye’nin Afrika’daki varlığından Rusya ile yeni iş birliği alanlarına kadar birçok konu hakkında bilgi veren Bakan Çavuşoğlu, gündemde yer alan Libya’ya asker gönderme, ABD-İran gerginliği ve İdlib’den gelen göçmen dalgası konularında da gazetecilerin sorularını cevapladı.
ABD-İran gerilimini düşürmeye çalışıyoruz
ABD ile İran arasındaki gerilim düşürmeye çalıştıklarını belirten Bakan Çavuşoğlu, Irak Parlamentosu’nun ülkedeki yabancı savaşçıların ülkeden çıkarılmasına ilişkin aldığı kararın Türkiye’yi bağlamadığını kaydetti. Çavuşoğlu, “Başika’daki askeri eğitim kampı konusunda yeni kurulmaya çalışılan Irak Hükûmeti ile anlaşma yapmayı beklerken zaten hükûmet kurma krizi yaşan Irak’ta Kasım Süleymani olayıyla yeni bir kriz çıktı. Iraklılar, Irak’ın bir çekişme alanı olmasından çok rahatsızlar. Bu konu ile ilgili bölgedeki ülkelerle ortak bir görüşme yapmayı planlıyorlar” dedi.
İdlib’den gelenler için hazırlık yapıldı
Başkan Recep Tayyip Erdoğan’ın İdlib’den gelen göçmen dalgasına ilişkin açıklamalarını hatırlatan Çavuşoğlu, İdlib’deki son durum hakkında bilgilendirdi. Göç dalgasının sürdüğüne dikkat çeken Çavuşoğlu, “300 binden fazla göçmenin yer aldığı bir dalga var. Yarısından fazlası yolda. Bunlara yönelik hazırlıklarımız var. Suriye’de muhalefeti de bu göç dalgası ile gelecek Suriyelilerin ülkede kalmasını istiyor. ABD ise bu göçmenler için Irak tarafından bir kapı açılamasını istiyor. İnsani konuları siyasi bir rekabet haline getirdiler. 8 Ocak’ta Putin ile bunları görüşeceğiz. Rejim şu anda topraklarının büyük bir bölümünü kontrol etmesine rağmen bu bölgeleri yönetemiyor. İnsani kriz sadece sınırda değil. Suriye içlerinde Rejim Güçleri’nin elinde bulunan bölgelerde de ciddi insani sorunlar var” diye konuştu.
Libya ile ilişkilerde BM kararı etkili
Türkiye’nin Libya ile imzaladığı Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılması Mutabakatının 4 ile 6 aylık süreçte BM’de onaylanacağını belirten Bakan Çavuşoğlu, Türkiye’nin tüm taraflarla görüşmeye açık olduğunu söyledi. Çavuşoğlu, “İtalya ile Libya konusunda aynı düşünüyoruz ama İtalya daha dengeli bir tutum takınıyor. BM Güvenlik Konseyi’nin 2259 nolu kararı Libya’daki meşru hükûmeti desteklemeyi öngörürken karşısındaki yapılar ile ilişki kurulmaması gerektiğini söylüyor” açıklamalarında bulundu.
Libya’da süreç kritik
ÖSO’nun Libya’ya gittiğine dair iddiaların gerçeği yansıtmadığı belirten Bakan Çavuşoğlu, Libya konusunda çok fazla taraf olduğunu buna rağmen hepsinin muhatap alınmadığını kaydetti. Katar’ın sürecin bir parçası olarak Berlin Süreci’ne eklenmesi gerektiği belirten Çavuşoğlu, şunları kaydetti: “Libya’dan dengeler havadan bakınca biraz Hafter’in tarafında. Mısır’ın ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE)’nin uçakları Hafter’e avantaj sağladı. Karada bu savaşın kazananı olmaz. Bu savaşı biz durdurmazsak uzun zaman devam edebilir. Trablus’un içine girerse sokak savaşlarına dönüşebilir. Libyalıların askeri öğrencilerinin birbirini vurması konusu gibi konuların bir araya gelmesi Libya’nın parçalanmasına da neden olabilir.”
Barış Gücü BM’deki yapıdan dolayı gerçekçi değil
Türkiye iç politikasında Libya’ya BM’nin Barış Gücü gönderilmesi gerektiği açıklamalarına değinen Bakan Çavuşoğlu, “Barış Gücü için Güvenlik Konseyi’nden karar geçmesi gerekiyor. Bir yere BM barış gücü göndermek kolay bir şey değil. Tabi ki biz de bunu arzu ederiz ama bugünkü BM yapılanmasında bu durum gerçekçi değil” dedi.
Netanyahu ile bir yere varamayız
2020 yılında Mısır, İsrail ve Suriye’nin mevcut yönetimleri ile yeni açılımlar yapılması konusunda planlama olmadığını kaydeden Bakan Çavuşoğlu, İsrail yönetiminin uzlaşmaz tavrına vurgu yaparak, “İsrail denizde de komşu ülkelerin sularına tecavüz ediyor. Lübnan’ın yaşadığı mağduriyette çözüm konusunda biz destek veriyoruz. Ama görüyoruz ki Netanyahu ile bir yere varmamız mümkün değil. İsrail’de yeni kurulacak bir hükûmetin Filistin ve Kudüs konularında olumlu bir tutum sergilemesi iki ülke ilişkilerinde bir yakınlaşma olmasına neden olabileceği gibi diğer sorunların çözümüne de hız kazandırabilir” diye konuştu.
Mısır’ın istekleri anlamsız
PYD-YPG-PKK dâhil terör örgütleri konusunda Suriye ile istihbarat düzeyinde görüşmelerin olabileceğini Başkan Erdoğan’ın daha önce açıkladığı kaydeden Bakan Çavuşoğlu, Suriye’de Anayasa Komisyonu’ndan çıkacak bir siyasi çözüm olmadan Suriye Yönetimi ile bir ilişki kurulmasının beklenmemesi gerektiğinin altını çizdi. Mısır ile görüşüldüğünü söyleyen Bakan Çavuşoğlu, Mısır’ın istikrarının bölge ve İslâm Dünyası için oldukça önemli olduğu vurgulayarak, “Mısır’ın şu anki tavrını doğru bulmuyoruz. Mısır’ın ortaya koyduğu şartlar ile bizim ortaya koyduğumuz şartlar uymuyor. Mısırlı yetkililer, Mursi’nin ölümü ile ilgili Başkan Erdoğan’ın konuşmasını istemiyor. Herkes Türkiye ile ilgili konuşuyor, biz cevap veriyoruz ama kimseye ‘Siz konuşamazsınız’ demiyoruz. Herkes her şey hakkında yorum da yapabilir endişesini de dile getirebilir” ifadesini kullandı.
Kanal İstanbul Montrö’ye zarar vermez
Kanal İstanbul’un boğaz geçişlerindeki riskleri bertaraf etmek için güvenlik gerekçesi ile yapıldığı belirten Bakan Çavuşoğlu, Montrö Boğazlar Sözleşmesi nedeniyle Kanal İstanbul’daki geçişlerden para alınamayacağı ve Montrö’ye zarar verilmeye çalışıldığı iddialarına değindi. Çavuşoğlu, “Kanal İstanbul iç sularımızı bağladığı için ücret alabiliriz. Boğazlar konusunda uyguladığımız kısıtlamalar var. Boğazlardan likid gaz yüklü gemiler geçmişteki kazalardan dolayı artık geçemiyor. Ukrayna bu nitelikteki gemilerin geçmesi için çok ısrar etti. Ama biz boğazlardan geçişine izin vermedik. Bu gemiler Kanal İstanbul’dan geçince ise para alabiliriz. Burada önemli olan Montrö’nün ruhunun korunması. Montrö’de Karadeniz’deki dengenin bozulmaması gerekiyor. Gemiler istemeleri halinde Kanal İstanbul’dan da Boğaz’dan da geçebilir önemli olan Montrö’nün maddelerini engellememektir” dedi.