Talak suresi nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Talak suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Talak suresi neden indirilmiştir? Talak suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Talak suresinin nüzul sebebi...

Surelerin muhtevasını daha iyi anlayabilmek adına meallerinin yanında tefsirlerine de bakılması öneriliyor. Tefsirleri ile beraber de surenin hangi olay üzerine indiğini bilmek de önemli. Peki Talak suresi hangi olay üzerine nazil olmuştur? Talak suresi neden indirilmiştir? Talak suresinin neden indirildiğine dair detaylı bilgiler haberimizde yer alıyor. İşte Talak suresinin nüzul sebebi...

Kur’ân-ı kerîmin altmış beşinci sûresi. Talâk sûresi on iki âyet-i kerîme olup, Medîne-i münevverede nâzil oldu (indi). Boşanma konularından bahsettiği için bu adı aldı. Sûrenin başında İslâm âile hukûkunun boşanma konusundaki hükümleri, sonunda da, Allahü teâlânın bildirdiği hak yoldan ay rılan eski kavimlerin uğradıkları cezâlar ve Muhammed aleyhisselâma inanıp hayırlı işler yapanlara verilecek âhiret nîmetleri bildirilmektedir.

Aile kurumunun dinî, ahlâkî ve hukukî temelini oluşturan nikâh akdinin ve evlilik birliğinin keyfî biçimde sona erdirilemeyeceği temasına ağırlık verilerek böyle bir zorunlulukla karşılaşıldığında uyulması gereken başlıca hükümler işlenmekte, bu arada iyi niyet ve hakkın kötüye kullanılmaması gibi bazı temel ilkelerin altı çizilmekte; aile ilişkilerinin sağlıklı yürüyüp yürümemesinde çoğu zaman etkili bir role sahip bulunan harcamalar konusunda ölçülü olmanın önemine dikkat çekilmekte; meşrû, mâkul ve dengeli olmayan, sonunda Allah’ın buyruklarına isyan etmeye varan isteklerin toplumların perişan olmasına ve medeniyetlerin çökmesine yol açabileceği ima edilmekte; her hâlükârda olup biten her şeyin, evrendeki bütün varlıkları yaratan Allah’ın gücü ve bilgisi dışında kalamayacağı hatırlatılmaktadır.

TALAK SURESİ NEDEN İNDİRİLMİŞTİR? “Ey Peygamber! Kadınları boşadtğınız zaman…” buyruğunda hitap Pey­gamber (sav)’adır. Ona tazim ve tefhim olsun diye çoğul lafzı ile muhatab alın­mıştır.

İbn Mace’nin Sünera’inde Said b. Cübeyr’in, tbn Abbas’tan, onun Ömer b. el-Hattab’tan rivayetine göre Rasûlullah (sav) Ilafsa (r.anha)’yı bo.samış son­ra ona ric’at (dönüş) yapmıştır[3]

Katade, Enes’ten şöyle dediğini rivayet etmektedir: Rasûlullah (sav) Haf-sa (r.anha)’yı boşadı. O da ailesinin yanına gitti. Yüce Allah Hz Peygamber (sav)e: “Ey Peygamberi Kadınları boşadığınız zaman iddetleri vaktinde boşaym” buyruğunu indirdi. Ona: Hafsa’ya ric’aı yap, çünkü o cuk namaz kı­lan, çok oruç tutan birisidir ve o senin cennetteki hanımlanndandır, denil­di. Bunu el-Maverdî, el-Kuşeyrî ve es-Sa’lebî zikretmiştir.[4]

el-Kuşcyrî ayrıca şunu da rivayet etmektedir: Onun ailesinin yanına çıkıp gitmesi hakkında da yüce Allah’ın: “Evlerinden onları çıkarmayın” buyru­ğu nazil oldu.

el-Kdbî dedi ki: Bu âyetin nüzul sebebi Rasûlullah (sav)’ın Hafsa’ya kız­gınlığıdır. Ona gizlice bir sır söylediğinde bu sim Âişe’ye açıklayınca, Pey­gamber (sav) da onu bîr defa boşadı, bunun üzerine bu âyet-i kerime indi.

es-Süddî dedi ki: Âyet, Abdullah b. Ömer hakkında inmiştir. O, hanımı­nı ay hali iken bir defa boşadı. Rasûlullah (sav) ona hanımına ric’aL yapma­sını, sonra da temizleninceye ve ay hali oluncaya, sonra bir daha temizlenin­ceye kadar nikâhı altında tutmasını emretti. Eğer yine onu boşamak istiyor ise onunla cima yapmaksızın temizleneceği vakit onu boşasın. İşte yüce Al­lah’ın hanımların süresi içerisinde boşamalarım emretmiş olduğu icldel bu­dur[5]

Şöyle de denilmiştir: Bazı erkekler Abdullah b. Ömer’in yaptığının ben­zerini yaptılar. Abdullah b. Amr b. el-Âs, Amr b. Said b. el-Âs ile Ut be b. Gaz-van bunlardandır. Âyet-i kerime onlar hakkında inmiştir.

İbnu’l-Arabi dedi ki: Bütün bunlar her ne kadar sahih değil iseler de, bi­rinci görüş daha uygun görülmektedir. Bunda daha sahih olan da bunun yeni bir şer’î hükmün açıklaması olduğudur.

Buyruğun Peygamber (sav)’a hitab olmakla birlikte maksadın onun üm­meti olduğu da söylenmiştir. Muhataptan gaibe farklı lafızlarla hitap etmiş bu­lunmaktadır. Bu, fasih bir anlatını tarzıdır. Nitekim yüce Allah: “Hatta siz ge­milerde bulunduğunuz zaman, onlar da içindekileri güzel bir rüzgar ile gö­türüp…” (yunus, 10/22) diye buyurmaktadır. Buyruğun takdiri şöyledir: Ey Peygamber! Sen onlara: “Kadınları boşadığınız zaman İddetleri vaktinde boşayın” de. İşte bu da tefsir âlimlerinin, burada hitap yalnız ona yönelik ol­makla birlikte, mana hem kendisini, hem mü’minleri kapsamaktadır. Yüce Al­lah mü’minlere hitab etmek istediğinde ona: “Ey nebi: peygamber” buyruğu ile taltifte bulunmuştur. Eğer hitab hem lafız, hem mana itibariyle ona yöne­lik ise: ‘Ey RasûT’ diye ona iıilab etmiştir.

Derim ki: İddel ile ilgili hükümlerin ensardan Yezid b. es-Sekenin kızı Es­ma hakkında nazil oluşu hu görüşün doğruluğuna delildir. Ebu Davud’un Kı-tab’ında (Sünen’inde) ondan geien rivayette belini İd iğine göre Esma Peygam­ber (sav)’ın döneminde (kocası tarafından) boşandı, Henüz boşanan kadının iddeti hakkında bir hüküm yoktu. Yüce Allah, Esma boşanınca boşamak için iddet hükmünü indirdi. Böylece, boşamak dolayısıyla iddetin hakkında indiği ilk kişi o oldu.[6]

Bundan maksadın Peygamber (sav)’a tazim maksadıyla nida olduğu ve sonradan: “Kadınları boşadığınız zaman” diye buyurulduğu da söylenmiş­tir. Bu da (bu yönüyle yüce Allah’ın: “Ey iman edenler! İçki, kumar, putlar ve fal okları şeytanın pis işlerindendir” (el-Maide, 5/90) buyruğuna benzer. Onların öncelikleri ve üstünlükleri dolayısıyla yüce Allah mü’minleri önce sözkonusu etmiş, sonra da: “İçki, kumar, putlar ve fal okları” diye buyur­muştur. [7]