Tabiat ve tarihin buluştuğu şehir: Termessos

Antalya''da "kartal yuvası"nı andıran konumu nedeniyle şimdiye kadar kazı çalışması yapılamayan Termessos Antik Kenti''ni, her yıl 40 bin turist ziyaret ediyor. Günün her saatinde geyik ve yaban keçilerinin görülebileceği, endemik bitkileriyle de dikkati çeken antik kent, tarih, doğa ve fotoğraf meraklılarının vazgeçilmez durakları arasında yer alıyor.

Antalya'nın Döşemealtı İlçesi yakınlarında yer alan ve güçlü savunmasıyla Büyük İskender'in fethedemediği şehir olarak tarihe adını yazdıran Termessos Antik Kenti, nekropol alanları, tarihi kamu yapıları, endemik bitkileri ve yaban hayatıyla ziyaretçilere başka bir dünyanın kapısını açıyor.

Büyük İskender'in doğu seferinde surlarını aşamadığı tek şehir olarak bilinen Termessos Antik Kenti, dev sütunları, lahitleri ve tiyatrosu, "kartal yuvası"nı andıran konumu, doğayla iç içe oluşu dolayısıyla ziyaretçilerin ilgisini çekiyor.

Döşemealtı ilçesi sınırlarındaki Güllük Dağı zirvesindeki konumu nedeniyle şimdiye kadar kazı çalışması yapılamayan Türkiye'nin en bakir antik kentleri arasında yer alan Termessos'ta ziyaretçiler günün her saatinde geyik ve yaban keçisi görebiliyor. Endemik bitkileriyle de dikkati çeken ve UNESCO'nun geçici kültür mirası listesinde yer alan kent, tarih, doğa ve fotoğraf meraklılarının ilgisini çekiyor.

Sarp kayalıklar üzerine konumlanan tiyatrosu ve eşsiz manzarası ile ziyaretçilerine başka bir dünyanın kapılarını aralayan kenti, her yıl 40 bin yerli ve yabancı turist ziyaret ediyor.

Antalya Müze Müdürü Mustafa Demirel, yaptığı açıklamada, Termessos'un Pisidya ve Likya bölgesinin kesişiminde yer aldığını ifade etti. Kentin hem arkeolojik sit hem de milli parklar koruma alanında yer alan ender antik kentlerden olduğuna işaret eden Demirel, kentin tarihinin klasik dönemden başlayıp Doğu Roma İmparatorluğu'na kadar uzandığını anlattı.

"Arkeolojik çalışmalar ileriki yıllarda başlayacak"

Büyük İskender'in Phaselis'te konakladıktan sonra Silyon ve Perge'ye gittiğini, dönüşte de Termessos'tan geçtiğini anlatan Demirel, "Termessoslular savaşçı bir kavim. Büyük İskender, şu anki Korkuteli Yolu'nda yer alan antik kentin giriş kapısı ve surlarının olduğu yerde Termessoslularla savaşıyor. Kenti alamıyor. Alamayınca batıya devam edip Sagalassos Antik Kenti'ne geçiyor." dedi.

Termessos'un içinde barındırdığı hikayesi, doğal güzellikleriyle eşsiz bir kent olduğunu anlatan Demirel, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar kentte Avrupalı seyyahlar ve araştırmacılar tarafından yüzey araştırmaları yapılmış. Kalıcı bir kazı çalışması yapılamadı. Bakir bir kent. Ulaşım, elektrik ve su olmadığı için kent doğal haliyle korunmuş durumda. Kentte önemli stoa, tiyatro, önemli kamu yapıları ve sarnıçlar yer alıyor. Kentteki su sorunu ve bazı hastalıkların artması nedeniyle milattan sonra 4. yüzyılın sonlarında tüm halk buradan ayrılıyor. Kent o tarihten itibaren sessizliğe bürünüyor."

Kentte 2 yıldır yüzey araştırması ve epigrafik araştırma yapıldığını da kaydeden Demirel, "Endemik yapısına, bitki gelişimine zarar vermeyecek şekilde ziyaretçi gezi yolları üzerinde temizlik yapıyoruz. Arkeolojik çalışmalar ileriki yıllarda başlayacak. Buradan önemli eserler çıkacağını tahmin ediyoruz. Termessos, nekropol alanları, kamu yapıları ve imar uygulamaları ile geleceğe yönelik önemli bir potansiyeli olan antik kentler arasında yer alıyor." bilgisini verdi.