BİR AYET
O, sizin için yeryüzünü bir döşek, gökyüzünü bir bina kıldı. Ve gökten yağmur indirerek bununla sizin için (çeşitli) ürünlerden rızık çıkardı. Öyleyse bile bile Allah'a eşler koşmayın. (Bakara Süresi, Ayet 22)
***
BİR HADİS
Biz Resulullah ile beraberken bize yağmur isabet etti. Efendimiz elbisesini açtı, bedenine yağmur isabet etti. "Bunu niye yaptınız?" diye sorduk. "O Rabbinden yeni geliyor" buyurdu. (Enes bin Malik, Ebu Davud, Edeb 114)
Bismillêhrirahmênirrahîm...
Yeryüzünün yaklaşık dört bölü üçü denizlerle kaplıdır. Böyle iken hayatımızı sürdürebilmek için yağmur suyuna muhtacız. Yüce sıfatlarından biri er-Rahman olan Rabbimiz, yarattığı biz insanlara ve diğer bütün canlılara pek merhametli olduğu için yağmurları bir ölçü içinde yağdırmaktadır:
“Gökten bir ölçüye göre suyu indiren Allah’tır. Biz onunla kupkuru, ölü memlekete hayat veririz. İşte siz de böylece (mezarlarınızdan) çıkarılacaksınız. (Zühruf 43/11)
Dağlar denge unsuru
Rabbimiz bu nimetini bizlere çokça hatırlatmakta, indirdiği yağmur suları ile toprağa can verdiğini ve canlıların muhtaç olduğu otları, sebzeleri ve meyveleri yarattığını açıklamaktadır.
Dağlar Denge Unsuru ve Su Deposudur... Yeryüzünde sarsıntıya uğramadan hayatımızı sürdürebilmemiz için, yarattığı ve kazık gibi yerleştirdiği dağları su depolarına dönüştüren Rabbimiz, (Mürselat Süresi, Ayet 27) bizi içtiğimiz sular üzerinde düşünmeye çağırarak sorgulamakta ve şükür görevine çağırmaktadır:
“Ya içtiğiniz suya ne dersiniz? Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren biz miyiz? Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi?”
Su bir nimettir
Su nimetine elbette şükretmeliyiz. Bunun için ilk görevimiz suyu Allah’ın ikramı olarak görmektir. Diğer bir görevimiz de suyu israf etmeksizin kullanmaktır. İslâm, Peygamberimizin diliyle bizlere nehir kenarında abdest alıyorken bile suyun gereksiz kullanılmaması ölçüsünü getirmektedir. (İbni Mace Hn. 425) Üçüncü derecede vazifemiz ise insanların su ihtiyaçlarını gidermek için gerekli sosyal politikaları üretmek ve atılım yapmaktır. Bir diğer anlatımla yararlanıp yararlandırmaktır.
Barajlarda alarm var uykularımız kaçıyor!
Bizim bu konuya girişimizin sebebi büyük bir susuzluk tehlikesinin kapımızı çalmasıdır. Şu son günlerde İstanbul’un su ihtiyacını karşılayan barajlarda su seviyesinin iyice düştüğüne dikkatlerimiz çekilmektedir. Kuraklık devam eder de beklenilen yağmurlar gelmezse halimiz nice olur.
İnanın uykularım kaçıyor. Belediye Başkanı olsaydım bu konuyu düşünmekten sağlığımı yitirebilirdim. Ama ilgililerimizin rahatlığı her halde geçmiş yıllarda da bu tür sıkıntıların yaşanması ve sonunda rahmet yağmurlarının gelmiş olmasıdır.
Günahlar Kuraklık Sebebi, Tövbe Yağmur Nedenidir?
Rabbimiz Rahman olan Rab’dir. O yağmurları gönderir. Gönderir de biz insanlar günahlarımızla engel oluşturmasak. Peygamberimiz, toplumumuzun âcizleri işsizleri, dulları, yetimleri gibi sosyal yardıma muhtaç kesimlerine Allah’ın belirlediği hakları olan zekâtların verilmemesini kuraklık sebebi olarak bildirmekte ve şöyle buyurmaktadır:
“Zekâtını vermeyen topluluğa ise yağmur yağdırılmaz, onlar kuraklığa bırakılır. Eğer hayvanlar olmasa onlara hiç mi hiç yağmur yağdırılmazdı.” (Mearic 70/ 245,25; Feyzü’l – Kadîr Hn.3945)
Tövbe etmemek bolluk ve bereketi gidermek demek
Kur’ân-ı Kerîm’de insanların hakları ve özgürlüklerini çiğnemek olan zulüm başta olmak üzere faiz ve zina gibi haramlardan tövbe etmenin bol ve bereketli yağmurlara vesile olacağı da Hz Hûd’un diliyle şöylece müjdelenmektedir:
“Ey kavmim! Rabbinizden bağışlanma dileyin; sonra da O’na tövbe edin ki, üzerinize bol ve bereketli yağmurlar göndersin ve kuvvetinize kuvvet katsın. Günah işleyerek (Allah’tan) yüz çevirmeyin.” (Hûd 11/52)
Biz insanlar tövbe etmediğimiz günahlarımız sebebiyle kuraklığı hak ettik ama aramızdaki yaşlılar, engelliler ve hayvanlar sebebiyle helak edilmiyoruz.
Rabbimiz yağmurları kısamaz mı?
Rabbimiz bize soruyor: “Ne sanıyorsunuz? İhtiyacınız olan bütün suyunuz toprağın altında yok olup gitseydi (Allah’tan başka) kim size temiz kaynaklardan su getirebilirdi?” (Mülk 67/30)
Biz de kendimize soralım: Evet kim getirecek? Sonuçta yağmur duasına çıkmaktan başka çaremiz mi var? İyi ki çevremizde yağmur duası denilince dudak bükecek bilimsel akıl yoksunlarından daha hayırlı ve dualı hayvanlar var.
Hz. Süleyman karıncaların duasını duydu
Kişisel ve toplumsal irfanımızı besleyen ve yolumuzu aydınlatıp yaşam şevkimizi artıran yaşanmış şu hikâyemize bakınız:
İslâm Peygamberi Hz. Süleyman ümmetinden bir toplulukla çıktığı yağmur duasından dönerken bir karıncanın şöylece dua ettiğini işitir:
Allahım! Biz karıncalar da senin yarattığın varlıklarız. Suya muhtacız. Su yağdırmazsan helâk oluruz. ”
Bu duayı işiten Hz. Süleyman çevresindeki insanları şöylece müjdeler:
Mutlu olarak dönebiliriz. Karıncanın duası bereketiyle bizim yağmur duanız da kabul edilmiştir. (Hakim Müstedrek1/328; İbn-i Kesîr Neml 2)
Her su içişte BESMELE çekmeliyiz
Aziz Okuyucum! Hiç değilse her su kullanışımız ve içişimizde besmele çekip hamd ederek ve israftan korunarak Allah’ımıza şükrümüzü sunmalıyız. Zekâtlarımızı verip sosyal yardımlarımızı artırarak ve de günahlarımızdan dua edip tövbe ederek kuraklığa karşı önlem almalıyız. İlgili yetkililerimiz de sosyal yardımları artırıp alabilecekleri gerekli önlemleri almalıdırlar. Yağmur duası sözün ve eylemlerin bittiği yerde başvuracağımız sığınağımızdır.