Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi istihbaratçılar tarafından öldürülmesinin ardından, Kral Selman bin Abdülaziz'in başka bir Veliaht Prens seçmeyi düşünmesi gerektiği yönünde çağrılar arttı. Ancak Veliaht Prens Muhammed'in babası Kral Selman, cinayetten sorumlu tuttuğu İstihbarat Başkanlığı'nın yeniden yapılandırılması için oğlunu görevlendirdiğinde bu ihtimali düşünmediğini ortaya koydu. Peki kimdir bu Veliaht Prens Muhammed bin Selman.
ARABİSTAN'DA EĞİTİM GÖRDÜ
Muhammed bin Selman 31 Ağustos 1985'te doğdu. O zamanlar Prens olan Kral Selman'ın üçüncü eşi Fahdah bin Felah bin Sultan'ın en büyük oğlu. Sadece tek bir eşi var ve iki kızı ile iki oğlu bulunuyor. Suudi prenslerinin çoğunun aksine eğitimini Suudi Arabistan'da tamamladı. Başkent Riyad'daki Kral Suud Üniversitesi'nde hukuk eğitimini tamamlamasının ardından bir devlette bir dizi kuruluşta çalıştı.
ROL MODEL OLARAK TASARLANDI
2009 yılında o zamanlar Riyad'ın Valisi olan babasının özel danışmanı olarak atandı. Prens Muhammed'in tırmanışı bu tür radikal değişikliklere alışık olmayan krallıkta emsalsiz. yükselişinden beri genç prensin Suudilere rol modeli olarak sergilendiği belirtiliyor. Muhammed bin Selman'ın iktidara tırmanışı 2013 yılında Veliaht Divanı Başkanı olarak atandığında başladı.
BABASI TAHTA GEÇİNCE YÜKSELİŞİ HIZLANDI
Ocak 2015'te, Kral Abdullah bin Abdülaziz öldü ve Selman 79 yaşında tahta geçti. Yeni kral tahta geçer geçmez gözlemcileri şaşırtan iki karar aldı. Birincisi, oğlu Muhammed bin Selman'ı savunma bakanı yapmaktı. Prens Muhammed 29 yaşında dünyanın en genç savunma bakanı oldu. İkinci olarak ise yeğeni Muhammed bin Nayif'i veliaht prens ilan etmekti. Muhammed bin Nayif, ülkenin kurucusu İbn Suud'un tahta aday gösterilen ilk torunu oldu. Prens Muhammed de Veliaht Prens'in yardımcısı olarak atandı. Bütün bu değişiklikler, Muhammed bin Nayif uzaklaştırıldığında tahtın varisliğine ikinci sırada yer almasının yolunu açtı.
YEMEN'İ İYİCE KARIŞTIRDI
Muhammed bin Selman'ın savunma bakanı olarak yaptığı ilk eylemlerden biri, İran'ın uydusu olarak gördüğü Yemen'deki Şii Husi isyancıların, başkent Sana'nın kontrolünü ele geçirmesinin ve Devlet Başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi'yi sürgüne zorlamasının ardından Mart 2015'te askeri harekat başlatmak oldu. Yemen'e yönelik harekât 3,5 yılda pek de başarı kaydedemedi. Suudi Arabistan ve müttefiklerine savaş suçları yöneltenler oldu, Yemen halkı kıtlıkla baş başa kaldı. 2015 yılında Prens Muhammed aynı zamanda başbakan yardımcısı ve Ekonomi ve Kalkınma Konseyi'nin başkanı ilan edildi.
BÜYÜK VAADLER
2016'da Muhammed bin Selman, krallığı ekonomik ve sosyal olarak dönüştürmeye ve petrole olan "bağımlılığını" sonlandırmaya ilişkin iddialı bir plan açıkladı. Vizyon 2030 planı, petrol dışı gelirleri 2020 itibarıyla 600 milyar riyale (160 milyar dolar) ve 2030 itibarıyla 1 trilyon riyale (267 milyar dolar) çıkarmayı hedefliyor. 2015'te ülkenin petrol dışı geliri 163,5 milyar riyal idi. Muhammed bin Selman, bu planın Suudi halkının "petrol olmadan yaşayabilmesine" olanak sağlayacağını söyledi.
SEKÜLERLEŞMEYE HIZ VERDİ
IMF planı "hırslı, geniş kapsamlı bir çaba" olarak nitelendirdi, ancak uygulanmasının zorluklar içerdiği konusunda uyardı. Prens ayrıca devlet petrol şirketi Aramco'nun halka arzıyla elde edilecek gelirlerin eklenmesiyle 3 trilyon dolarlık dünyanın en büyük varlık fonunu oluşturmak istediğini açıkladı. Plan, eğitim müfredatının değiştirilmesini, kadınların işgücüne katılımının artırılmasını ve gençlere iş sahası oluşturabilmek için eğlence sektörüne yatırım yapılmasını da öngörüyor. Nisan 2017'de Riyad'ın dışında kültürel ve sportif faaliyetlerin, hatta bir safari parkının yer alacağı 334 kilometre karelik bir eğlence şehri kurulacağını duyurdu.
MÜSLÜMAN ÜLKEYE BÜYÜK DÜŞMANLIK
Prens Muhammed, Haziran 2017'de Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn ve Mısır'ın terörizmi desteklemek ve komşu ülkelerin iç işlerine karışmakla suçladıkları Katar'ı boykot kararına da öncülük etti. Katar iddiaları reddeti ve diplomatik ve ticari ilişkileri yeniden kurmak için verilen talepler listesini geri çevirdi. Haziran 2017'de Kral Selman oğlunu Muhammed bin Nayif'in yerine veliaht prens olarak ilan edince aylarca süren spekülasyonlara son vermiş oldu. Muhammed bin Nayif, İçişleri Bakanlığı'ndan da uzaklaştırıldı ve ona bağlı güvenlik güçlerini kraliyet sarayının ve kuzeninin kontrolü altına sokmuş oldu, eski veliaht prensin ev hapsine alındığı da iddia edildi. Muhammed bin Selman adım adım gücü elinde topluyordu.
İSLAM'I TAHRİF HARAKETİ
Petrol fiyatlarının ve gelirlerinin düşmesi gerekçe gösterilerek kamu ve ordu çalışanlarına 2016 yılında getirilen kazançlarda kesintiye gitti. Eylül ayında, veliaht prensin politikalarına karşı olan üst düzey muhaliflere yönelik bir gözaltı dalgası başlatıldı. "Dış güçler adına hareket ettiği söylenen" 20'den fazla etkili din alimi ve entelektüel gözaltına alındı. Aynı ay içinde Kral Selman muhafazakar kesimin karşı çıkmasına rağmen kadınların araba kullanma yasağının Haziran 2018'de kaldırılacağını duyurduğunda, bu kararın arkasında Prens Muhammed'in olduğu konuşuldu. Ekim ayında, Prens Muhammed krallığı modernleştirmeye ilişkin planlarını açıklarken, "ılımlı İslam'ı geri getirmenin" en önemli adımlardan biri olduğunu açıkladı.
Selman, "Eskiden olduğumuz yere geri döneceğiz. Dünyaya ve tüm dinlere açık bir ılımlı İslam ülkesi olacağız. Çok yakında radikalizmi bitireceğiz" dedi. Muhammed bin Selman, ekonomiyi canlandırmak için 500 milyar dolar yatırımla Kızıldeniz kıyısında 'NEOM' isimli bir mega şehir kurulacağını açıkladı.
HARİRİ'YE TEHDİT
Lübnan Başbakanı Saad Hariri, 4 Kasım 2017 günü Suudi Arabistan ziyareti sırasında, Lübnan'da can güvenliğinden endişe ettiği için görevinden istifa ettiğini açıklamıştı. Cumhurbaşkanı Mişel Avn, Hariri'den istifasını askıya almasını istemiş ve bu kararı "tehdit altında" almış olabileceğini düşündüğünü belirtmişti. İran, Hariri'nin istifasını ABD, İsrail ve Suudi Arabistan tarafından düzenlenen komplonun bir parçası olarak tanımlamıştı. Hariri daha sonra istifasını geri çekmişti, ancak Suudi Arabistan'ın istifa etmesi yönünde kendisine baskı uyguladığı iddiasını reddetmişti.
MUHALİFLERE GÖZALTI
Bunu takip eden ayda ise, yolsuzlukla mücadele kapsamında üst düzey kraliyet üyelerini gözaltına aldırdı, pek çok analist bunu krallığın kontrolünü elinde toparlamanın son hamlesi olarak yorumladı. Suudi milyarder Prens El Velid bin Talal ve eski kralın oğlu ve Ulusal Muhafazlar'ın başındaki isim Prens Mutaib bin Abdullah gözaltına alınan 381 kişi arasındaydı.
Suudi Arabistan Başsavcılığı Ocak ayında yaptığı açıklamada, suçlarını itiraf eden bu kişilerce devlet hazinesine malvarlığı, nakit ve diğer varlıkların iade edildiğini ve bu varlıkların 400 milyar riyal (yaklaşık 106 milyar dolar) değerinde olduğunu bildirdi.
8 KİŞİ GÖZALTINDA
Muhammed Bin Selman toplu gözaltıların yolsuzlukla mücadele kapsamında gerekli olduğunu savundu, ancak bu hamle ülke ekonomisini modernleştirmeye yardımcı olacak yabancı yatırımcıları huzursuz etmiş olabilir. 2017'de doğrudan yabancı yatırım son 14 yılın en düşüğündeydi.
Yatırımcılar Suudi Arabistan'ın muhaliflere yönelik bir baskı dalgası sırasında gözaltına alınan insan hakları savunucularının bırakılmasını isteyen Kanada ile diplomatik ve ticari ilişkilerini dondurması nedeniyle de huzursuz olmuş olabilir.
Kadınlara yönelik araba kullanma yasağının kaldırılmasından hemen önce gözaltına alınan insan hakları savunucularının çoğuna, "yabancılarla şüpheli temas kurmak" suçunun da olduğu ciddi suçlar yöneltildi. Muhammed bin Selman, Ekim ayından Bloomberg'e verdiği röportaj sırasında, gözaltı dalgasını savundu.
Bu kişilerin, son 3 yılda ulusal güvenlik nedeniyle ve ifade özgürlüklerini "kötüye kullandıkları" için gözaltına alınan 1,500 kişinin arasında olduklarını söyledi. "Kendimi Suudi Arabistan'ı reforma götürecek kişi olarak tanımlamadım" dedi. "Suudi Arabistan'ın veliaht prensiyim ve konumumun verdiği yetkiyle elimden gelenin en iyisini yapıyorum." Veliaht Prens röportaj sırasında Cemal Kaşıkçı'nın akıbetini bildiğini iddiasını reddetti. (BBC Türkçe)