Suudi kraliyeti ABD''de seyahat eden vatandaşlarını gölge gibi takip ediyor

Riyad''ın küresel mobil telekom ağındaki zaafları istismar ederek ABD''de seyahat eden yurttaşlarını takip ettiğini duyuran The Guardian, bir ifşaatçının Suudi kraliyetinin sadece dört ay içinde milyonlarca gizli takip talebinde bulunduğuna dair belgeleri paylaştığını belirtti. 

Suudi kraliyetinin ülke dışına çıkan yurttaşlarını elektronik takibe alma, hayatlarına müdahale etme ve hatta kaçırma sicilinden yeni bir dosya ifşa oldu.

Riyad'ın küresel mobil telekom ağındaki zaafları istismar ederek ABD'de seyahat eden yurttaşlarını takip ettiğini duyuran İngiliz gazetesi The Guardian, bir ifşaatçının Suudi kraliyetinin sadece dört ay içinde milyonlarca gizli takip talebinde bulunduğuna dair belgeleri kendileriyle paylaştığını belirtti.

Buna göre uzmanlar, ifşaatçının kamuoyunun bilgisine sunduğu SS7 isimli küresel mesajlaşma sistemindeki açıklar sayesinde kraliyetin sistematik casusluk kampanyası yürüttüğüne dikkat çekti.

Haberde şu unsurlara dikkat çekildi:

1 Kasım 2019 - 1 Mart 2020 arasındaki dönemde, Suudi operatörler 'Telecom, Mobily, Zain', ABD'li bir operatörden ayda 2.3 milyon gizli takip talebinde bulundu.

Üç büyük Suudi şirketinden kaynaklanan talepler, Suudi kayıtlı telefonların ABD içindeki yerlerini saptamaya yönelikti.

İfşaatçı, bu kadar çok sayıda yer bilgisi talebinde bulunmanın hiçbir geçerli sebebi olamayacağını vurgulayarak "Bunu yapmanın başka izahı, başka teknik sebebi olamaz, Suudi Arabistan mobil teknolojileri silah olarak kullanıyor" dedi.

İfşaatçının sızdırdığı verileri inceleyen telekomünikasyon ve güvenlik uzmanları da bunu Suudi kraliyetinin gözetleme kampanyası olarak değerlendirdi.

On yıllardır işletilen SS7, mobil operatörlerin dünya çapında kullanıcıları birbirine bağlamasını sağlıyor. Örneğin Almanya'da seyahat eden bir ABD'li kendi ülkesini aramak istediğinde SS7 aracılığıyla bağlanıyor. Bu sistem aynı zamanda telefonların izinin sürülmesine imkan veriyor. Verizon, T-Mobile, AT&T gibi telekomünikasyon ve GSM devlerine yabancı bir operatörden abone bilgisi sağlanması talep eden SS7 mesajı aldığında, bu aslında takip talebi almasına anlamına geliyor.

Bu tür talepler, yabancı operatörlerin dolaşım ücretlerini kaydetmelerine yardımcı olmak bakımından meşru kabul ediliyor. Ancak bu mesajlara aşırı başvurulması, mobil telekom sanayi tarafından konum takibi olarak anlaşılıyor. Dolayısıyla Suudi operatörlerin ABD'ye giren yurttaşlarıyla ilgili ısrarlı şekilde çok yüksek sıklıkla takip talebinde bulunması, bunun Suudi hükümetinin yürüttüğü bir gözetleme programının parçası olup olmadığı sorusunu da beraberinde getirdi.

Zira bugüne dek Suudi hükümetinin Veliaht Prens Muhammed bin Selman'a (MbS) eleştiri yöneltenleri ve muhalefet edenleri hacklemek için siber silahlar kullandığına dair pek çok haber yayımlandı.

Hatta ocak ayında dünyanın en zengin kişisi, e-ticaret devi Amazon'un yanısıra Washington Post gazetesinin patronu Jeff Bezos'un cep telefonunun MbS tarafından gönderilen bir WhatsApp videosuyla hacklendiği ve içindeki tüm verilerin çalındığı haberi patlak vermişti.

MbS'nin sicilindeki kanlı dosyalardan biri de Ekim 2018'de muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğunu ziyareti sırasında devlet çalışanlarının elinde organize şekilde öldürülmeseydi. Kaşıkçı, Washington Post'ta köşe yazıyordu.