Suriye'de 21 Ağustos'ta rejim tarafından sivil halka karşı kimyasal silah kullanılmasının ardından Suriye'ye olası müdahale yöntemleri tartışılmaya başlandı.
Suriye'de 21 Ağustos'ta rejim tarafından sivil halka karşı kimyasal silah kullanılmasının ardından ABD'nin Suriye'ye olası müdahalesi gündeme geldi.
ABD'nin liderliğinde uluslararası müdahale ihtimali giderek artarken, uzmanlar da muhtemel bir müdahale durumunda izlenecek stratejiler hakkında öngörülerde bulunuyor.
Muhtemel bir müdahale konusunda çok çeşitli senaryolar mevcut. Bunlardan ilkine göre ABD, Suriye'nin hava sahasını kullanmak yerine Akdeniz'den savaş gemileri ve denizaltılardan atacağı isabet oranı oldukça yüksek güdümlü füzelerle Suriye'yi vurabillir.
ABD, 6. filonun görev alanında yer alan Akdeniz'e şimdiden 4 savaş gemisi gönderdi. Bunlardan havada manevra yeteneğiyle donatılmış güdümlü Tomawahk füzeleri ve çeşitli uzun menzilli silahlarla dolu iki gemi Doğu Akdeniz'de yani Suriye sahiline yakın bölgede konuşlanmış durumda. Bunların dışında ABD'nin bölgede iki uçak gemisi ve nükleer güce sahip bir de denizaltısı bulunuyor.
İngiltere'nin ise bölgede biri helikopter gemisi, ikisi firkateyn olmak üzere toplam 4 savaş gemisi bulunuyor.
En muhtemel seçenek çok uluslu müdahale
Libya lideri Muammer Kaddafi'nin 2011'de devrilmesi sırasında kullanılan stratejinin bir benzerinin kullanılması en muhtemel seçenek olarak görülüyor.
Buna göre deniz ve hava kuvvetlerinin rol aldığı ve güdümlü füzelerle desteklenmiş ABD ve müttefiki ülkelerin rol alacağı çok uluslu bir saldırı söz konusu. Suriye ile Libya arasındaki temel fark ise Suriye hava kuvvetlerinin mukavemet gücünün Libya'nınkinden çok daha yüksek oluşu.
Savaş uçaklarının kullanılması askeri üslerin kullanılması ihtimalini de beraberinde getiriyor. Bu konuda İngiltere'nin Kıbrıs'taki Ağrotur ve Dikelya üsleri Suriye'ye en yakın üs olarak dikkati çekiyor.
Bunlar dışında operasyonlarda kullanılabilecek yakınlıktaki diğer üsleri ise Türkiye'deki İzmir ve İncirlik, Kuveyt'teki Ali Al Salem, Ahmed Al Jaber ve Arifjan üsleri. Bunlar dışında ABD'nin Suudi Arabistan, Katar, Bahrey, Umman ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de askeri hava üsleri, Umman Körfezi'nde ise 5. filoya ait savaş gemileri de mevcut.
ABD'nin yanında müttefiki İngiltere ve Fransa'nın da Ortadoğu'da çok sayıda askeri üssü bulunuyor fakat bu üslerin kullanılma ihtimali de şimdilik oldukça zayıf görünüyor.
Türkiye'ye gelince, ABD ve müttefiklerinin Türkiye'deki üslerin kullanamasıyla ilgili bir talebi henüz gündeme gelmedi. İncirlik hava üssündeki hareketsizlik de bu durumu doğruluyor. Bu bakımdan tezkere tartışmaları oldukça erken başlamış gibi görünüyor.
İHA'lar nokta atışı operasyonlar için kullanılabilir
Diğerlerine göre oldukça zayıf fakat tamamen de gözardı edilmeyen bir başka seçenek ise insansız hava araçlarının (İHA) kullanılması.
İHA'lar, uzun sürede havada kalabilme, uzun mesafeler kat edebilme ve en önemlisi can kaybı riskini ortadan kaldırma gibi olumlu özellikleriyle dikkati çekiyor.
Tartışma, Fransız siyasetçileri ikiye böldü
Suriye'ye uluslararası askeri müdahale ihtimali, Fransız siyasetçileri ikiye böldü.
Cumhurbaşkanı François Hollande'ın, Paris'in Suriye yönetimine yönelik olası uluslararası askeri mühahaleye katılmaya hazır olduğunu belirten açıklaması, siyaset dünyasında geniş yankı uyandırdı.
Fransız siyasetçilerin bir kısmı bu öneriye sıcak bakarken, özellikle aşırı sağcı ve solcu siyasetçilerin müdahaleye karşı çıktıkları gözlendi.
Aşrı sağcı Ulusal Cephe Partisi lideri Marine Le Pen, Suriye'ye olası müdahaleye sert bir şekilde karşı çıkarken, "bu müdahalenin ülkedeki aşırı dinci grupları güçlendireceğini'' iddia etti. Le Pen, ''Müdahele olursa, bu ülkedeki Hristiyanların işbaşına gelecek şeriat rejimi tarafından yok edileceğini" ileri sürdü.
Yine aynı partinin başkan yardımcısı Florian Philippot, iktidarı "kovboy diplomasisi" uygulamakla suçlayarak, olası müdahaleyi, "benzine ateş dökmeye" benzetti.
Radikal sol parti lideri Jean-Luc Melenchon, "büyük yanlışlık" olarak nitelediği olası müdahalenin bölgede gerilimin tırmanmasına yol açacağı iddiasında bulundu.
Komünist Parti yönetimi, olası müdahale için parlamentonun onay vermesinin şart olduğu görüşünü dile getirirken, çevreci parti, Suriye'de sivil halkın korunması için AB'nin derhal herekete geçmesi çağrısında bulundu.
Ana muhalefet partisi Halk Hareketi Birliği (UMP) lideri Jean-François Cope, Cumhurbaşkanı François Hollande'ın Suriye'ye yönelik askeri müdahale önerisine destek verdi.
Europe-1 radyo kanalının sorularını yanıtlayan Cope, "Cumhurbaşkanı Hollande'ın açıklamasını dikkatle dinledim ve temelde ona hak verdim'' ifadesini kullandı. "Suriye liderinin kimyasal silah kullanmasının cezalandırılmasının doğru bir yaklaşım olduğunu"savunan Cope, oldukça dikkatli bir politika izlenerek, bunun ötesine geçilmemesi uyarasında bulundu.