Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerden etkilenen Suriye halkı, dünyanın kendilerini unuttuğu inancıyla derin bir hayal kırıklığı yaşıyor.
İç savaşın başladığı 2011 yılından bu yana büyük sıkıntılarla boğuşan Suriye vatandaşlarının, son depremle birlikte acıları katlanarak artarken, Associated Press’e konuşan depremzedeler dünyanın kendilerine yeteri kadar yardım eli uzatmadığı şikayetini dile getirdi.
Kız kardeşleriyle birlikte yeğenleri de aralarında olmak üzere 13 akrabasını kaybeden Abdel-Monem Qassem al-Razouq, bu şikayeti dile getiren Suriye vatandaşlarından biri.
Şu anda hükümetin kontrol ettiği Saraqeb kasabasından 2020 yılında Sarmada kasabasına gelen Abdel-Monem Qassem al-Razouq, depremin ardından bir hafta geçmesine rağmen her gün yıkılan evinin başına gelip yakınları için ağıt yakıyor.
Suriye vatandaşı duygularını şu şekilde dile getirdi: “Hatıralarımla baş başa kalmak için her gün buraya geliyorum. Burada anılarım var. Ablamın elbisesini, oğlunun elbiselerini hepsini görüyorum. Onların kokusu burada. Enkazı kaldırmalarının ardından bir daha buraya gelmeyeceğim.”
Suriye’nin depremden etkilenen kuzeybatısı tamamen uluslararası yardıma muhtaç ve buraya yardım arzu edildiği gibi hızlı ve yeterli değil.
'Bu yıkım Avrupa'da olsaydı, bütün dünya öldürülenleri kurtarmak için yardıma koşardı'Uluslararası toplumun destek ve yardımlarının eksikliğinin dünyanın Suriye'yi ne kadar az önemsediğini bir kez daha gösterdiği şikayetinde bulunan Al-Razouq, “Bütün dünya Suriye halkını hayal kırıklığına uğrattı. Bu yıkım Avrupa'da ya da yabancı bir ülkede olsaydı, bütün dünya öldürülenleri kurtarmak için yardıma koşardı. Ama burada kimse bizi umursamıyor. Evlerimizden edildik. Kimse bizi sormadı, bombalandık, varil bombaları atıldı, kimse bizi umursamadı. Türkiye'den hiçbir şey almıyoruz, buradan da (hükümet tarafı). Kuşatıldık.” dedi.
Deprem Suriye’nin bu bölgesinde iki binden fazla kişinin ölümüne yol açarken, arama kurtarma çalışmaları sadece Sivil Savunma (Beyaz Baretliler) ve yerel halk tarafından yürütülüyor.
Sarmada'nın hemen güneyinde, Killis adlı kasabada, yerel gönüllüler aracılığıyla depremden etkilenenler için kurulan derme çatma bir barınak kısıtlı olanaklarla depremzedelerdi ağırlıyor.
'Kendi yaralarımızı kendimiz sarıyoruz'Suriye içi savaşında daha önce iki kez evini terk etmek zorunda kalan ve deprem sonucunda altında kaldığı enkazdan kendi imkanlarıyla kurtulan Hekmat Hamoud, “Kendi yaralarımızı kendimiz sarıyoruz.” diyerek duygularını dile getirdi.
Suriye’nin kuzeybatısında muhaliflerin kontrol ettiği bu bölgede 4 milyona lakın kişinin yaşadığı tahmin ediliyor.
Türkiye sınırına yakın Bab al-Hawa hastanesi depremden etkilenen hastalarla dolup taşarken, bazı hastalar depremden neredeyse bir hafta sonra hala yoğun bakımda tedavi altında.
'Yardım istiyoruz ceset torbası gönderiyorlar'İlk yardım doktoru Shaker al-Hameedo, görev yaptığı hastanenin depremin ilk iki gününde 1500’e yakın hastayı tedavi ettiğini söyledi.
Ancak bölgeye çok az destek geldiği için buradaki doktorlar tedavi imkanlarının kısıtlı olduğu görüşü dile getirirken, bu hastaları Türkiye'ye gönderme seçeneğinin artık mevcut olmadığından bu insanların adeta ölüme terk edildiği şikayetinde bulunuyor.
Buraya en yakın şehir hastanesi, sınırın öteki yakınındaki Antakya ilçesi de depremden büyük ölçüde etkilenen yerleşim birimleri arasında yer alıyor.
Uluslararası yardım kuruluşlarıyla temasa geçtiğini kaydeden Al-Hameedo, bu kuruluşların kendilerine ceset torbası göndermenin dışında yardımcı olamadığını şu şekilde dile getirdi:
"Burada insanların hiçbir yardım almadan öldüğünü biliyorlar ve bize sadece ölülerimizi gömmek için ceset torbası gönderiyorlar."
Kaynak: Euronews