Tahran Üniversitesi'nde düzenlenen bir konferansta konuşan Cevad Zarif, Suriye'deki gelişmelerle ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Zarif, ABD ile Rusya dışişleri bakanlarının Suriye’de ateşkes için anlaşmasından bir süre sonra Astana sürecinin başladığını anımsatarak, "Astana süreci başladıktan sonra İran, Rusya ve Türkiye iş birliği ile Suriye meselesinde somut sonuçlar elde edildi ve bu olumlu yönde ilerliyor. Bu da uluslararası ilişkilerin çok yönlü siyasetlere ne kadar ihtiyaç duyduğunu gösteriyor." ifadelerini kullandı.
Kara para aklamanın engellenmesi ve terörün finansmanıyla mücadele için kurulan Mali Eylem Görev Gücü (FATF) ve Terörizmin Finansmanıyla Mücadele Konvansiyonu'na (CFT) üyelik ile ilgili olarak da Zarif, "Dostlarımız ne karar alırsa ona uyacağız. Ancak kararlarının nasıl etkiler oluşturacağını çok iyi bilmeliler." dedi.
Zarif, Anayasayı Koruyucular Konseyinin Anayasa'ya aykırı bularak reddettiği ve Meclisin tekrar kabul edip kanunlaşması için Düzenin Maslahatını Teşhis Konseyine gönderdiği tasarıyla ilgili, "Dostlarımız realiteye bakarak karar versinler. Şimdiye kadar bir şey olmaz diyorlardı. Ancak şimdi şartların ne olduğunu görüyorlar." değerlendirmesini yaptı.
ABD’li senatör Lindsey Graham'ın geçen hafta, "Suudi Arabistan'ı bir hafta himaye etmemeleri durumunda Farsça konuşacağını söylediğini" hatırlatan Zarif, "ABD’li yetkililerin tamamı kendi himayeleri olmadan Suudi Arabistan’ın ayakta kalamayacağına inanıyor. Zorluklar ve zahmetler mutlaka var ancak bugün hiç kimse 'İran'ı bir hafta korumazsak Rusça ya da başka bir dilde konuşmaya başlar' diyemez." görüşlerini paylaştı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, dış siyasette bağımsız olmak istediklerini ancak bunun dünyadan ayrı kalmak anlamına gelmediğini savunarak, "Yaşamımızı sürdürmek için herhangi bir tarafa bağlı kalmak istemedik. Bu isteğimiz, birileriyle kavga içinde olmak ve İran'ı polis devleti olarak göstermek isteyenlere bahane üretmek anlamına gelmiyor." değerlendirmesinde bulundu.