'Suriye örgütler konfederasyonuna dönüşmemeli'

Gazete ve televizyonların Ankara temsilcileri ile iftar yemeğinde bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, Meclis Başkanlığı seçimleri, koalisyon ihtimalleri ve Suriye'de yaşanan gelişmelere dair önemli açıklamalarda bulundu.

BAYRAM ZİLANANKARA

7 Haziran seçimlerinde millet iradesinin AK Parti'ye "abdestinizi tazeleyin" uyarısı yaptığını belirten Kurtulmuş, " Millet AK Parti'ye yüzde 30-35 oranında destek verseydi iktidardan indirmiş olurdu. Oysaki millet AK Parti'ye reformlara devam edin diyerek bir uyarı yaptı" dedi. Kurtulmuş, millet iradesinin Çözüm Süreci'nin bir an öncesi tamamlanması ve Yeni Türkiye söylemindeki eksik kalan siyasi ve hukuki reformların devam iradesini ortaya koyduğunu ifade etti.

Koalisyon pazarlığı, at pazarlığı değildir

Meclis Başkanı seçimlerine de değinen Kurtulmuş, "Önümüzdeki dönemde görevlendirmeler yapılacak. Ben bir sonuç çıkacağını umuyorum. Ama koalisyon pazarlığı, at pazarlığı şeklinde şu bakanlık sana, bu bakanlık bana şeklinde olmayacaktır. Türkiye'de reform sürecini devam ettirerek baraj sistemi, ekonomik, siyasi reformların sürdürülmesi ve 12 Eylül'den kalan bütün yasaların değiştirilmesi konusunda elimizden geleni yapacağız" dedi.

HDP'ye düşen sorumluluk büyük

Türkiye'nin önemli konularından biri olan Çözüm Süreci'ne dair değerlendirmelerde de bulunan Kurtulmuş, "Türkiye'de yüzde 48'lik bir kesim Çözüm Süreci'nin devam etmesini istiyor. Millet artık Türkiye eski dönemine geri dönsün, 30 yıl olduğu gibi tekrar silahlar ateşlensin demez. Bundan sonraki süreçte HDP'ye düşen sorumluluk da budur. Silahların bırakılması ve başta silahsızlanma olmak üzere adımlar atılmalıdır" dedi.

Cumhurbaşkanı koalisyon istemiyor demek yanlıştır

Siyasi partilerin "Erdoğan koalisyon istemiyor" demesinin son derece yanlış olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Halkın oylarıyla seçilmiş bir Cumhurbaşkanına herkesin saygı göstermesi gerekir. Türkiye'de hiç kimsenin 10 Ağustosu yok sayarak siyaset yapması mümkün değildir. Oyunun kuralları bu kadar açıkken, Cumhurbaşkanı koalisyon istemiyor demek son derece yanlıştır. Ayrıca henüz bir görevlendirme ve ön görüşme yok. Sadece müzakerelerin egzersizleri var. Bütün partilere eşit mesafede yaklaşılıyor ama hiçbir parti, tabanının söylediklerinin zıttına bir şey yapmaz" şeklinde konuştu.

Uzun soluklu bir koalisyon oluşabilir

"8 Haziran tablosu çok kolay bir tablo değil, zor bir tablo" diyen Kurtulmuş, başta siyaset dili restorasyonu üzerinden yeni kapılar açılırsa uzun soluklu bir koalisyon oluşabileceğini ifade etti. Partilerin kime karşı olduklarından çok neye karşı olduklarına dair bir söyleme geçmelerinin önemli olduğunu söyleyen Kurtulmuş, karşıtlık üzerinden bir dil kurulduğunda ortaya kamplaşma siyasetinin çıktığını ifade etti. Kurtulmuş, "Şunu hiç düşünmediler. Siyasetin bu kıvraklıkları bu kamplaşma olduğu zaman ortadan kalkıyor. Kamplaşma üzerinden ne olmadığınızı değil, ne olduğunuzu ifade eden bir siyaset icra edeceksiniz. Belki ilk turda sonuçsuz kalacak. Kenara çekilip sütlü kahve de içebilirsiniz ama Türkiye'nin hükümetsiz bırakılmaması lazım. Biz illa iktidar olalım histerisi içinde değiliz. Oluyorsa oluyor, olmuyorsa olmuyor" dedi. HDP'ye ziyaret yapılarak samimi olarak koalisyon konusundaki görüşlerinin alınacağını belirten Kurtulmuş, "Muhtemelen MHP ve HDP'nin de benzer ortaklıkları olacak. Nasıl CHP ve MHP ile görüşme yapılacaksa parlamentodaki meşru parti olan HDP ile de görüşme yapılacak" dedi.

Türkiye seyirci kalamaz

Suriye'de yaşananlara Türkiye'nin seyirci kalamayacağına dikkat çeken Kurtulmuş, "Şu anda fiilen 3'e bölünmüş bir Irak var. Suriye, belki 53'e bölünmüş. Artık bu durum daha fazla taşınamaz bir noktaya gelmiştir. Suriye terör örgütlerinin konfederasyonu haline dönüşmüştür. Uluslararası camia uçuşa yasak bölge ilan etmiş olsaydı, bugün 350 milyon masum insan ölmeyecekti. Allah korusun Halep'te bir denge değişikliği olmasıyla en az 300 400 bin insan Türkiye'ye gelirdi. Türkiye bu duruma seyirci kalamaz. Her gün sınırlarımızda onlarca farklı tehditle karşı karşıya kalıyoruz. Askerlerimiz sınır güvenliği anlamında her türlü tertibatı alıyor. Türkiye askeri seçeneği her zaman son çare olarak görmüştür. DAEŞ'in Türkiye içinde terör eylemi yapma riski var. Profesyonel bir örgütten bahsediyoruz. DAEŞ'i hiçbir zaman sebep olarak görmedik, DAEŞ sonuç. Suriye ve Ortadoğu'daki siyasal ortam düzeltilmeden yarın başka bir örgüt çıkar" ifadelerini kullandı.