BM İnsan Hakları Konseyi Başkanı Remigiusz Henczel'in yönettiği oturumda konuşan İnsan Hakları Konseyi Yüksek Komiseri Navi Pillay, Suriye'deki durumun sivilleri koruma konusunda çok büyük bir başarısızlığı ortaya koyduğunu söyledi.
Tarafların engellemeyen şiddet eylemleri dolayısıyla Suriye'de her gün çocukların, kadınların ve erkeklerin acı çektiğini ifade eden Pillay, ülkedeki şiddetin mezhepsel ayrımı körüklediğini ve tüm bölgeyi istikrarsızlaştırma eğilimi taşıdığını belirtti.
Pillay, hükümet güçlerinin ayrım gözetmeksizin ve orantısız biçimde bombardıman yaptığına, Kusayr dahil olmak üzere sivillerin ölümlerine ve yaralanmalarına neden olduğuna işaret ederek, ülkenin pekçok yerindeki katliamların toplu cezalandırma şeklinde olduğunu kaydetti.
Pillay, "Kusayr'da ve etrafında kapana kısılan sivillerin güvenliği konusunda çok endişeliyim. Yoğun biçimde yapılan bombardıman ve hükümet ile muhalifler arasındaki çatışmalar yüzlerce sivilin ölmesine ve yaralanmasına neden oldu" dedi.
Çatışan her iki tarafı da sivilleri şiddetten korumaya ve o bölgeden çıkmak isteyen sivillerin güvenli geçişini sağlamaya çağıran Pillay, daha fazla kan dökülmesinin ve acının engellenmesi için acil olarak harekete geçilmesi gerektiğini kaydetti.
BM İnsan Hakları Konseyi'nde yapılan acil toplantının uluslararası toplumun şu ana kadarki tutumunu gözden geçirmesi için bir fırsat oluşturduğunu dile getiren Pillay, "Çözüm politik olmalı, askeri olmamalı" diye konuştu.
Suriye'de ilan edilebilecek bir ateşkesin, Cenevre'de yapılması öngörülen konferans için de güven oluşturacağını ifade eden Pillay, "Silahların Suriye'ye gönderilmesi engellenmeli ve ulusal diyalog süreci şu andan itibaren başlamalı" şeklinde konuştu.
"Kararı tanımayacağız"
Toplantıda, söz alan Suriye delegesi de bugün Konsey'de çıkarılması planlanan kararın taraflı ve politik olacağını savunarak, kararın yapıcı değil, gerçeklerden uzak olacağını söyledi.
Toplantı yapılmasını isteyen Türkiye ve Katar'ın muhalifleri desteklediğini ifade eden delege, Suriye'nin, halkını terörizme karşı korumaya çalıştığını savundu. Delege, "Suriye bu kararı tanımayacak, çünkü sorumsuz ve ahlakdışı" dedi.
Uluslararası topluma çağrı
Türkiye'nin BM Cenevre Ofisi Nezdindeki Daimi Temsilcisi Büyükelçi Oğuz Demiralp, Suriye rejiminin yabancı güçlerle birlikte kendi halkına saldırdığını belirterek, "Biz, uluslararası toplumu, Suriye halkının koruma ve yardım talebini duymaya çağırıyoruz" dedi.
Demiralp, 26 Mayıs'ta da BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun'un Kusayr'da ortaya çıkmaya başlayan trajedinin boyutlarını hatırlattığını ve çatışmanın sınırlar boyunca yayılmasının önüne geçilmesinin önemini vurguladığını kaydetti.
Demiralp, "Bugün Türkiye, Katar ve ABD ile birlikte, bu insan eliyle oluşturulmuş felaketi İnsan Hakları Konseyi'nin önüne getirmeyi görev hissetmiştir" dedi.
Kusayr'in tümüyle kuşatma altında olduğuna işaret eden Demiralp, "Acil, çünkü insanlar su ve elektrikten yoksun biçimde tutsaklar. Acil, çünkü Suriye rejiminin ağır silahları ve balistik füzeleri saklanmaya ve kaçmaya çalışanları hedefliyor. Raporlara göre gökyüzünden insanların üzerine dakikada 40 bomba atılıyor" şeklinde konuştu.
Suriye rejiminin Suriye halkını bölmek için mezhepsel bir savaş yürüttüğünü vurgulayan Demiralp, Suriye rejiminin utanç duymadan açık bir şekilde etnik temizlik politikası yürüttüğünü belirterek, şunları kaydetti:
"Onların yabancı suç ortakları da aynı şekilde insan onurunu ve hayatını hiçe sayarak, Suriye rejimine bu modern tarihin kara sayfasını yazmakta yardımcı oluyorlar. Suriye rejimi yabancı güçlerle birlikte kendi halkına saldırıyor. Bugün, rejimi ve Suriye halkına uyguladığı terör kampanyasında ona yardımcı olan herkesi bu açık ihlallere son vermeye çağırıyoruz. Biz, uluslararası toplumu, Suriye halkının koruma ve yardım talebini duymaya çağırıyoruz."
BM İnsan Hakları Konseyi'nde, konuşmaların ardından Suriye'deki insani durum konusunda bir kararın kabul edilmesi bekleniyor.