NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
Aileleri parçalayan süresiz nafaka zulmünü bitirecek yeni kanun teklifinde sona yaklaşılıyor. MHP’li kurmaylar tarafından hazırlanan kanun teklifinin kısa zamanda TBMM Başkanlığına sunulacağı bilgisine ulaşıldı. Ankara’ya çıkartma yapan ‘mağdurlar, sorunlarını Meclis’teki yetkililerle defalarca paylaşmışlar ve önemli bir yol kat etmişlerdi. Geçtiğimiz gün gerçekleşen ziyaret sonrası MHP tarafından nafakayı ‘süreli’ hale getirecek kanun teklifinin detayları ortaya çıkmaya başladı.
Mağduriyetler ortadan kalkacak
MHP Kahramanmaraş Milletvekili Prof. Dr. Sefer Aycan ile Boşanmış İnsanlar ve Aile Platformu (BİA Platformu) üyeleri, süresiz nafaka konusunda MHP tarafından Meclis’e sunulacak yeni kanun teklifinin detaylarını konuşmak üzere bir araya geldi. Gerçekleşen görüşmede MHP’nin Meclis’e sunacağı teklifin detayları da ortaya çıktı. Süresiz nafakanın 1 ile 5 yıl arasında sınırlandırılacağının belirtildiği toplantıda, boşanma sonrasındaki ikinci evliliklerde ise asgari ücretin yüzde 10 kadar miktarın ödenerek fon oluşturulacağını ve sure sonunda bu fondan karşılanacağının planlandığı kaydedildi. Kanun teklifinin kısa zamanda Meclis’e getirileceği öğrenildi.
Mevzuatta yoksulluk tanımı problemi
Süresiz nafakada gelinen son noktayı değerlendiren Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Akın Ünal, Türk Hukukunda yoksulluk nafakası süresi hususunda hâkimin takdir yetkisi olmadığını söyledi. Ünal, Yargıtay’ın asgari ücret seviyesinde gelir alınmasını yoksulluk nafakası bağlanmasına engel görmeyen kararının süresiz nafakayı meydana getiren bir sürecin oluşmasına katkı sağladığını belirtti. Ünal, “Yargıtay, yerleşik içtihatlarında yoksulluk durumunu; günün ekonomik koşulları ile tarafların sosyal ve ekonomik durumlarını ve yaşam tarzlarını birlikte değerlendirildiğinde mevzuatta yoksulluk kavramının tam olarak açıklanamadığı söylenebilir” ifadelerini kullandı.
Süresiz nafaka evlilikleri bitiriyor
Ünal, nafaka bağlanan kişiye istisnai durumlar hariç, ölene kadar, her ay ödeme yapılmasını bir zorunluluk olduğuna değinerek bu durumun nafakayı ödeyen eski eş açısından maddi bir sıkıntıyı beraberinde getirdiğine vurgu yaptı. Ünal, “Bu süreçte manevi sıkıntılar da kendini gösterebilmektedir. Yeniden evlenmek isteyen nafaka borçlusu, yoksulluk nafakasının verdiği maddi kaybı sebebiyle evlenememekte. Nafaka alacaklısı ise, çoğu zaman yoksulluk nafakası alacağını kaybetme endişesi sebebiyle yeniden evlenmemektedir. Özellikle evlilik dışı ilişkilerin çoğalmasına neden olmaktadır. Ayrıca nafaka borçlusunun yeniden evlenmesi halinde, nafakanın yükünün bu aile bireyleri üzerinde de bir maddi ve manevi sıkıntıya neden olmakta” diyerek yaşanılan sıkıntıları gündeme getirdi.