TOPLUMU İKİYÜZLÜLÜĞE İTİYOR
Ailelerin parçalanmasında bu uygulamanın etkili olduğunu söyleyen kanaat önderleri kadınların bazen bu haklarını silah olarak kullandıklarını kaydettiler. İslami bir anlayıştaki bir toplumu ikiyüzlülüğe iten bir uygulama olduğunu söyleyen kanaat önderleri uygulamanın erkeği nafakayı vermemek için kadının da nafakayı kaybetmemek için yalan söylemeye ittiğinin altını çizdiler.
NEŞAT GÜNDOĞDU/ANKARA
Milat’ın gündeme getirdiği süresiz nafaka zulmü haberi sonrasında kanaat önderlerinden destek geldi. Toplum yapısına uygun olmayan bir uygulamanın var olduğunu söyleyen kanaat önderleri bu anlamda eşitliğin ve ayrımcılığın değil adaleti ön plana çıkarılması gerektiğini vurgulayarak süreli nafakaya geçilmesi gerektiğini söylediler. Toplumun sosyolojik dokusuna uymayan yasaların toplumda ciddi bir travmaya neden olduğunu söyleyen kanaat önderleri İslami temeli yaklaşımların daha adaletli olduğu vurgusunu yaptılar.
Ciddi bir haksızlık
Davranış Bilimleri uzmanı Yazar Sema Maraşlı, süresiz nafaka zulmünün evliliklere azalttığını söyleyerek, boşanma ihtimalini göze alamayan gençlerin evlilikten de uzak kaldığının altını çizdi. Maraşlı ömür boyu bir kadına para ödeme durumu bekar kalmayı cazip hale getirdiğini söyleyerek şu ifadelerin kullandı: “40 yaş altı ve üstü çok fazla bekâr insan var ve hepsi evlenememekten şikâyetçi çünkü erkekler korkuyorlar. Çünkü hiç kimse ömür boyu yabancı olduğu bir insana bakmak istemez. Kazancını ona vermek istemez. Bu anlamda bu uygulama toplumsal olarak evliliklerin çok azalmasına neden oldu. Boşanmaları zorlaştırması da ayrı bir problem çünkü bu da evlilikleri azaltan bir şey. Her yönden ülkenin önündeki en büyük engellerden birisi olmaya başladı. Eğer evlilik ve sonrasında boşanma olursa hayatın zindan olduğu algısını ortaya çıkardı. Ayrıca eşleri birbirine düşman eden bir durum. Kadınlar buna hakları olduklarına söyleyerek boşanma aşamasında çok fazla kavgalara ve cinnetlere neden oluyor. Zaten bu da toplumda sıkça görülüyor. Erkek te haklı olarak kazancını vermek istemediği için yine kadına şiddete yönleniyor. Kadın, ‘ben alırım, sen bana bakmak zorundasın’ diyor, erkek kendisinin hiçbir işini yapmak zorunda olmayan bir kadına bakmak zorunda kalıyor. Bu durum boşanma sonrasındaki erkeklerin depresyona girmesine neden oluyor. Bunu hazmedemiyor. Erkek, ‘çocuğuma tamam bakarım ama yabancı üstelik anlaşamadığım bir kadına neden bakmak zorundayım’ diyor. Bu erkeklerin hazmetmekte zorlandıkları bir durum, ciddi bir haksızlık.”
Süresiz nafaka kadın hakkın ihlali yapıyor
Nafakanın kaldırılması için eski eşin ahlaksızlığını ispat etme durumunu bile kabul etmeyen hâkimler olduğunu söyleyen Maraşlı, bu noktada hâkimlerin bazen kanunlardan daha zalim olabildiğini kaydetti. Maraşlı, bu durumunda ayrı bir probleme neden olduğunu belirterek şunları söyledi: “Kişi eski karısını takip edecek, kimle yaşıyor, neler yapıyor, diye araştıracak. Neresinden bakılsa problem taşıyan bir konu. Erkekler ikinci evliliklerini yaptıkları zaman yeni eşleri zaten geçim sıkıntısı çektikleri bir ortamda nafakanın ödenebilmesi için çalışmak zorunda kalıyorlar. Yeni eşler, ‘Çalışıyoruz ki kocamız eski eşine para yollasın’ diyorlar. Ya da anneler babalar bu paraları ödüyorlar. Yani bir taraftan kadını koruyayım derken erkeğin karısına ya da annesine zulmediyorlar. Bir kadını koruyayım derken pek çok kadının hakkını çiğniyorlar. Erkeğin zoruna gidiyor neden ben bu kadına bakmak zorundayım, diyor. Maddi imkânı yoksa o zaman bunalıma giriyor. Pek çok açıdan toplumun sağlığını bozan ve vicdanını yaralayan bir durum ortaya çıkarıyor. Devlet kadını korumak zorunda ama eski eşine düşman ederek onun cebinden zorla alarak kadını da böyle bir durumun içeresinde bırakmak ciddi bir soruna neden oluyor. İslam’a göre boşanan kadına ihtiyacı varsa ailesinin bakması gerekiyor. Ailesi yoksa devletin bakması gerekiyor. İslam dinin de 4 ay nafaka almak caiz. Bazı âlimler bunu bir yıla çıkarmışlar ama bundan öte yabancı bir adamdan para almak haram oluyor. Devletin veriyor olması onu helalleştirmiyor. Oradaki pek çok kadın bunun haram olduğunu kabul etmiyor. Halbuki açıkça ayeti de var.”
Ailelerin parçalanmasın neden oluyor
Sosyolog İsmail Öz, nafaka meselesin çok ciddi problemler ortaya çıkartan bir konu olduğunu dile getirerek, süresiz nafakaların Türkiye’nin sosyolojik dokusunu bozduğunu ifade etti. Öz ailelerin parçalanmasını kolaylaştıran bir yönü olduğunu vurgulayarak şunlara dikkat çekti: “Aile içerisinde ufak çaplı sorunların da tolare edilememesine neden oluyor. Kadın nasıl olsa boşandıktan sonra da maddi güvence olduğu için ayrılma seçeneğini hemen öne getiriyor. Bu boyutuyla aile kurumunu tehdit ederken bir yandan da boşanma oranlarındaki ciddi artışlarda büyük bir yer alıyor. Beş evlilikten biri boşanma ile sonuçlanıyor. Yaklaşık 600 bin civarında evlilik söz konusu olurken bunu 150 bine yakın kişinin boşanması ile sonuçlandığı ortaya çıkıyor. Boşanan çiftler tekrar istihdama katılmakta zorlanıyor. Kadınların işgücünde faydalanılmasında da büyük bir probleme neden oluyor. Başka bir boyutta boşanma sonrasında tekrardan bir aile kurmak isteyen erkeğin nafaka ödemesi ve bunun süresiz olması nedeniyle yeni bir evlilik ilişkisini kurmasını da tehdit ediyor. Bu kişi bir aileye bakıp hem de bir başkasına nafaka ödeme yükünü taşıyamayabilir. Bu tarafıyla baktığımız zaman kadının nafakayı kaybetmek istememesi nedeniyle gayrimeşru ilişkilere de girmesine zemin hazırlıyor. İslam inancına mensup bir halkın bu tip yasalarla riyakâr bir tutum içerisine girip ikiyüzlülüğü teşvik edici yani devlete başka kendi hayatında başka bir yük taşımaması gerekiyor. Bu tablo bu tip durumda olan insanları ikiyüzlü davranmaya itiyor. Bu kanunlar da buna zemin hazırlamış oluyor. Aileler arasında boşanma olabilir ama bunun bir mağduriyete dönüşmesi kabul edilebilir değil. Her halükarda kadının haklı olduğu bir zemin üzerinden bu konuya yaklaştığınız zaman erkeklere ait hakları da göz ardı etmiş oluyorsunuz. Temel yaşama haklarının üzerinde adalet vardır. Kadınla erkeği her noktada eşitlerseniz eğer burada sonsuz derecede devam edecek bir savaşın, çatışmanın yolunu açacak eşler arasındaki ve kadın erkekler arasındaki ilişkiyi de çatışmacı bir zemine oturtursunuz.”