“Sektör atıklarının değerli bir kaynak olduğu konusunda farkındalık yaratmayı amaçlıyoruz”
Paris İklim Anlaşması ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gibi çevreci politikaların gündeme gelmesiyle birçok sektörde olduğu gibi mobilya da yönünü sürdürülebilirliğe ve yeşil üretime çevirdi. Türkiye mobilya sektörünün uzun yıllardır çevreci sertifikalı üretim yaptığını belirten İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği Başkanı Ahmet Güleç, “Bugün, Avrupa Birliği ülkelerinde dahi sektör atıklarının yüzde 80 ila 90’ı yakılıp yüzde 10’u dönüştürülüyor. Türkiye mobilya sektörü olarak, sektörümüzün geri dönüşüm oranlarının ölçümü ve atıkların yeniden kullanımı için öncü çalışmalar başlatacağız” dedi.
Mobilya sektörünün sürdürülebilirlik çalışmalarında geldiği nokta ve hedefleri hakkında açıklamalarda bulunan İstanbul Mobilya, Kağıt ve Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği (İİB) Başkanı Ahmet Güleç, mobilyada daha fazla sürdürülebilirliğe odaklanılması gerektiğini ifade etti. Birlik olarak sektör atıklarının değerli bir kaynak olduğu konusunda farkındalık yaratmayı amaçladıklarını açıklayan Güleç, “Sürdürülebilir mobilya ile sektörün maliyetlerini ve karbon ayak izini azaltabiliriz. Böylece özellikle üretimde iklim ve çevre konularına önem veren yeni pazarlarda rekabet gücümüzü artırabiliriz.”
'DİJİTAL DÖNÜŞÜM VE E-İHRACAT UR-GE PROJESİ'Nİ BAŞLATTIK'
Sektördeki birçok üreticinin, sürdürülebilirlik sertifika programları arasında yer alan Ecolabel ile üretim yaptığını, yine birçok üreticinin Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi-LCA ve GREENGUARD sertifikası gibi sürdürülebilir üretimi destekleyen sertifika programlarına dahil olduğunu kaydeden Güleç, yeşil, dijital, kullanıcıya özel, kolay demonte edilebilir, yenilenebilir, onarılabilir ve en önemlisi, “uzun ömürlü” ürünler üretmenin çağın en kritik, geleceğin ise en gerçek ihtiyacı olduğunu belirtti. Güleç, “Sektörümüz, küreseldeki gelişme ve trendleri gözlemleyip reflekslerini geliştirirken yereldeki yapısal sorunlarıyla yüzleşip bunları aşmaya yarayacak bir bilgi birikimi inşa ediyor. Mobilya Kağıt Orman Ürünleri İhracatçıları Birliği olarak, sektörümüzün döngüsel ekonomiye olan katkılarını artırmak adına, bir diğer kritik mesele olan, dijital uygulamaları kullanmayı son derece önemsiyoruz. Bu doğrultuda da ilk adım olarak, Dijital Dönüşüm ve E-İhracat UR-GE Projesi’ni başlattık.”
TEDARİKTE DEMİRYOLU YA DA DENİZ TAŞIMACILIĞI TERCİH EDİLMELİ
Sürdürülebilirliğin, hammaddeden ürünün son kullanıcıya ulaşmasına, kullanım ömrü sonunda da geri dönüşüme kadar ele alınması gereken bir süreç olması gerektiğini söyleyen Güleç, sektörün sürdürülebilirliğinin artırılması için atılması gereken adımlarda önerilerde bulundu. Üretim sırasında doğa ile uyumlu, kullanım sırasında da doğaya zararlı etkisi olmayan ürünlerin sektörde tercih edilmesi gerektiğinin altını çizen Güleç, “Tedarik sırasında ise daha az karbon salınımına yol açan metotlar tercih edilmeli. Özellikle şehirler arası ve küresel tedarikte demiryolu ya da deniz taşımacılığı gibi yüksek kapasiteli taşımacılığı mümkün kılan yöntemler kullanılmalı. Bir diğer konu da üretim sonrası atıkların geri dönüştürülmesi. Bu anlamda alanında uzman, gerekli sertifikalara sahip firmalarla çalışılmalı. Sektörümüzün en önemli hammaddesi ahşapta ise endüstriyel ormanlara yönelim doğru bir karar olacaktır. Mobilya sektörü tekstilden kimyaya, camdan metale kadar çok kompleks yapıda bir sektör olduğu için özellikle mümkün olduğunca dönüştürülmüş ürünler sektörde hammadde olarak kullanılmalı. Böylece sektörün üretim maliyetlerini düşürebilir, karbon ayak izini azaltabiliriz. Ayrıca enerji kaynaklarında güneş ve rüzgâr gibi yenilebilir kaynaklara yönelim doğru bir yatırım olacaktır” açıklamalarında bulundu.
'SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE ÇEVRECİ YAKLAŞIM TİCARETİN DEVEMI İÇİN ÖNEMLİ'
Sürdürülebilirliğin üreticilerin olduğu kadar tüketicilerin de öncelikli konusu olması gerektiğini kaydeden Güleç, sözlerini şöyle tamamladı: “Tüketicilerde bu algının her geçen gün arttığını ve sektör temsilcilerinin de bu alışkanlıkları doğrultusunda üretim modellerini yenilediğini görüyoruz. Kullanıcı alışkanlıklarının yanı sıra sektör olarak en büyük ihracat pazarlarımızla olan ticaretimizin devam edebilmesi için sürdürülebilirlik ve çevreci yaklaşım son derece önemli. Kalite ve fiyat kadar mevcut ve hedef pazarların çevreci sertifikaları, iklim uyumluluk anlaşmalarına gerekli özen gösterilmeli. Bu anlamda hem sektör hem de kamuda gereken adımlar atılmalı.”