Bölgedeki su maymunlarının, Bulgaristan'daki barajlar kanalıyla Edirne'ye geldiğini anlatan Arabacı, daha önce bu hayvanları fare zannettiklerini ifade etti.
Çeltiğin, su tutması için etrafı çevrili "tava" adı verilen alanlarda yetiştirildiğini aktaran Arabacı, şunları kaydetti:
"Beş dönüm, on dönüm ya da yüz dönüme kadar değişiyor bu alanlar. Buralarda ekim yapıyoruz. Su maymunu çeltik ilk çıktığı, yani daha çok körpe olduğu, yeni olduğu dönemde köküyle çıkarıp tamamını yiyen bir mahluk. Çeltik kartlaşmaya başladığında, sapa kalktığı dönemlerde de suyun üzerinden sapı kesip içindeki özünü yiyor, kalan saplarla da tavaların içerisinde kendine yuva yapıyor. Çeltik tavasına yaptığı yuvanın üzerine çıkıp hem güneşleniyor hem kurutuyor kendisini hem de orada yine etrafındaki çeltikleri yemeye devam ediyor."
Arabacı, bu hayvanların çeltik tavalarını delerek üretimi olumsuz etkilediğine işaret ederek, "Biz su tutması için kenarlara tir dediğimiz setler oluşturuyoruz. Bu setlerin altından giriyor, delikler açıyor ve tarlaya suyu saldığımızda bu su oradan tahliye oluyor." dedi.
Su maymunlarının bölgede ciddi sorun haline geldiğini vurgulayan Arabacı, birlikte mücadele edilmezse üreticinin sorunun üstesinden gelemeyeceğini belirtti.
Bölgede sayıları arttıGüney Amerika kökenli istilacı tür olan su maymunlarının Edirne'deki popülasyonu son aylarda arttı.
Avrupa'dan Asya'ya kadar dağılım gösteren su maymunları, kürkü için yetiştirildiği Bulgaristan'daki çiftliklerden kaçarak nehirden geldikleri Trakya'da ilk kez 1984'te görülmüş ve kayıt altına alınmıştı.
Geçmişte tek tük rastlanılan kemirici tür, Meriç ve Tunca nehirlerinde çokça görülmeye başlandı.