Soylu, İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Genel Müdürlüğünce düzenlenen Göç Değerlendirme Toplantısı'ndaki konuşmasında, İstanbul'un dünyanın en önemli lojistik merkezlerinden ve ulaşım kavşaklarından biri olmasının, göç ve düzensiz göçmen konusunda bir cazibe merkezi haline gelmesine neden olduğunu söyledi.
Kentin batıya gitmek isteyen göçmen ve mülteciler için doğal bir çekim, Türkiye'de hayatını idame ettirmek isteyen yabancılar için de cazibe merkezi olduğunu dile getiren Soylu, 2011'den bugüne yaşanan Suriye ve Orta Doğu kaynaklı göç hadisesinde, Türkiye'nin ciddi bir mesai harcadığını, bu konuyu hem doğru hem de vicdanlara uygun şekilde yönetebilmek için önemli bir gayret ortaya koyulduğunu kaydetti.
Göç meselesiyle ilgili yasalar çıkarıldığını, yeni kurumlar oluşturulduğunu belirten Soylu, şöyle devam etti:
"Bugün ülkemizde 3,6 milyonu geçici koruma kapsamında Suriyeli olmak üzere yaklaşık 4,9 milyon yabancı insan bulunmaktadır. İstanbul'daki kayıtlı Suriyeli sayısı 546 bin 296'dır. Bunlar elbette ki büyük rakamlardır ancak Türkiye, devlet olarak bunu yönetme kabiliyetine sahiptir ve buna ilişkin önemli bir gayretin içindedir. Burada asıl sorun, düzensiz göçün önlenmesidir. Gerek Orta Doğu'dan gerekse Afrika üzerinden gelip Avrupa'ya geçmek için çok ciddi bir düzensiz göç baskısı var ve bu giderek artmaktadır."
SINIRLARDAKİ GÜVENLİK ÇALIŞMALARI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2013-2018 arasında yıllık yakalanan düzensiz göçmen sayısının yüzde 572 oranında arttığını, 2018 sonunda 268 bin olduğunu belirterek, özellikle bölgede terör örgütü PKK ve DEAŞ'ın bu insan ticaretine aracılık etmesi, rant elde etmelerinin, kaçak göçmen sayısındaki artışı tetiklediğini anlattı.
Göçe kaynaklık eden ülkelerin bakanlarıyla görüştüklerini vurgulayan Soylu, ayrıca sınır güvenliği ile ilgili de önemli yatırımlar gerçekleştirildiğini, modern, kameralı, aydınlatmalı sınır güvenlik duvarları inşa etme projesinin devam ettiğini aktardı.
Soylu, yapımı planlanan 837 kilometre sınır güvenlik duvarının 817 kilometresinin montajının tamamlandığını, 44 kilometre de kafes tel döşendiğini, bunların yanı sıra planlanan termal kameralar, sınır duvarının dibinde devriye yolları, gözetleme kulelerinin de yapımının sürdüğünü kaydetti.
Vatandaşların göç konusuyla ilgili şikayetleri ve eleştirileri konusunda çözümler üretildiğini belirten Soylu, şöyle konuştu:
"Öncelikli hedefimiz, özellikle büyükşehirlerimizde, İstanbul'da düzensiz göçmenler konusuna eğilmek olacaktır. Yani hiç kimse kayıtsız kuyutsuz ortalıkta gezinemeyecektir. Kaçak göçmen çalıştırma, kaçak işportacılık gibi faaliyetlere müsaade edilmeyecektir. Keza gettolaşmanın da önüne geçilmeye çalışılacaktır. Kaçak göçmen olarak gelip de mahallelerde dükkan kiralayıp 20 kişinin bir dükkanda gecelediği durumlar kamu düzeni açısından kabul edilemez. Özellikle iş yeri, fabrika sahiplerine sesleniyorum. Kaçak adam çalıştırıyorsunuz, onları fabrikalarda yatırıyorsunuz, sonra da yangında bedeli de yanarak, o kaçak göçmenler ödüyor. Buna da müsaade etmemiz mümkün değildir. Kamu düzeninin ortadan kaldıran, huzursuzluk getiren hiçbir anlayışa, haksızlığa, bir dükkanı 20 kişiye 12 saat, diğer 20 kişiye 12 saat yatırmak için kiralayan ve bundan para elde eden, gayriinsani bir şekilde kiralayanların vicdanlarının sorgulanmaya açılmasını istiyorum. Bu sadece bir kesimin meselesi değil, toplumsal meseledir."
"İSTANBUL SURİYELİ KAYDINA KAPALI"
Bakan Soylu, 2018'de İstanbul'da yakalanan 28 bin 364 yabancıdan 11 bin 292'sinin ülkesine geri gönderildiğini, 2019'un ilk 6 ayında ise 25 bin düzensiz göçmen yakalandığını ve bunların 12 bin 704'ünün sınır dışı edildiğini kaydetti.
Türkiye'nin düzensiz ve yasa dışı göç yani kaçak göçmen merkezi haline getirilmeyeceğini vurgulayan Soylu, "Kaçak olarak geleni ülkesine geri göndermek bizim temel sorumluluğumuzdur. Türkiye'nin tüm şehirlerinde düzensiz ve kaçak göçmene tahammülümüz yoktur. Yapmamız gereken topyekün bu mücadeleyi ortaya koymak ve onları geldikleri ülkelerine geri göndermektir." dedi.
Soylu, Suriyelilerin mobilitesini sınırlamak ve burada bir istismar alanı oluşmasının önüne geçmek amacıyla yol izin belgesi ve ikamet zorunluluğu getirildiğini belirterek, "İstisnaların dışında İstanbul'da Suriyeli kaydı almıyoruz. Suriyeli kaydına İstanbul kapalıdır." ifadelerini kullandı.
Suriyelilerin topluma uyumu konusunda çalışmalar yürütüldüğünü dile getiren Soylu, "Hiç kimsenin kendi anlayışını başkasına dayatmasına, yerleşik düzeni bozmasına müsaade etmemiz mümkün değildir." ifadelerini kullandı.
Ortalama bir Suriyelinin suça karışma oranı Türk vatandaşlarının yarısından daha az olmasına rağmen, bu insanları bir suç makinesi gibi göstermeye çalışan, bununla ilgili provokatif yayınlar ortaya koyan merkezler olduğunu vurgulayan Soylu, bazı gazetelerin ve yayın merkezlerinin bu konuda sorumsuz davranışlar sergilediğini, taciz üzerinden bir algı oluşturulmaya çalışıldığını anlattı.
Soylu, hiçbir taciz olayına izin verilemeyeceğini, ancak bu konunun toplumun tahrik edilmesi için istismar edildiğini söyledi.
Göç ve Suriyeliler meselesinin bir siyasi istismar aracı, siyasi rant malzemesi haline getirilmesine karşı olduklarını belirten Soylu, "Suriyeliler meselesini ne kadar bulandırırsak iktidara o kadar zarar veririz, anlayışı sağlıklı bir anlayış değildir. Bize yeniden bir Maraş, yeniden bir Çorum yaşatmak isteyen bir akıl, bugün yeni malzeme olarak Suriyelileri merkeze almıştır." şeklinde konuştu.
YABANCI TABELALARIN KALDIRILMASI
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, suça karışan yabancılarla ilgili olarak geri gönderme işlemlerine ağırlık verildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Tabelalar konusunda bazı basın ve yayın organlarında birtakım değerlendirmeler, olumsuz yaklaşımlar söz konusu. Biz akşam yatıp, sabah kalkıp tabelaları şöyle böyle yapalım demiyoruz. Hukuk devletiyiz, kanunlarımız var, ilkelerimiz var, kurallarımız var, onu uygulamakta mükellefiz. Tabelaların yüzde 75'i Tükçe olacak. Kural bunu getirmiş. Yüzde 25'i de ilgili dilde olacak. Bizim görevimiz kamu düzeninin sağlamak ve hukuku, nizamı gerçekleştirmektir."
Soylu, Kilis'in bu konuda iyi bir örnek olduğunu, Türkiye'de de bu uygulamanın sürdüğünü söyledi.
İSTANBUL'DAKİ SURİYELİ SAYISI 1 MİLYON 61 BİN
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya da İstanbul'da düzenli göç, yani ikametgah verilen göçmen sayısının 2010'da 57 bin iken 2019'da 514 bin olduğunu, ikametgah verilen yabancı sayısının 9 katın üzerinde arttığını söyledi.
Yerlikaya, geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sayısının 547 bin olduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"İstanbul'da ikametgah verilen ve geçici koruma kapsamındaki Suriyeli sayısı 1 milyon 61 bin. Bunların üzerine üç aşama daha eklememiz lazım. Diğer illerde kayıtlı olan, geçici koruma tanımı yapılmış, kimliği verilmiş Suriyelilerden bizim şehrimize gelip de gitmeyenler, kayıtsız olanlar ve kabul edilebilir seyahat belgesi olmaksızın sınırlarımızı geçerek gelen yabancılarla birlikte şehrimizde yaşayan toplam yabancı sayısı 1 milyon 61 binin çok üzerinde."