İlhan Çulha
Sosyal medyada dezenformasyonla mücadeleye ilişkin yasa teklifi bazı çevrelerce ‘istibdat yasası’ olarak nitelendirildi. İnternet medyası, söz konusu yasa teklifinin ‘istibdat yasası’ olarak nitelendirilmesine karşı çıkıyor. Medya kuruluşları, yasaya karşı çıkmanın internet medyasını yok saymak olduğunu belirtiyor.
Sosyal medyanın suçlulara değil ifadeye özgür olması gerektiğine dikkat çeken medya kuruluşları; basın ve ifade özgürlüğü ile basın ve sosyal medya üzerinden işlenen suçlara yönelik çok daha kapsamlı bir düzenlemeye ihtiyacın zorunluğu olduğunu vurguladı.
'ZORUNLU BİR İHTİYAÇ'Basın ve ifade özgürlüğünü engelleme veya kendi kişisel veya örgütsel amaçları doğrultusunda manipüle etme girişimlerine karşı basının bilgi ve belgeye ulaşma ve bunu yayınlama haklarının yasal güvence altına alınması elzem olarak görülüyor. Uzmanlar, bunun için mecliste görüşülmeyi bekleyen kanun teklifini toptan ret etmenin yanlış olacağını savunuyor. 5187 Sayılı Basın Kanununu kamu ve basın ilişkilerini yeniden düzenlenmesi, basın üzerinde baskı kurma araçlarını ortadan kaldıracak şekilde yenilenmesi gerektiği dile getiriliyor
'İTİBAR SUİKASTINA SON'Hukukçu Cüneyd Altıparmak, dezenformasyon yasasını değerlendirdi. Altıparmak, yasanın yalan haberi değil, bilerek, kamu barışını bozan, endişe, panik, korku oluşturan, alenen ve gerçeğe aykırı bilgi yaymanın suç kapsamına aldığını açıkladı. Altıparmak, “İtibar suikastı ve sosyal medya mağduriyetleri arttığı için sorunu çözmek amacıyla devletler son çare olarak meseleyi ceza yasalarında düzendiler. Bizde de benzer adım atıldı! Peki suç neyi içeriyor; yayılan haber gerçek olmayacak, ülkenin güvenliği ve kamu sağlığıyla ilgili olacak. Halk arasında panik, korku ve endişe oluşturma kastı olacak. Kamu barışını bozmaya elverişli olacak. Aleni (yani ilgisi olmayan kişilere ulaşılabilir) olacak. Bu beş şart birlikte gerçekleşirse 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası olacak” ifadelerini kullandı.