Sorunu anneler çözer

Bugün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü. Kadınların yeni çözüm sürecinde önemli rolü olduğunu belirten İLKDER Genel Başkanı Özden Zehra Sönmez, 'Kürt meselesinin çözümü için dini, dili, meşrebi ne olursa olsun bütün kadınların bir araya gelebilir' dedi. Sönmez, kadına yönelik en büyük şiddetin hak ve hürriyetlere engel koyulması olduğunu da sözlerine ekledi.

NİL GÜLSÜM/ANKARA

Kadınların yaşadığı sorunların çözümü için çalışmalar yapan STK'lar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'nde, Kürt sorunu ile ilgili kamuoyuna çağrıda bulundu. İlke İlim Kültür Dayanışma Derneği (İLKDER) Genel Başkanı Özden Zehra Sönmez, devam eden müzakere sürecinde kadın dayanışmasının sürece katkı sağlayacağını, artık annelerin gözyaşının akmaması gerektiğini ifade etti.

Analar ağlamasın

Hiçbir annenin evlat acısını yaşamak istemeyeceğini belirten Sönmez, "Anneler, acılarını her ne kadar dışa vursa da bir ömür evlat acısıyla yaşıyorlar. Hiçbir anne doğurduğu çocuğunun acısını yaşamak istemez. Annelerin yaşadığı acılar hiçbir zaman unutulmuyor. Bu ülkede yıllardır her iki taraftan da çok büyük kayıplar yaşandı ve anneler ağladı. En kötü barış en iyi savaştan daha iyidir. Zaten savaşın iyisi de olamaz. Hiçbir anne, hiçbir kadın savaş istemez" şeklinde konuştu.

Kadınlar uzlaşmaya yakın

Yaşanan sıkıntıların bertaraf edilmesinde kadınların sağlayacağı uzlaşmanın çok etkili olacağını ifade eden Sönmez, "Biz kadınlar hangi kesimden olursak olalım anlaşabiliriz. Kadınlar böyle bir uzlaşıya çok yakınken ortada var olan sıkıntılar bazı şer odakları tarafından çıkarılmaktadır. Bu sıkıntıların ortadan kalkmasının en önemli adımı kadınlar arasında sağlanacak bir uzlaşıdır. Kadınlar arasında oluşturulacak bu dayanışma bir sonraki kadınlar gününe kalmadan barış ortamının oluşmasına katkı sağlayacak en önemli unsurdur" diye konuştu.

Kadının gücünü Başbakan keşfetti

Sönmez, kadınların müzakere sürecine büyük katkı sağlayabileceğini ifade ederek, "Kadınlardaki destek gücü, kadınla birlikte var olan bir güçtür. Kadının bu gücü Başbakan tarafından keşfedildi. Bizim dernek olarak bu konuda kapsamlı çalışmalarımız oldu. Bu çalışmaların neticesinde ortaya çıkan sonuç çözüm sürecinde hangi etnik kimliğe sahip olursa olsun, dini dili, meşrebi ne olursa olsun kadınların bir araya gelebileceği oldu" dedi.

Faturayı başörtülüler ödüyor

Başörtülü kadının büyük sıkıntılar yaşadığını vurgulayan Özden Sönmez, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Biz yıllardır kadınların başörtülü oldukları için mağdur edilmelerinin karşısındayız ve bu sıkıntının giderilmesi için sayısız çalışmada bulunduk. Başörtüsü yasağı da kadınlar sebebiyle gündeme gelmedi ama bunun ceremesini kadınlar çekiyor. 28 Şubat'taki uygulamalarla çok sayıda mağduriyetler oluşturan bu yasağın faturası kadınlar tarafından ödendi."

En büyük şiddet engeldir

Başörtüsü yasağının kadına yönelik bir şiddet olduğunu da söyleyen Sönmez, "Başörtüsü ile ilgili yasağın bir an önce kaldırılması için çağrıda bulunuyoruz. Kadının önündeki bu engelin bir an önce kaldırılması gerekir. Bu konuda hükümet tarafından atılacak adımları bekliyoruz. Kadına yönelik en büyük şiddet engeller koymaktır. Bu bağlamda başörtüsü yasağı kadın için büyük şiddettir. Başörtülü kadının seçilmesi ile ilgili yasak en büyük psikolojik şiddettir. Bu sorunun bir an önce giderilmesi gerekir" şeklinde konuştu.