Sonbahar genel olarak hüznü ve bir melankoliyi çağrıştırsa da farklı bir ruhu olan bu mevsim insanlar tarafından çok sevilir. Özellikle de ülkemizde bu mevsimlerde çok güzel olan yerler vardır. Sonbahara çok yakışan yerleri sizler için derledik. Sonbaharda nerelere gidilmeli nereler görülmeli? Muhteşem bir sonbahar rotası için yazımıza bakabilirsiniz.
POLONEZKÖY
İstanbul’a bağlı Polonezköy temiz, ferah ve rahatlatıcı havası, doğal güzellikleri ve özellikle kirazıyla tanınır. İstanbul’un yanıbaşındaki Polonya’da çok güzel mekanlar ve yemekler de bulabilirsiniz. Cumhuriyet Köyü Polonezköy’den yaklaşIk 10 km. ileride. Bu güzergahta ağaçlar içinde çok güzel oteller, "kendin pişir kendin ye" mekanları, yürüyüş yolları, at binmeyi sevenler için çiftlikler, ormanlar yer alıyor. Yolculuğunuz sIrasında yeşilin her tonunu görebilir, kestane ve ıhlamur ağaçlarının ön planda olduğu Saklıköy’e doğru ilerleyebilirsiniz.
AĞVA
Bir yanında Yeşilçay, diğer yanında Göksu dereleri ile yeşilin birçok tonunu içinde barındıran Ağva, her ne kadar İstanbul’la iç içe olsa da doğallığından hálá bir şey kaybetmedi. Şehir dışından gelenlerin konaklayabileceği tesislerin de mevcut olduğu bölgede, bisiklet kiralayabilir, yürüyüş parkurlarında terkking yapabilirsiniz. Ağva'da bulunan restorantlar eşsiz lezzetteki yemekleri keşfetmek için oldukça ideal.
YUVACIK
İzmit sınırları içinde yer alan bölge kendine has yemekleriyle doğa severlere ev sahipliği yapıyor.Yuvacık da akan şelaleler üzerine kurulan masalarda balık yemenin tadına varırken, nehir boyunca yürüyüş keyfi yaşayabilirsiniz.Yemyeşil ormanlarında kuş sesleri arasında huzur bulabileceğiniz mekan İstanbul'a sadece 150 km uzaklıkta.
ABANT
Doğanın bütün güzelliklerini içinde barındıran Abant, şehir karmaşasından sıkılıp kaçmak isteyenler için muhteşem bir tatil yöresi. İster aracınızı parkedip faytonla gezmeye başlayın, isterseniz önce yemeğinizi yiyip yürüyüşe çıkın. Ya da kitabınızı alıp göl kenarına yerleşin.Bolu Dağı'na çıkarken yol boyunca et ızgara türü lokanta ve restoranlara sıklıkla rastlanıyor.Bunun yanısıra gölün üzerinde mangalda sucuk ve kırmızı şarap oldukça keyifli. Abant'ta şehit dışından gelenlerin konaklayabileceği tesisler de mevcut.
ALAÇATI
Alaçatı yazın en popüler mekanlarından biri. Eylül ayının gelmesiyle birlikte bu güzel Ege kasabası, sakin bir beldeye dönüşüyor. Arnavut kaldırımlı sokaklar, cumbalı taş binalar, yel değirmenleri ve rüzgar güllerinin tadını çıkarmak için sonbahar aylarından daha iyi zaman bulunamaz. Tarihi dokusu talana uğramamış bu şirin kasabada Ege yemeklerinin tadına varabilirsiniz.
ASSOS
3 bin yıllık Assos antik kentinin kalıntılarının bulunduğu Behramkale, tarihi Osmanlı'ya dayanan eski bir köy...Sit alanı ilan edilen Behramkale'nin sokaklarından yürümek insanda sanki yüzyıllar öncesindeymiş hissi uyandırıyor. Konaklama için köy içindeki otel ve pansiyonları tercih edebilirisiniz. Ege lezzetlerinin tamamını keşfetme imkanı bulabileceğiniz Behramkale'de Hüdavendigar Camii ve köprüsü Behramkala'de görülmesi gereken yerler arasında.
CUNDA
Eylül ayı Cunda'nın en sakin zamanlarından biri... Temmuz ve ağustosun yoğunluğu yerini muhteşem bir dinginliğe bırakıyor...Adada, talebe göre günün çeşitli saatlerinde düzenlenen tekne turlarına katılarak bilinmeyen güzelliklere yolculuk yapabilirsiniz.Ahtapot salatası, deniz börülcesi, kabak çiçeği dolması ve favam Cunda'da tadına bakmanız gereken lezzetler arasında. Aşıklar Tepesi'ne çıkmadan, ada çayı içmeden, lokma tatlısı yemeden ve bol bol fotoğraf çekmeden Cunda'dan dönmeyin... KAZ DAĞLARI
Çanakkale ve Balıkesir sınırları içinde yer alan Kaz Dağları’nın en alçak yeri Edremit Körfezi’nin kuzey kıyıları, en yüksek yeri de 1774 metrelik Karataş Tepesi. Yani bölgeye gittiğinizde hem deniz, hem de orman manzarası bulacaksınız. Ege’de kışın yaprak döken ağaçların bol olması, sonbaharı rengarenk sevenler için bir avantaj. Tertemiz akan şelalelerin ardında kalan, sarı ve turuncu yapraklarla donanmış ağaçlarla karşılaşmak hoşunuza gidecek. Küçükkuyu, Akçay, Altınoluk ve Güre gibi denize kıyısı olan bölgelerde konaklamanız mümkün.
BOZCAADA
Sessiz sakin bir tatil arayanlardansanız Bozcada sizin için alternatif bir seçenek olabilir. Adayı bu mevsimde özel kılan Eylül ayındaki bağbozumu şenlikleri. Festivalde ziyaretçiler traktörlere binip, işçilerle birlikte bağlara giderek üzüm toplamanın inceliklerini öğreniyor. En yakın havaalanının 56 km mesafede olduğu adaya, yolculuğun bir kısmı feribotla olmak üzere otobüsle ya da özel arabanızla ulaşabilirsiniz. Bozcada'da konaklamak için bağ evleri, konuk evleri ve uygun fiyatlı pansiyonlar mevcut...Hareketli bir gece hayatının aksine, müzik eşliğinde yemeğinizi yiyebileceğiniz sakin mekanlara sahip olan adada Ege mutfağına özgü yemeklerin tadına bakabilirsiniz. Şarap, domates reçeli, cam objeler, bez bebekler, özel tasarım takılar Bozcaada'da alabileceğiniz ürünler arasında...
GÖKÇEADA
Türkiye'nin en büyük adalarından biri olan Gökçeada yaz aylarında tatilciler tarafından yoğun ilgi görüyor. İstanbul'a 350 km mesafede bulunan adaya ulaşım Kabatepe'ye kadar karayolu ile sonrasında ise ferbiot ile sağlanıyor. Adada konaklama için uygun fiyatlı pansiyon ve moteller mevcut. Kaleköy, Tepeköy Çınaraltı, Yıldız Koyu, Marmaros Şelalesi, Mavi Koy, Gizli Lİman, Eski Bademli, Peynir Kayalıkları, Aşıklar Koyu Gökçeada'da görülmesi gereken yerler arasında. Kalaköy'deki kayalıklara oturup gün batımını seyretmeden, oğlak tandır ve kuzu kapamanın tadına bakmadan, sakızlı muhallebi yemeden, dibek kahvesi içmeden Gökçeada'dan dönmeyin...
KAPADOKYA
Eylül ayının insanı çektiği yerlerin başını Kapadokya çekiyor çünkü sonbahara özgü renkler, peri bacaları ile birleşerek harika manzaralar oluşturuyor. Sabah serinliğinde balonla tur atarak başka hiçbir yerde göremeyeceğiniz bu coğrafyayı kuş bakışı seyretmek, hayattan alınabilecek nadir zevklerden biri. Sadece bu da değil. Kızıl Çukur’da yürüyüş yapmak, güneşin batışını seyretmek, eski bir Rum mahallesi olan Sinasos ya da şimdiki adıyla Mustafapaşa’da bir yemek yiyip, aralarında Asmalı Konak dizisinin çekildiği Old Greek House’un da bulunduğu tarihi taş evleri görmek de bu gezinin güzel anlarından biri olabilir.
KARAGÖL
Kaçkarlar’da manzara sarıya dönmeye başladı bile. Türkiye’nin en yüksek dördüncü dağı olan Kaçkarlar, Karadeniz kıyılarından itibaren yükselmeye başlıyor. Görkemli zirveler, şelaleler, berrak göller ve zengin bitki örtüsü ile eşsiz bir sonbahar manzarasını burada yakalayabilirsiniz. Sislerin ardında kalan dağlarla karşılaşacaksınız. Kaçkarlar’a, Artvin-Yusufeli ve ize-Çamlıhemşin’den ulaşabilirsiniz.
ÇAMLIHEMŞİN
Karadeniz’in tadını çıkarabileceğiniz bir başka yer de Çamlıhemşin. Rize’ye bağlı ilçe eylül ayında oksijen solumak ve kurak bir yazın ardından suya yakın olmak isteyenlere hitap ediyor. Sonbaharda sarı ve yeşilin binbir çeşit tonuyla benzersiz bir görüntüye kavuşan ormanların içinde yürümek, trekking yapmak, Ayder Yaylası’nda dolaşmak için çok iyi bir zaman. Bölgede kalınabilecek küçük ve güzel pansiyonlar var. Ayder Yaylası, romatizmaya iyi gelen sıcak su kaplıcalarıyla da ünlü.
MARDİN
Sonbahar, Mardin’i keşfe çıkmak için harika bir zaman. Tarihi şehrin dar ve yokuşlu ara sokaklarında gezmek, Deyrulzafaran Manastırı’nı görmek, Mardin Çarşısı’nın büyüleyici atmosferinde kaybolmak, Kasımiye Medresesi’nde güneşin batışını seyretmek için ise eylül en iyi ay. Mardin’e gidenler, doğu mutfağının lezzetlerini de tadabilir. Yemekler arasında mahlep şarabı, kuzu budundan içine badem ve sarımsak doldurularak yapılan dobo ve ekşili erik yahnisini tatmalısınız.