Son sözü mahkeme söyledi

İstanbul Boğazı''nın tek adası olan Kuruçeşme Adası''nın sahibiyle ilgili son sözü mahkeme söyledi. Galatasaray Adası olarak da bilinen adanın miras yoluyla sahipleri olduğunu iddia eden 5 ismin Maliye Hazinesi''ne karşı açtığı tazminat davasını mahkeme ''aktif taraf sıfatı yokluğu'' gerekçesiyle reddetti. Mahkemenin bu kararıyla üst kullanım hakkı Galatasaray Kulübü''nde olan adanın sahibinin Maliye Hazinesi olduğu tescillenmiş oldu.

İstanbul'un en köklü ailelerinden biri olan Frankopolos Ailesi'ne mensup Elpida Frankopolos'a, annesi Despina'dan Kuruçeşme Adası'nın yarısı miras kaldı.

İstanbul Barosu'na kayıtlı olarak uzun yıllar avukatlık yapan Elpida Frankopolos, adanın 16 bin 453 metrekare alanı kapsayan 2 parseline hissedar oldu. Frankopoloslar'ın 1980 yılına kadar balık avlama, avlanan balıkların işlenmesi, satışa sunulması ve bu amaçla liman olarak kullandığı adadaki söz konusu hisse, 1980 yılında mahkeme kararıyla Elpida Francopolos adına 'balık tutma alanı'olarak tescil edildi. Mahkeme kararında, adanın işletilmesi ve kiraya verilmesi hakkı ile taş volisi(Balık tutulması) hakkını hissesi oranında süresiz Elpida Francopolos'a verdi.

GALATASARAY'A TAHSİS EDİLDİ

Hazine, 2003 yılında adanın kamulaştırılması için dava açtı. Elpida Francopolos'un kendisine yapılan tebligattan haberi olmadığını ileri sürdüğü davada Kuruçeşme Adası, Maliye Hazinesi'ne verildi. Ardından da ada, Galatasaray Spor Kulübü'ne tahsis edildi. Sosyal tesis ve yüzme havuzu olarak kullanılmaya başlandı.

YUNANİSTAN'A YERLEŞTİ

Yunanistan'a yerleşen Elpida Frankopolos, 2015 yılının Nisan ayında'adaya kamulaştırmasız el konulduğu' gerekçesiyle İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi'ne dava açtı. Galatasaray Spor Kulübü ve Maliye Hazinesi'ne karşı açtığı davada sahibi olduğu taşınmazın bedelini talep etti. Frankopolos davada kiralama ve yararlanma hakkına sahip olduğu halde, mülkiyet hakkını ortadan kaldıran ve adaya el koyan Maliye Hazinesi'nin zararlarını karşılamak zorunda olduğunu ileri sürdü.

DEĞERİ 300 MİLYON TL'NİN ÜZERİNDE

Deniz ve voli mahalli ile 16 bin 453 metrekareyi bulan iki parselden oluşan Kuruçeşme Adası'nın metrekaresi 20 bin TL'den 300 milyon TL'nin üzerinde bir değere sahip olduğunu belirten Frankopolos, hissesine düşen payın kendisine ödenmesini istedi.

İKİ DAVA BİRLEŞTİ

Adanın diğer hissedarları Ahmet Halit Çapaner, Mehmet Vedat Aybar, Mustafa Murat Şeker ve Nurseren Şeker de aynı iddialarla dava açtı. İki dava, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde birleştirildi.

MALİYE ZAMAN AŞIMI VAR

Maliye Hazinesi ise davanın zaman aşımı gerekçesiyle reddini istedi. Adanın iki parselini oluşturan 16 bin 453 metrekarelik alanda yer alan deniz ve voli kısımlarını terkin ettiğini belirten Maliye, 1983 yılında 847 metrekare, 2004 yılında da 1870 metrekareyi mahkeme kararıyla hazine adına tescil ettirdiğini kaydetti.

METREKARESİ BİN TL

Davada atanan bilirkişi de metrekaresi bin TL'den hesaplanması halinde ada ile avlanma ve voli alanının toplam değerinin 16 milyon 453 bin TL olduğunu bildirdi.

MAHKEME: "DAVACILARIN AKTİF TARAF SIFATLARI YOK"

Mahkeme, davacıların voli hakkının daha önce alınan mahkeme kararları ile sona erdiğini belirterek, 'kamulaştırmasız el atma tazminat haklarının bulunmadığına' kanaat getirdi. Tazminat davasını 'aktif taraf sıfatı yokluğu' gerekçesiyle reddetti.

VOLİ YERİ NE DEMEK

Deniz ve iç sularda su ürünleri istihsaline elverişli, sahile bitişik ve sınırları belli su sahaları.

GALATASARAY ADASI

Kuruçeşme semtinde, kıyıdan 165 metre açıkta birkaç büyük kayadan oluşan ada, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz tarafından 1872 yılında Saray Baş Mimarı Serkis Kalfa'ya hediye edildi. Serkis Kalfa, adanın üstüne üç katlı bir köşk inşa ederek buraya taşındı.

Dünyaca ünlü ressam Ayvazovski, 1874 yılında Sultan Abdülaziz 'in davetlisi olarak Kuruçeşme Adası'nda Serkis Kalfa'nın misafiri olmuş ve Padişah'la tanıştırıldı. Ayvazovski, Sultan Abdülaziz tarafından Dolmabahçe Sarayı için sipariş edilen tabloları bu adada yaptı.

1.Dünya Savaşı'ndan sonra ada, Serkis Bey'in varisleri tarafından ' Şirket-i Hayriye Vapur İşletmesi'ne kiraya verildi ve uzun yıllar kömür deposu olarak kullanıldı. Sultan Abdülaziz'in ölümünden sonra tahta geçen 2. Abdülhamit döneminde de Saray Baş Mimarlığı'nı sürdüren Serkis Kalfa(1835-1899) ölümüne kadar adada yaşadı. Bu nedenle ada, 1.Dünya Savaşı yıllarına kadar 'Serkis Bey'in Adası' olarak anılıyordu.