Çeşitli nedenlerle çocuk sahibi olamayan çiftler, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığınca, devlet korumasındaki çocukların aile ortamlarında eğitim, bakım ve yetiştirilme sorumluluğunun paylaşılması amacıyla başlatılan program sayesinde evlat sahibi olurken, uygulamayla aile ortamına kavuşan çocukların psikososyal gelişimi de sağlıklı bir şekilde oluyor.
Bingöl'de yaşayan 47 yaşındaki Ahmet ve 45 yaşındaki Saime Kıtay çiftçi, evliliklerinin 23'üncü yılında uygulamadan faydalanarak, çocuk sahibi olmanın sevincini yaşadı.
Denedikleri bütün tıp yöntemlerine rağmen çocukları olamayan çift, bir süre önce evlat edinmek için Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne başvurdu. Evlat edinmek için yaşları uygun olmadığı için talepleri kabul edilmeyen çift, bunun üzerine koruyucu aile olmak için kurumun kapısını bir kez daha çaldı.
Bu defa talepleri kabul edilen Kıtay çifti, 2 yıl önce 3 yaşında olan Ela'ya koruyucu aile oldu.
- "Kucağıma aldığım ilk andan beri kendi öz evladım bildim"
Ahmet Kıtay, ailede çocuğun önemine değinerek, Ela sayesinde evinin şenlendiğini söyledi.
Çocuk özlemiyle geçen 23 yılın program sayesinde son bulduğuna işaret eden Kıtay, şöyle konuştu:
"Her sabah Ela'yı öperek işe gidiyorum. Onunla vakit geçirmek için iş çıkışı hemen eve dönüyorum. Kendimizi koruyucu aile olarak görmüyorum. Ela'yı kucağıma aldığım ilk andan beri kendi öz evladım bildim. Bu program sayesinde bir evlada kavuştuk. Ela evimizin neşesi, gülü oldu. Evimize renk, mutluluk ve huzur verdi."
Saime Kıtay ise Ela'nın ilk günden itibaren kendisine "anne" diye hitap etmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
Ailelere, uygulamadan faydalanarak devlet korumasındaki çocukları evlerine alma önerisinde bulunan Kıtay, şunları söyledi:
"İlk olarak evlatlık almak için müracaat etmiştik. Yaşımız dolayısıyla kabul edilmedi. Bu sefer koruyucu aile olmak için başvurduk ancak 2 yıl bekledik. Sonra Ela için haber geldi. Allah, Ela'yı bize nasip etti. Ela'yı sevdim. Zaman içerisinde de birbirimize alıştık. Ela ilk günden beri bizi "anne ve baba" diyerek çağırdı. Biz de onu öz evlat olarak bildik, sevdik, o da bizi sevdi."