Somali'ye 1991'de devletin çöküşünün ardından yaklaşık çeyrek asır iç karışıklıklar, kabile çekişmeleri, yolsuzluklar, dış müdahaleler ve sürekli tekrarlanan açlık krizleri damgasını vurdu.
Batı güdümünde geçici hükümet kurma çalışmaları 2006 sonrasında hızlanırken dış müdahalenin doğrudan bir sonucu olarak Şebab örgütü sahneye çıktı.
Uluslararası yardım kuruluşlarının güvenlik gerekçesiyle gidemediği Somali'ye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 2011'de başbakanlığı döneminde kalabalık bir heyetle gitti ve mülteci kamplarını ziyaret etti.
Erdoğan, 2. Dünya Savaşı'ndan beri ülkeyi ziyaret eden ikinci Afrika dışı lider oldu. Ziyaret esnasında, ileride bir bir hayata geçirilecek insani yardımlar, altyapı, kalkınma, temiz su ve hastane gibi kalıcı projeler konusunda önemli adımlar atıldı.
"Örgütün, Türkiye karşıtı söylemleri uzun zamandır bilinmekte"
İHH İnsani ve Sosyal Araştırmalar Merkezi (İNSAMER) Afrika Araştırmacısı Serhat Orakçı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Somali'de faal Şebab isimli silahlı örgütün, Türkiye karşıtı söylemleri uzun zamandır bilinmekte. Hatta önceki yıllarda, Türk resmi ve özel misyonlarına yönelik saldırıların gerçekleştiğini de hatırlıyoruz." ifadelerini kullandı.
Son yıllarda Afrika Boynuzu'ndaki jeopolitik güç çekişmesinde Şebab'ın taşeron rolü üstlendiğine dikkati çeken Orakçı, "Örgüt, Türkiye'yi bu bölgede elimine etmek isteyen farklı güç odaklarına para ve lojistik karşılığı hizmet vermekte. 2011'den beri Somali'ye koşulsuz destek veren Türkiye'nin hedef alınması, terörden beslenen bu odakların Somali'nin istikrar kazanması, kalkınması ve ayağa kalkmasını istemediklerini bir kez daha açıkça göstermekte." diye konuştu.
Somali İstihbarat Kurumu Eski Başkanı ve Somali Meclis Başkanı Danışmanı Abdulkadir Muhammed Nur da "Türkiye, Şebab konusunda Somali hükümetine hem maddi hem de manevi olarak yardım eden tek ülke. Türkiye'nin eğitim, kalkınma ve orduya yaptığı yardımlar, Şebab'ın ve arkasındaki güçlerin hoşuna gitmiyor. Şebab'ın karşı olduğu ve hoşuna gitmeyen şeyleri Türkiye desteklemiş oluyor. Durumun öbür tarafı ise Türkiye'nin inşasını gerçekleştirdiği yollar, Şebab'ın bölgedeki gücünü kırıyor. Topladıkları sözde vergi sistemini zorlaştırıyor. Bundan dolayı Şebab, Türkiye'yi hedefe alıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin Şebab konusunda Somali hükümetine maddi ve manevi olarak yardım eden tek ülke olduğuna dikkati çeken Nur, şöyle devam etti:
"Türkiye'nin eğitim, kalkınma ve orduya yaptığı yardımlar, Şebab'ın ve arkasındaki güçlerin hoşuna gitmiyor. Şebab, başka ülkeler için kullanışlı bir maşa. Buna rağmen Somali, kendisini destekleyen ülkeler ve özellikle Türkiye'nin desteğiyle teröre asla boyun eğmeyecek."
Türkiye'nin bölgedeki felaketlerde üstlendiği rol Somali halkında memnuniyet uyandırdı
Yıllardır iç çatışma nedeniyle yıpranan altyapının ve zarar gören binaların yenilenmesi ihtiyacı başta inşaat, ulaşım ve haberleşme olmak üzere pek çok iş birliği imkanlarına kapı araladı. Bu sebeple bölgede havalimanı, liman, şehirlerarası yollar, altyapı ve bazı kamu binalarının inşası ve işletmesinde Türk firmaları önemli görevler üstendi.
Türkiye'nin Somali'de açtığı eğitim merkezinde ve Türkiye'de polis, asker ve istihbaratçı eğitimlerini gerçekleştirmesi örgütte ciddi rahatsızlıklara sebep oldu. Terör örgütü, Türkiye'yi zaman zaman Somali'nin iç siyasetine karışmakla ve ülkeyi ekonomik yönden sömürmekle suçladı.
Somali'de asker, sivil yüzlerce kişinin öldüğü saldırılarda batı sessiz kalırken; Türkiye, saldırıları ilk anda kınayan, gerek başkentteki Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesi gerekse Sağlık Bakanlığının ambulans uçaklarıyla yaralıların tedavisiyle ilgilenen ülke oldu.
Türkiye'nin bölgedeki felaketlerde üstlendiği rol ve hızlı kalkınma hamleleri, Somali halkında büyük memnuniyet uyandırdı.
Türkiye'nin Somali'ye destek vermeye başlaması ve ülkede art arda kalkınma hamleleri başlatması, halk için bir umut olurken; bu durum Somali halkı yerine El Kaide çıkarlarını gözetmeye başlayan Şebab örgütünde ciddi rahatsızlık uyandırdı.
Örgüt, Türkiye'ye karşı olduğunu ve Türkleri hedef alacağını defalarca ilan etti. Bu yüzden Türkiye'nin askeri eğitim merkezi, Türkiye Büyükelçiliği, Türk kurumları, inşaat ve altyapı başta olmak üzere farklı sektörlerde çalışan Türk vatandaşları, terör örgütünün açık hedefi haline geldi.
Türkiye elçiliğine 2013'te yapılan bombalı saldırı ise bunun en somut göstergesiydi.
Türkleri hedef alan saldırılar
Türkiye'nin ülkedeki etkinliğinden rahatsızlık duyan terör örgütü Şebab, Türk hedeflerine saldırılarını son aylarda artırdı. Somali'nin başkenti Mogadişu ile Afgoye yolunun yapımını üstlenen bir Türk müteahhitlik firmasının şantiyesine hafta sonu düzenlenen bombalı saldırıda, Türk vatandaşlarını koruyan 3 Somalili asker hayatını kaybetti, 6'sı Türk vatandaşı 20 kişi yaralandı.
Somali'de 14 Ocak'ta yol kenarına yerleştirilen bir bombanın infilak ettirilmesi sonucu, bir inşaat firmasında çalışan Türk vatandaşlarını koruyan 3 Somalili asker hayatını kaybetti, 2'si yaralandı.
Başkent Mogadişu'da da 28 Aralık'ta gümrük merkezi yakınlarında bomba yüklü aracın infilak ettirildiği saldırıda, 2'si Türk vatandaşı 90'dan fazla kişi hayatını kaybetti. Saldırıları, terör örgütü Şebab üstlendi.
Geçen sene mayısta Mogadişu'da aracına yerleştirilen bombanın infilak etmesi sonucu bir Türk mühendis hayatını kaybetti.
Mogadişu'da eylülde Türkiye Maarif Vakfına ait araca yapılan bombalı saldırıda 3 kişi yaralandı. Somali'de Türk Büyükelçiliği ek binasına yönelik 2013'teki bombalı saldırıda 1 özel harekat polisi şehit oldu, 2'si yaralandı. Nisanda Kızılay yardım konvoyuna yapılan saldırıda 5 Somalili yardım görevlisi öldü, 4 Türk de yaralandı.
"Türkler bizim kardeşlerimiz, kanları kanlarımız"
Mogadişu'da yüzlerce kişi ocak ayının başında terör örgütü Şebab'ın saldırılarına karşı tepki yürüyüşü düzenledi. "Türkler bizim kardeşlerimiz, kanları kanlarımız" yazılı pankartlar taşıyan kalabalık, halka Şebab üyelerini güvenlik güçlerine ihbar etmeleri çağrısında bulundu.
Göstericiler, Türklerin dost millet olduğunu ve Türkleri "işgalci" olarak nitelendirenlerin yanlış yaptığını vurguladı.
Somali Dışişleri Bakanı Ahmed İsa Avad, geçen sene nisanda yaptığı açıklamada, Türkiye'nin ülkesine verdiği destekten övgüyle söz ederek, "Türkiye, Somali'nin en büyük stratejik ortağı" ifadelerini kullanmıştı.
Avad, ülkesinin Katar ve Türkiye aleyhinde hiçbir ittifak ya da blokta yer almayacağını ve Türkiye karşıtlığını reddeden tutumu karşısında bölgedeki bazı ülkelerin, Somali'nin bölgesel rolünü sınırlandırmaya çalıştığını söylemişti.
Türkiye'den Somali'yi ayağa kaldıran adımlar
Türkiye, Somali ile ilk diplomatik ilişkilerini 1979'da Mogadişu'da büyükelçilik açarak kurdu. Ülkedeki iç savaş nedeniyle 1991'de kapatılan büyükelçilik, 2011'de yeniden açıldı. Türkiye'nin Somaliland'daki Hargeysa Başkonsolosluğu ise 2014'te faaliyete geçirildi.
Büyükelçiliğin yeniden açılmasıyla diplomatik ilişkilerin hızlanması ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde 19 Ağustos 2011'de ülkeye yaptığı ziyaret, Türkiye'nin Somali'nin refah ve barışa kavuşması için atılan öncü adım oldu.
Uluslararası toplumun dikkatini ülkede yaşanan büyük kuraklığa çekmek ve Somali halkıyla dayanışma içinde olmak amacıyla Erdoğan'ın yaptığı bu ziyaretin ardından, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Kızılay ve sivil toplum kuruluşlarının (STK) katkılarıyla Türkiye'nin en büyük yurt dışı yardım operasyonlarından biri başladı.
Türkiye, 2011'den bu yana insani yardım ve kalkınma alanında Somali'ye 1 milyar doları aşan yardımda bulundu. Ülkeye Türkiye'nin eğitim, sağlık, ulaştırma ve güvenlik alanlarındaki yardımları, kurumsal sistemlerin oluşturulması ve altyapı açısından Somali'nin yeniden inşa sürecine büyük katkıda bulunuyor.
Somali'nin kara gün dostu Türkiye
Türkiye, bir yandan kuraklık ve gıda kaynaklarının kıtlığı, diğer yandan terör saldırılarıyla mücadele eden Somali'nin her alanda yanında olmaya devam ediyor.
Ekonomik yetersizlikler nedeniyle sağlık hizmetlerinin sağlanamadığı ülkeye Türkiye, 2015'te tam teşekküllü Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesini kazandırdı.
Ülkedeki ekonomik hayatın canlanması için hayati öneme sahip liman ve havalimanlarının inşasında, işletmesinde de Türk firmaları önemli rol oynuyor.
Somali'nin ekonomik kalkındırılması ve devlet kurumlarının yeniden inşasına yönelik yardımlar da devam ediyor. Ülkenin farklı bölgelerinde eğitim, sağlık, belediye, altyapı ve su kuyuları gibi çeşitli alanlarda çok sayıda kalkınma projesi hayata geçirildi. Türk özel sektörü de Somali'ye yatırım yapması için teşvik ediliyor.
Öte yandan Somali'deki Türk üssü TURKSOM'un konsolide, disiplinli ve fedakar bir Somali Ulusal Ordusu'nun kurulması amacıyla askeri desteği de sürüyor. Söz konusu eğitim merkezinde, Somali polis özel harekat personeli eğitim görüyor.
Ülkedeki istikrarsızlık nedeniyle uluslararası havayollarının uçuş hattı açmaya çekindiği bir ülke olan Somali'ye Türk Hava Yolları (THY), 2012'de seferler düzenlemeye başladı. Uzun yıllar ülkeyi dünyaya bağlayan tek hava yolu şirketi THY oldu.
Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığınca (YTB) yürütülen "Türkiye Bursları" programıyla 446 Somalili öğrenci, Türkiye'de yüksek öğrenim görüyor. Şimdiye kadar 304 Somalili öğrenci, Türkiye burslarından yararlanarak mezun oldu. 1992'den bugüne kadar ise bin 92 Somali vatandaşı, hükümet burslarından yararlanarak Türkiye'de yükseköğrenim gördü.
Somali'de 2017'den bu yana faaliyet gösteren Yunus Emre Enstitüsü (YEE), Mogadişu'daki merkezinde şimdiye kadar 3 bin 500'den fazla kişiye Türkçe eğitimi verdi. Türkiye Maarif Vakfı Okulları da Mogadişu ve Hargeysa'daki okullarıyla geleceğin liderlerini ve profesyonellerini eğitmeye devam ediyor.
Şebab, 2011'den beri Somali'nin güneyine hakim
Somali'nin istikrar kazanması ve güvenliğin yeniden tesis edilmesinde ciddi bir engel teşkil eden, onlarca bombalı terör saldırısının faili Şebab, Somali'de operasyon kabiliyeti en güçlü örgüt. Ülkenin güney bölgeleri neredeyse tamamen örgütün kontrolü altında bulunuyor.
İntihar ve silahlı saldırılarla adam kaçırma gibi eylemleriyle dikkati çeken örgüt, "vergi" adı altında yerel halktan da düzenli haraç topluyor.
1990'larda "çökmüş devlet" olarak sınıflandırılan Somali'de uzun süre devlet otoritesinin tesis edilememesiyle oluşan otorite boşluğu silahlı örgütlerce doldurulurken; insani krizlere açık hale gelen ülkede 1992 ve 2011'de yaşanan büyük gıda krizlerinde yarım milyondan fazla insan hayatını kaybetti.
Ülkedeki en büyük terör saldırısı ise 2017'de Mogadişu'da toplu taşıma araçlarının bulunduğu istasyon yakınlarında bomba yüklü kamyonla gerçekleştirildi. İntihar saldırısında bir otel yıkılırken, 512 kişi ölmüş, 316 kişi yaralanmış, 62 kişi ise kaybolmuştu.