EKİN GÜN / ANKARA
Bundan yaklaşık üç ay önce Türkiye siyasi tarihine yeni bir parti katıldı. Eşitlik ve Demokrasi Partisi ile Yeşiller Partisi bütünleşerek Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'ni oluşturdu.Yeni bir anlayışla, alışılageldik solun dışındaki politikalarıyla ve kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerle kurulan partinin eş sözcülüklerine Arif Ali Cangı ile Sevil Turan seçildi.
Milat'a açıklamalarda bulunan Eş Sözcü Arif Ali Cangı Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'ni şu şekilde tanımladı: "Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, özgürlük sol siyasetin taşıyıcılığı görevini üstlenen EDP'nin, yeşil politikaların taşıyıcısı olan Yeşiller Partisi'nin ve her iki partide yer almayan eşitlikçi, özgürlükçü, demokrat ve ekolojist bir siyasetten yana olanların kurduğu bir parti."
AK Parti Hükümeti'nin başlattığı Çözüm Süreci'ne destek verdiklerini belirten Arif Ali Cangı bu süreç dahilinde atılması gereken adımları şu şekilde aktardı: "Birincisi, güven arttırıcı adımlar geliştirilmelidir. Yasal ve anayasal alanda, yargı ve idari konularda yapılacak yeni ve demokratik düzenlemeler ve bu konularda sürdürülecek çalışmalar AK Parti Hükümeti'nin yaklaşımını ve siyasi tercihlerini ortaya koyacaktır. İkincisi, Meclis'te siyasal ve yerel yönetimler alanında konunun muhatabı olan BDP Vekilleri ile diyalogun geliştirilmesi, yıkılmış köprülerin tekrardan kurulması önemlidir. Üçüncüsü ise doğrudan toplumu ve halkları ilgilendiren sivil toplum kuruluşlarının, meslek örgütlerinin, sendikaların, aydın, yazar, akademisyen çevrelerin ve siyasal partilerin toplumda barış ortamını geliştirecek çalışmalarını kolaylaştırmaktır. Biz de Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi olarak barış ve demokratik çözüm sürecinde üzerimize düşen bütün adımları atmak; eşitlik, gönüllü birlik ve şiddetsiz çözüm adımlarını geliştirmek için imkanlarımızı sunmak kararlılığındayız."
Darbeler suç olarak kabul edilecek
Aynı zamanda 12 Eylül Davası'nın müdahil avukatlarından biri olan Arif Ali Cangı "12 Eylül davasından mahkumiyet kararı çıkmasını çok önemsiyoruz, bunun için çaba harcıyoruz. Çünkü bu mahkumiyet aynı zamanda 12 Eylül darbesinin suç olarak kabul edilmesi anlamına gelecektir. 12 Eylül aşılmadan bu ülkeye demokrasinin gelmesi mümkün değildir. Tarih bize Berfo Ana'nın oğlunun mezarına dahi ulaşamadan ölmesi bakımından, demokrasiden yana olan vicdan sahibi herkese 12 Eylül'den hesap sorma sorumluluğunu yüklemektedir" dedi.
Başörtüsü ayrımcılığı son bulsun
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi'nin diğer sol partilere benzemediğini, başörtülü bir kişinin partilerinde eş sözcülük görevinde dahi rahatlıkla bulunabileceğini belirten Arif Ali Cangı sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Kamu hizmeti sunanlar, inanç ve kültürel kimliklerini gizlemek zorunda olmamalıdır. Kamusal alanda hizmet alan yurttaşlar da kılık kıyafetlerinden ötürü ayrımcılığa uğramamalıdır. Yüksek öğretim kurumlarında bütün öğrenciler kamu hizmeti alan yurttaştırlar, bu kurumlarda öğrencilere, başörtüsü dahil herhangi bir yasak uygulanmamalıdır. Hiç kimse dini inancı ya da yaşam biçimi nedeniyle ayrımcılığa uğramamalıdır. Bu düşüncemizi öncelikle partimizde hayata geçirmekte kararlıyız."