Sokak çağrısı sorumsuzluktur

HDP, Kobani için 1 Kasım'da düzenlenecek küresel eyleme destek çağrısı yaptı. Peşmerge ve ÖSO Kobani'ye geçtiği anda HDP'nin sokak çağrısı yapmış olması kafalarda soru işareti bırakıyor. HDP'nin 6-7 Ekim'de yapmış olduğu çağrı ile 42 kişi hayatını kaybetmişti. Yaralar bu kadar tazeyken 'bir kez daha' vurgusu yapılarak eylem çağrısı yapılması tepkilere neden oldu.

EZGİ ÇELİK ANKARA

HDP'nin yaptığı çağrıda "Direnişin başından beri Kobane'ye desteğini sunan halklarımızı, 1 Kasım'da bir kez daha sokağa çıkarak küresel eyleme güç vermeye çağırıyoruz" dendi. Kobani eylemleri ile 42 kişinin ölümüne neden olan HDP yine şiddete davet ediyor. HDP'nin sokak çağrısına aydınlar 'sorumsuzluk' olarak değerlendirdi.

"Çok büyük bir sorumsuzluk ve kötü niyet örneğidir''

Gazeteci-Yazar Ahmet Kekeç, "HDP'nin yapmış olduğu çağrıyı tamir girişimi olarak değerlendiriyorum. Ama diğer taraftan HDP milletvekili Aysel Tuğluk'un açıklamaları bunun başka bir boyutunun olabileceğini de düşündürüyor. Türkiye'de ki speküler ulusalcı kesimi kendi davaları etrafında ya da kendi itirazları temelinde meydana koymaya çalışıyor. Ben bu tutumun çözüm karşıtlarına yontulacak bir durum olduğunu düşünüyorum. HDP içinde de PKK içinde de Çözüm Süreci'ne kuşkuyla bakan hatta sürecin bitmesi için çabalayan birçok unsur var. Bu unsurların harekete geçirdiği bir çağrıya da dönüşebilir. Kobani'den tahliye edilen insanlara Türkiye Cumhuriyeti Devleti bakıyor. 150 bini aşkın insanı ağırlıyor. Kobani'de savaşan unsurlara Türkiye üzerinden giden yardımlar söz konusu, savaşan unsurların tedavisi de Türkiye'de yapılıyor. Türkiye Peşmergelerin geçişine de izin verdi. Hükümet Kobani için elinden gelenin fazlasını yapıyor. Bu eylemlerin Kobani hassasiyetine dayandırılması kötü bir niyet olduğunu gösteriyor. Sokağa inin çağrısı 'tamir' işlevi görse de çok büyük bir sorumsuzluk ve kötü niyet örneği olduğunu düşünüyorum'' ifadelerinde bulundu.

"Kan gövdeyi götürsün istiyorlar''

1 Kasım için yapılan çağrının devlet tarafında ihbar kabul edilerek bu konudaki her türlü istihbarat önlemini alması gerektiğini belirten Gazeteci-Yazar Cem Küçük ise "42 vatandaşımız öldü. O nedenle devletin bu konuda her türlü önlemi alması gerekir. Bunun Çözüm Süreci'ne yönelik bir hareket olduğu ve yine Öcalan'ı devre dışı bırakmak amacıyla yapılan bir eylem olduğu konusunda hiç kimsenin şüphesi olmasın. Öcalan devre dışı kalsın, Çözüm Süreci bitsin Türkiye yine 90'lı yıllara dönerek kan gövdeyi götürsün isteniyor. Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa barış için bu kadar çok yakın bir sürece geldik. Ama bunu bitirmek için her şey planlanıyor. Barışı isteyenlerin sokak çağrılarından uzak durması gerekir. Devlete çağrım bu işleri bir an önce ihbar kabul ederek her türlü gereken tedbirleri almalıdırlar. Eğer sebep Kobani ise Türkiye üzerine düşeni yapıyor'' dedi.

"Sokağa çıkın demek 6-7 Ekim'in tekrarını yapın demektir''

Gazeteci-Yazar Fadime Özkan şunları söyledi: 6-7 Ekim olaylarından önce HDP'nin yaptığı çağrının nasıl bir sonucu olduğunu gördük. Onlarca insan can kaybetmişken şiddetin nasıl teröre dönüştüğünü gördük. HDP'nin bir kez daha aynı şekilde sokak çağrısında bulunması üstelik şiddetsizlik bağlamında bir vurgu olmayınca bunun altında sorumsuzluktan öte bir kasıt haline dönüştüğünü düşünüyorum. Dolayısıyla burada devletin, polisin, emniyetin, mülki amirlerin, sivil toplumun ve halkın dikkatli olması gerektiğini bunun açık bir provokasyona dönüştüğünü hatırlatma ihtiyacı duyuyorum. HDP'ye ve bütün Kürt siyasi hareketlere de bunun hayır getirmeyeceğini hatırlatma ihtiyacı duyuyorum. Dolayısıyla elbette bir protesto demokratik bir hak ve bu hakkı kullanmak istiyorlar."