İranlı Ramin Saeidi, Ambargo TV adına çeşitli sosyal medya hesaplarından yapılan paylaşımların talimatını Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan aldığını söyledi.
İçeriği Özdağ belirliyordu"Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme", "Halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" gerekçesiyle "Muhbir", "Aykırı" ve "Haber Report" gibi sosyal medya hesaplarının yöneticileriyle birlikte gözaltına alınan Ambargo TV'nin İran kökenli çalışanı Ramin Saeidi'nin ifadesi ortaya çıktı.
Saeidi'nin ifadesinde talimatları Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'dan aldığını itiraf ederek, "Yapılan paylaşımların içeriğini ben belirlemiyordum. Bana direk Ümit Özdağ tarafından talepte bulunuluyordu. Ben bu talepler doğrultusunda videoların kurgu ve edit işlemlerini yapıp benden istenildiği şekilde kendilerine gösteriyordum." dedi.
Onlar onayladıktan sonra paylaşıyordumOnay aşamasının akabinde videoları paylaştığını da itiraf eden Saeidi, "Onların onayı sonrasında belirtmiş olduğum sosyal medya platformları üzerinden paylaşımlarını gerçekleştiriyordum.
Yapmış olduğum video kurgu ve editlerin teyidini ben almıyordum. Ben sadece benden istenildiği şekilde düzenleme gerçekleştiriyordum." İfadelerini kullandı.
Operasyonda 8 kişi tutuklanmıştıNefret operasyonu kapsamında, Aykırı'nın Genel Yayın Yönetmeni Batuhan Çolak ile Muhbir'in yöneticisi Süha Çardaklı ve Ambago TV yöneticisi Ramin Saeidi de dahil olmak üzere 8 kişi tutuklanmıştı.
Yalan makinesi ÖzdağZafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın asrın felaketinin yaşandığı ilk günlerinde 'Suriyeli hırsız' yalanını ortaya atmıştı. Özdağ daha sonra paylaşımını apar topar silmek zorunda kalmıştı.
Özdağ'ın hedef gösterdiği Abdulbaki Bozdağ isimli genç, "Ben Türk Vatandaşıyım. Hırsız hiç değilim, ben Diyanet Vakfı'nda hafız biriyim" ifadelerini kullanmıştı. Özdağ yine deprem sürecinde, AK Partili olmayanlara yardım yapılmadığı yalanını da ortaya atmıştı.
Suçun yaptırımları nedir?Kanunlar tarafından yanlış veya zararlı olduğu için ceza tehdidiyle yasaklanan ve bazı durumlarda cezalandırılabilen davranıştır. Genel olarak suç, saptanan ve saptanamayan suçlar olarak ikiye ayrılır. Saptanamayan suçların gerçekleşip gerçekleşmedikleri belirsiz olduğu veya kanıtlanamadıkları için cezalandırılmaları söz konusu değildir.
Her suç adli mercîlere yansımaz, bu yüzden kanunî suç ve gerçek suç oranları arasında hep fark vardır VÖrneğin sokaktaki iki kişinin birbirine hakaret etmesi kanunen suçtur, ancak ilgili kişilerin aralarındaki arkadaşlık bağı, şakalaşma vb. çeşitli saiklerle bunu ihbar etmemesi, bir kişinin çevrede kimse yokken vandallık yapıp kayıplara karışması veya tacize uğrayan şahsın korktuğu için şikâyette bulunmaması suçun karanlıkta kalmasına sebep olur.
Gerçek suçluluk ile bilinen suçluluk miktarları arasında bu farka "suçta karanlık alan" adı verilir. Ayrıca, hiçbir ülkedeki suç istatistikleri o ülkedeki gerçek suç dağılımını vermez; daha az suç işlenen bir ülkedeki ihbar sayısı, daha çok suç işlenen bir ülkedeki ihbar sayısından daha yüksek olabileceği gibi bu, daha az suç işlenen ülkenin gerçekte daha fazla suç işlenen ülkeden daha fazla suç işleniyormuş gibi görünmesine sebebiyet verebilir.
Kaynak: Sabah Gazetesi