Siyonizmin kalbine saplı İslam hançeri: 'Mescid-i Aksa'

Hz. Ömer'in emaneti, Selahattin Eyyubi'nin gözbebeği, Kanuni'nin sadakati, Sultan Abdülhamid'in namusu Kudüsu2026 Kadim topraklarında Allah'ın elçilerinin ve İslam öncülerinin berzah uykusunu uyuduğu Kudüs'e gerçekleştirdiğimiz yolculuk bizi biz yapan tarihimize götürdü.

ÖZLEM DOĞAN'IN KALEMİNDEN...

Aslında sadece çocuklar anne sevgisinden mahrum, baba şefkatinden yoksun kalmaz. Şehirler de küçük bir yetim ve öksüz gibi kalabalıkların içinde yapayalnız kalabilir. Tıpkı Halife Hz. Ömer'den, Şanlı İslam komutanı Selahattin Eyyubi'den, son hami ve son ailesi Osmanlı'dan ayrılan Kudüs gibiu2026 Müslümanların ilk kıblesi, Peygamberler yurdu, Osmanlı'nın işgal altındaki son toprağı bu kadim şehrin kapılarından içeri girip esaretinin hüznü yanında vakarlı duruşuna şahitlik etmek için Mirasımız Derneği öncülüğünde ve Gazeteci Halis Mutlu'nun mihmandarlığında gazetecilerden oluşan grubumuzla yola revan olduk. Anlatılmakla anlaşılmayacak kadar büyük bir zenginliğe sahip bu topraklarda müşahede edeceğimiz en küçük bir ayrıntı bile hafızalarımıza silinmez bir iz, bir değer katacaktı.

İlk adım ilk İsrail propagandası

Ben Gurion Havaalanı'nın duvarlarındaki sahte sevgi gösterilerinden müteşekkil İsrail propagandası içeren tablolar ve İbranice yazılar, işgal haritasının en bariz örnekleri olarak gözümüzün önündeydi. Gerekli işlemlerin ardından Doğu Kudüs'e doğru ilerlerken düşündüm de; tarih boyunca bu kutsal bölge kimin elindeyse dünyaya da onlar hükmetmişti. Bu topraklardan Haçlılar da gelip geçti Müslüman topluluklarda. Osmanlı'nın tarih sahnesinden çekilişiyle birlikte yaşanan işgaller neticesinde kalbinden prangalanan bu kutsal şehrin damarlarında şüphesiz hala İslam'ın asaleti dolaşıyor. Fakat Kudüs davasından bihaber yaşayan dünya üzerindeki diğer Müslümanlar bundan ne derece haberdar, belirsizu2026

Bir tramvayın iki ayrı yakası

Her taşında ayrı bir tarih yatan ve ecdadımızdan kalan eserlerle İslam adına mühürlenmiş Kudüs'ü çevreleyen surlar geçmişe ardına kadar aralanmış bir kapı gibi adeta. Hayallerle gerçeklerin, dünle bugünün kavuştuğu Filistin toprakları beşli bir yapıdan oluşuyor. İlk bölümü İsrail ismiyle nitelendirilen 1948 işgal toprakları, ikinci bölümü ise kendi içerisinde tamamen özgür olan Gazze şeridi. İsrail Gazze'den içeri giremiyor ama bölge abluka altında. Batı Şeria Mahmut Abbas yönetiminde fakat İsrail askerleri istedikleri eve girip rahatlıkla baskın yapabiliyor. Kudüs uluslararası kanunlarda Filistin'in işgal edilen toprağı olarak tanımlanıyor. Doğu Kudüs Filistin'in başkentiyken Batı Kudüs İsrail'in toprağı olarak adlandırılıyor. Batı ve Doğu Kudüs'ü birbirinden bir tramvay hattı ayırıyor. Mescid-i Aksa statü olarak Ürdün Vakıflar Bakanlığı'na bağlı. İsrail'in kontrolünde değil. Sadece dış kapılarında İsrailli askerler görevli.

"İsrail'in meşruiyetini tanımıyoruz"

Kudüs'ün toplam nüfusu yaklaşık 900 bin ve bu rakamın 350 bini Müslümanlardan oluşuyor. İsrail vatandaşlığını kabul etmedikleri için kimlik sahibi değiller. Ürdün ya da İsrail oturma izni verirse okuyabiliyorlar veya yurt dışına çıkabiliyorlar. İsrail Müslümanlara vatandaşlık vermek istiyor ama 'İsrail kimliğini kabul etmek, işgal devletinin meşruiyetini kabul etmek demektir' düşüncesiyle Müslümanlar bu teklifi reddediyor. Kudüs'te Papa Sopranos'un torunlarından 50 bin yerli Hıristiyan nüfus yaşıyor ve kendileriyle ilgilenilmediği için dünya Hıristiyanlarını sevmiyorlar. Müslümanlara karşı hoşgörülü olan bu topluluk ezan yasağı sırasında çan kulelerinden ezan okutmuştur. Ayrıca Kudüs'te Türkiye'den gelen ciddi bir Hıristiyan nüfus da bulunmaktadır.

Aksa'da ilk ezan Bilal-i Habeşi'den

Peygamberimizin Beytü'l Makdis olarak adlandırdığı Mescid-i Aksa'nın adı Kuran'ı Kerim'in İsra Suresi birinci ayetinde zikredilmiştir. Bu kutsal ibadetgahta ilk ezanı ise Bilal-i Habeşi okumuştur. Mescidi-i Aksa'yı ilk olarak Hz. Adem inşa etti. Zaman içerisinde talana uğrayıp yıkılsa da tüm peygamber ve sultanlar Mescid-i Aksa'yı yeniden bina ettiler. Peygamberimizin anlatımlarına göre surlarla çevrili alanı belirleyen ise Hz. Ömer'dir. Kanuni Sultan Süleyman zamanında inşa edilen ve şehri çevreleyen surlar, siyonizmin kalbine saplanmış bir İslam hançeri gibi hala dimdik ayakta duruyor.

Kayıp sandığın izindeler

İsraillilerin Hz. Süleyman'ın yaptığı mabetten kalan tek parça olduğuna inandıkları, onların deyimiyle Ağlama Duvarı bizim söylemimizle Burak Duvarı civarında Mescid-i Aksa'nın altında bir sinagog ve bir de müze var. Yahudiler, içinde Hz. Musa'ya verilen sahifelerin bulunduğu ve elde ettiklerinde tekrar kaybettikleri güce erişip Süleyman tapınağını çok daha rahat inşa edeceklerine inandıkları kayıp bir sandığı arıyorlar. Bu yüzden de Aksa'nın altında durmadan kazı yapıyorlar.

Boynu bükük Megaribe kapısı

Yahudi işgalciler 1967 yılına kadar Müslümanlara ait olan Megaribe Mahallesi'nde halkın evlerini başlarına yıkarak Burak/Ağlama duvarını açmışlar ve bu kadim mahalleyi Yahudileştirmişler. Mescid-i Aksa'nın etrafında on beş kapı var bu kapılardan beşi kapalı. Bu kapılardan biri olan ve Müslümanların girmesinin yasak olduğu Megaribe kapısının anahtarı şu an Yahudilerde ve baskınları oradan gerçekleştiriyorlar. Diğer kapıların kontrolü ise Filistinli Müslümanlarda.

Kanuni ve Hürrem Sultan'ın hayır hasenatları hala yaşıyor

Kanuni'nin imar ve inşası için bizzat Mimar Sinan'ı gönderdiği, şehrin dışına ve Aksa içerisine kurdurduğu su havzasının çeşmesi mevcut olsa da havzanın yerine spor kompleksi yapılmış. Kanuni'nin eşi Haseki Hürrem Sultan'ın zaviyesi de hala hizmet vermeye devam ediyor lakin bağışların azalmasından dolayı hayır hasenatlarının miktarı sınırlı ölçüde. Kudüs'e en çok hizmet götüren ve yolladıkları fermanlarda 'Kudüs'ün hizmeti Hz. Ömer ve Melik Selahattin'in tasarrufları doğrultusunda yürüyecektir' ifadesi yer alan padişahlar Kanuni Sultan Süleyman, 4. Murat, Sultan Abdülmecid, Sultan Abdülaziz ve Sultan Abdülhamid'dir. Bununla birlikte Kadim Kudüs'teki 4 bin evin tamamına yakını Osmanlı ve Memlükler'den kalma.

YARIN: KADİM MİRASIMIZ KUDÜS