Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin AB katılım müzakerelerinde gelecek ay açılması planlanan Bölgesel Politikalar faslıyla ilgili "Bir çiçekle bahar gelmez" atasözünü hatırlatarak, diğer fasıllardaki siyasi engellerin kaldırılmasını istedi.
Türkiye ile AB arasındaki en üst düzeyli karar organı niteliğinde olan Ortaklık Konseyi'nin 51'inci toplantısına Davutoğlu, AB Dönem Başkanı İrlanda'nın Başbakan Yardımcısı, Dışişleri ve Ticaret Bakanı Eamon Gilmore ve AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu Üyesi Stefan Füle katıldı.
Davutoğlu, düzenlenen ortak basın toplantısında, "Ortaklık Konseyi'nin 51'inci toplantısını yaptığımızı özellikle vurgulamak istiyorum. 1963 Ankara Anlaşması'ndan beri yarım asırı geride bıraktık. AB üyeliği yarım asırdır stratejik hedefimiz oldu ve böyle kalmaya devam edecek" dedi.
Türkiye -AB ilişkilerinin bugün herzamankinden daha önemli hale geldiğini belirten Davutoğlu,AB tarafının da bu konuya stratrejik yaklaşmasını beklediklerini dile getirdi.
Davutoğlu, Türkiye'nin bugün tüm dünyada, uluslararası meselelerde önemli oyunculardan biri olarak kabul edildiğini, çok dinamik bir ekonomiye sahip olduğunu ve her alanda demokratik ilkelere istikrarlı şekilde bağlı kaldığını vurguladı.
Ahmet Davutoğlu, "Türkiye AB üyeliğini hakettiğine ve uluslararası sistemin Türkiye'nin AB üyeliğine herzmanakinden daha fazla ihtiyaç duyduğuna inanıyoruz. Türkiyeli bir AB'nin sesinin dünyada daha gür çıkacağına ve daha etkin olacağına inanıyoruz" ifadesini kullandı.
AB sürecinde gelecek ay açılması öngörülen Bölgelel Politikalar faslıyla ilgili "Bir çiçekle bahar gelmez" diyan Davutoğlu, AB üyelerinin siyasi nedenlerle engelledikleri 17 fasılı da müzakerelere açmalarını istedi. Davutoğlu, "Aksi halde bu hızla ilerlemeye devam edersek bu süreci tamamlamak için bir yarım asır daha beklemek zorunda kalırız. Dünya değişirken Türkiye ve AB arasında çok daha dinamik ilerleyen bir ilişkiye ihtiyaç var" şeklinde konuştu.
Vize sorunu
Dışişleri Bakanı Davutoğlu, "AB'nin Türk vatandaşlarına vizesiz seyahet hakkı getirme konusunda zaten geç kaldığını ve bunun artık bir zorunluluk arzettiğini" söyledi. Davutoğlu, 17 yıldır Gümrük Birliği'nde olan Türkiye'nin mallarının AB'de serbest dolaşırken vatandaşlarının bu haktan mahrum kalmalarının kabul edilemeyeceğini vurguladı.
AB ile vize müzakerelerinin 2009 yılında başladığını ve o dönemde kendilerinden istenen biyometrik pasaport, entegre sınır yönetimi ve geri kabul anlaşması şartlarının yerine geldiğinin altını çizen Davutoğlu, "Beklentimiz, bu sürecin mümkün olduğunca hızlı ilerlemesi ve geri kabul anlaşmasıyla vize muafiyetinin eşzamanlı uygulanmasıdır" dedi.
Davutoğlu, geçen yıl paraflanan ve imzalanmayı bekleyen Geri Kabul Anlaşması'nı vize muafiyeti olmadan uygulamalarının belenmemesini istedi.
Ahmet Davutoğlu, Gümrük Birliği'ne dahil olan Türkiye'nin otomatikman AB'nin üçüncü ülkelerle imzaladığı serbest ticaret anlaşmalarının (STA) bir parçası olması gerektiğini, aksi halde adil rekabetten sözadilemeyeceğini kaydetti. Davutoğlu, özellikle AB ve ABD arasında başlayan STA sürecine paralel olarak Türkiye ve ABD arasında benzer müzakereler yürüteceklerini belirtti.
Suriyeli muhaliflere silah ambargosunu kaldırın
Ahmet Davutoğlu, Brüksel'de toplanan AB dışişleri bakanlarına, Suriyeli muhaliflere silah ambargosunu kaldırmaları çağrısında bulundu.
Davutoğlu, Suriye ve Ortadoğu'da halkların ana talebinin demokrasi, insan hakları, insan onurunun korunması, ifade ve basın özgürlüğü, örgütlenme ve gösteri yapma özgürlüğü olduğunu, Tunus ve Mısır'daki devrimlerin bu talepler ekseninde gerçekleştiğini hatırlattı. Bu değerlerin AB ve Türkiye tarafından da paylaşıldığını belirten Davutoğlu, Ortadoğu'da demokrasinin, adil ve serbest seçimlerin ve tüm bu özgürlüklerin yayınlaşması ve uygulanması halinde bundan AB ve Türkiye'nin kazançlı çıkacağını ifade etti. Davutoğlu, "Eğer bugün Suriye halkına ihtiyaç duydukları güçlü desteği vermede çekimser kalırsak değerlerimizle çatışan otokratik eğilimler baskın çıkar ve bölgede istikrarsızlık riski daim kalır" uyarısında bulundu.
Suriye halkına destek verme ve Esed rejiminin katliamlarını durdurma vaktinin gelip geçmekte olduğunu kaydeden Davutoğlu, "Suriye halkına silah ambargosunun kaldırılmasını kesinlikle destekliyorum, çünkü meşru müdafaa hakları vardır. 2 yıldır ağır silahlarla, uçaklarla, Scud füzeleriyle, kimyasal silahlarla saldırıya uğrayan bir halk sözkonusu. Eğer bunları önlemiyorsak en azından meşru müdafa haklarını tanımalıyız" dedi.