'Sırtımızı Hakka ve halka dayıyoruz'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Sırtını bir yerlere dayayanlar, bunların bedelini ödemeye devam edecekler. Biz sırtımızı hakka ve halka dayıyoruz, farkımız bu.' dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATO Congresium'da 5. Esnaf ve Sanatkarlar Şurası'nda konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Başbakanlık görevine geldiğim günden beri kamuda çalışma sistemini, devlet memuriyeti anlayışını değiştirmek için çok çalıştım ama pek az mesafe aldım diyebilirim. Niye? Anayasa değişikliği gerektiriyor. Ancak vazgeçmiş değiliz. Bu konuda yaptırdığım çalışmalar sayesinde Başbakanlıkta ve ilgili bakanlıkların elinde çok ciddi bir birikim oluştu. Hükümetimize her fırsatta bu birikimi kullanarak bürokratik oligarşiyi yıkıp yerine 'İnsanı yaşat ki devlet yaşasın' anlayışını hakim kılacak bir kamu personel rejimini kurması tavsiyesinde bulunuyorum." dedi.

"Sırtımızı hakka ve halka dayıyoruz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bizim Türkiye Cumhuriyeti devletinden başka devletimiz yok. Kimse başka hesabın içine girmesin. Başka hesabın içine giren, bunun bedelini ödeyecektir ve ödüyorlar. Sırtını bir yerlere dayayanlar, bunların bedelini ödemeye devam edecekler. Biz sırtımızı hakka ve halka dayıyoruz, farkımız bu." diye konuştu.

"Bizim medeniyetimizde böyle bir yapılanmaya asla yer yoktur"

Konuşmasında FETÖ'ye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu darbe (15 Temmuz) başarılı olsaydı, Feto ne yapacaktı? Sadece kendisine biat edenlere hayat hakkı veren bu örgütün, karanlık yüzünü anlamak için daha ne kadar tecrübe yaşamamız gerekiyor? Feto'nun 'himmet' adı altında esnaf ve sanatkarlarımızı adeta haraca bağlayan, maddi baskı yanında, manevi tehdidi de kullanan anlayışı, ne ahlakidir ne İslamidir. Bizim medeniyetimizde, kültürümüzde böyle bir yapılanmaya asla yer yoktur." şeklinde konuştu.

"Partim kapatıldığı zaman siz neredeydiniz?"

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"15 Temmuz, FETÖ'nün gerçek yüzünü görememiş olanlar için nihai ikazdır. Buna rağmen hala malum örgütün içinde kalmayı sürdüren varsa, inancına, ülkesine, milletine karşı açık bir ihanet içinde demektir. Aynı durum, bölücü terör örgütü için de geçerlidir. PKK'nın ve sivil uzantılarının, parlamento içindeki uzantılarının Türkiye'nin önünü kesmek için bir araç, tuzak olarak kullanıldığı apaçık bir gerçektir. Ülkesini ve milletini seven herkesin içinden geçtiğimiz şu kritik dönemde tüm imkanları ve gücüyle devletine sahip çıkması, inanç, mezhep ve köken istismarcılarına geçit vermemesi şarttır. Batı gazeteleriyle, bakanlarıyla, vesaireleriyle Türkiye'ye meydan okuyor. Peki, genel başkanı olduğum partim kapatıldığı zaman siz neredeydiniz?. Şimdi bakıyorum yeni yeni meydan okumalar çıkıyor. Aynı şeyi farklı yerlerden... Gazetelerde başlıklar, hepsi buraya yönelik. Fakat biz, sizin attığınız o başlıklara alıştık. Geçmişte bunu rahmetli Özal'a da yaptılar. Şimdi aynı şeyleri bize yapıyorlar. Ne yaparsanız yapın, şunu bilin ki bu millet artık uyanmıştır ve inşallah muasır medeniyetler seviyesinin üstüne de çıkacaktır."